Hiç birşey yazıtlarında saklı rüyalar. Her an değişen insan hayatları içerisine serpiştirdiğimiz o koyu mavi kendini birazcıkda siyaha adamış renkler. Renklerin adamıyız biz. Her nesne bizim için bir rengi temsil ediyor. bazen kendi karmaşık yapısı olsada yinede işin içinden çıkılıyor. Kimisinden de nefret ediyoruz oysa.
Tıpkı şu gizli-saklı tınılar gibi. Müzik. Kaç farklı türü ve rengi var. Kaç kişiye neleri anlatıyor. Rock müzik mesela kimi zaman siyah kimi zaman beyaz yer yer sarı.
Aslında birer ressamız hepimiz kendi benliğimizde. Boyuyoruz ruhumuzu biz hiç bilmesekte.
Hiç düşünündünüz mü çocukluğunuzu ?
Hani şu şekerli, çikolatalı, yakar toplu günlerinizi… O zaman hangi renkleri kullanıyorduk.
Birde şimdiyle kıyaslasak ya.
O zamanlarda kirlenmek için can atıyorduk.
Üstümüz, yüzümüz, ellerimiz kirlendikçe ruhumuz rengarenk oluyordu. Neşemiz kat ve kat artıyordu. Şimdi giydiğimiz kıyafete toz gelse canımız sıkılıyor. Hatta kirletene küfrediyoruz. Kim bilir belkide ruhumuzu simsiyah yapıp karartmamak için hep çocuk kalmalıydık.
Peki ya siz şimdi hangi renk var elinizde ?