Kelimeler, göze deger.
Ama içindeki manalar; en gizli, en ince, en ulasilmaz yerine tesir eder insanin…
En dokunulmazina ulasmis biri, iste bu yüzden sanki en yakinin olur, onu hiç görmesen bile… Onu, bunun için seversin…
Yine bunun için, söyleyen de sever; sözünü verdigi, yani kendinden manalar akittigi kisiyi… Sanki bir annenin, sütünü verdigi yavrusu gibi! Fakat diliyle degil, kalbinden söyleyen…
Iste sen, böyle bir özel’sin benim için…
Biliyorum senin için özel de oldugumu ve zaten sözüme bunun için kulagini açtigini biliyorum…
Sen de artik; yarinin daha güzel olacagini, biliyorsun… Seni affedecegim hiçbir sey olmadigini; çünkü bana karsi yapabilecegin her seyi, henüz sen yapmadan affetmis oldugumu biliyorsun! Öylesine, rahatsin…
Ve zaten rahat ol; çünkü dün nasilsam sana, yarin da ayni olurum… On sene evvel ne kadar yakinsam, on sene sonra da ayni mesafede dururum…
Geçecek bütün sikintilar, buna çok inan… Canimsin… Üzülmeni istemiyorum. Ama her sey tecrübe; demek ki lazimmis bu sikintilar: Disler birlesip kederle kenetlenince; eller birlesip parmaklar kenetleniyor… Nihayeti güzel olsun insallah…
Son söz, mü?
Her zaman, u-m-u-r-u-m-d-a-s-i-n… (duyuyormusun (: )
Çünkü sen, çok kiymetlisin!
Bir de sunu bil ki benim güzel bebegim;
Bebekler ne verirsen onu alir, onu emer, onu yutar ve onunla doyar… Bedenleri senin seçtigin gidalarla beslenir ve ruhlari, bedenlerinin beslendigi gidalarin seçimine göre inkisaf eder… Anne melek, bebek melek, erkek melek olmaz, öyle denmez; çünkü meleklerin cinsiyeti olmaz!..
Bebeklere, günah islemedikleri için; iyilik yapanlara, islerinde hayir oldugu için; söz dinleyenlere, itiraza tevessül etmedikleri için “melegim” denir…
Bitkilerin öz suyu vardir;
Kurtlar, böcekler kökünü yer, arilar balini alir, ayilar ise basip çigner!
Sen tatlisin, ballisin;
Aglasan serbet sizar!
Onun için sakin baskasina aglama; bana söyle, bana anlat, bana dinlet, bana agla!
Çünkü benim canimsin…
Ama içindeki manalar; en gizli, en ince, en ulasilmaz yerine tesir eder insanin…
En dokunulmazina ulasmis biri, iste bu yüzden sanki en yakinin olur, onu hiç görmesen bile… Onu, bunun için seversin…
Yine bunun için, söyleyen de sever; sözünü verdigi, yani kendinden manalar akittigi kisiyi… Sanki bir annenin, sütünü verdigi yavrusu gibi! Fakat diliyle degil, kalbinden söyleyen…
Iste sen, böyle bir özel’sin benim için…
Biliyorum senin için özel de oldugumu ve zaten sözüme bunun için kulagini açtigini biliyorum…
Sen de artik; yarinin daha güzel olacagini, biliyorsun… Seni affedecegim hiçbir sey olmadigini; çünkü bana karsi yapabilecegin her seyi, henüz sen yapmadan affetmis oldugumu biliyorsun! Öylesine, rahatsin…
Ve zaten rahat ol; çünkü dün nasilsam sana, yarin da ayni olurum… On sene evvel ne kadar yakinsam, on sene sonra da ayni mesafede dururum…
Geçecek bütün sikintilar, buna çok inan… Canimsin… Üzülmeni istemiyorum. Ama her sey tecrübe; demek ki lazimmis bu sikintilar: Disler birlesip kederle kenetlenince; eller birlesip parmaklar kenetleniyor… Nihayeti güzel olsun insallah…
Son söz, mü?
Her zaman, u-m-u-r-u-m-d-a-s-i-n… (duyuyormusun (: )
Çünkü sen, çok kiymetlisin!
Bir de sunu bil ki benim güzel bebegim;
Bebekler ne verirsen onu alir, onu emer, onu yutar ve onunla doyar… Bedenleri senin seçtigin gidalarla beslenir ve ruhlari, bedenlerinin beslendigi gidalarin seçimine göre inkisaf eder… Anne melek, bebek melek, erkek melek olmaz, öyle denmez; çünkü meleklerin cinsiyeti olmaz!..
Bebeklere, günah islemedikleri için; iyilik yapanlara, islerinde hayir oldugu için; söz dinleyenlere, itiraza tevessül etmedikleri için “melegim” denir…
Bitkilerin öz suyu vardir;
Kurtlar, böcekler kökünü yer, arilar balini alir, ayilar ise basip çigner!
Sen tatlisin, ballisin;
Aglasan serbet sizar!
Onun için sakin baskasina aglama; bana söyle, bana anlat, bana dinlet, bana agla!
Çünkü benim canimsin…