Sana ne sözler birikti
bir bilsen.
Şarap tadındaki kokunla sevdalı tenime doğuyor önce güneş, sabahın ilk ışığını gören gözlerime doluyorsun sonra... Kalkıp aynadaki yüzüme bakıyorum, sen varsın, anla. Sana bakıyorum, gözlerimin içindeki kendime. Nedeni yok, nedensiz buluyorsun yolunu, biliyorsun çünkü; sana ait kaldığımı.
Sana ne sözler birikti
bilsen...
Gülümsüyorum sokakta insanlara. Sabah değil aslında
ben öyle görüyorum. Gözlerinin içindeki sevda nefesi geliyor peşimden
bekliyorum
anla. Martılar düşüyor yine bir bir
ama gülümseyerek ve gagalarında avuçlarıma bıraktıkları sana ait kırıntılarla...
sana ne sözler birikti
bir bilsen... Önce içli bir özleyiş sarıyor beni
sonra ayrılığının sesi. Peşi sıra vuruyor ellerimi sustukça sen; biriktiriyorum ben de istemeden...
Seni seviyorum
ben sana sevdalı melek; sözlerimi biriktirirken
gözlerinde kalacağım için gözbebeklerime dolduruyorum hayatı...
Anla
ben seni anlatamazken; yüreğimin sesini bekliyorum...
İnan
seni sevmelere doyamıyorum....
...
İçimden tuhaf şeyler geçiyor. Sanki içimde ağlıyorsun. Yokluğu sırtından vuran garip bir ağlayış bu. Bırakıp gittiğini düşünürken bile gidemediğini gördüğün için ağladığını söylüyor gözlerin
sağ yanına topladığın saçların karanlığın ıslak tekerlemesine karşı çıkmış; bana gülümsüyor... Gör hadi...
Aslında gelmen için sebepler vardı ellerinde
gelebilmen için... sevdalı bir tenin kokusu vardı hala içinde
belki de sen bu yüzden ağlıyordun...
Bildin işte; yalnızlığın ağrısız bir ölüm akıp dudaklarımdaki dört mevsim değil artık bendeki; sensin. Aradığım
sesimin en işlek caddesinde bana gülümseyenim
sigaram bittiğinde nöbetçi tiryakimsin artık sen...
Bildin işte
ağladıkça
bir istanbul tramvayında kaybolan yolcumsun içimde. Üstü başı açılmış denizimin fenerisin artık sen...
Hadi durdur karesini hayatımın
kopsun sensizliğimin filmi. Yazılamamış bir öyküden dön artık
uykumun sağrısına uzandığımda gel
gel
gel yine yeniden...
Sen içimde ağlıyorsun... Göğümle yerin arasında savrulan rüzgara bakıp; içimdeki yaralı kanatlara dokunuyorsun. Dudak kıvrımlarındaki uçuğa benzer hikayelerin için; sen meleğim
sen içimdeki bize ağlıyorsun...
Gözlerini sakladığın yerden çıkarıp bak hadi
zulasında beşinci kitap gibi sakladığın hikayenin ilk sayfalarını oku gizlice
tanrıya sor. İçimde özgürce yürüyen adımlarından kalbinin berraklığı gibi toza bulanmış yollarımı sor...
Hadi açtım damarını kuytusunda sakladığım seninle dolan hayatımın
boğ karanlığı
sil artık sensiz yazılanları...
...
Sen içimde ağlıyorsun
gecemin aylak saatlerinde yönünü çalan sevdalı bir melek gibi tanrımın sözlüğündeki gülümsemeye döküyorsun herşeyini... Sen içimde umutla ağlıyorsun
sen... Sen bende kendini bulduğun için
sen biz için yakılan sevda ağıtlarına ağlıyorsun...
....
Sana ne sözler birikti
bir bilsen...
Ama söyleyemediklerimi sen anla
hadi; bir martının kanatlarının tenindeki ışığından anla
üstüne hangi gülüşü taksan sana yakıştığından anla. İçimdeki ağlayışından...
Seninle bir sabahtı ve seninle gelendi herşey. Gündü
güneşin tam ortasıydı yedi tepeli şehre benzeyen gözlerin. Geceydi
aşkın sızışıydı sanki tenindeki terin. Sendin
hücremin duvarlarını yıkan
ve sendin saçlarını tel tel ayırırken bana ait şarkılar mırıldanan.. Hatırla
söyle derdin
bir şarkı da sen mırıldan...
Duyuyor musun; sen içimde gülerek ağlıyorken sahibini bulan kelimelerle sunuyorum şarkımı. Ezgisini yazdıkça
özleminden kırılan notalar haykırıyor sana
dinle... Kaçıncı perdesindeyse bu gece; ilkyazdan seslerle fısıldıyorum kulağına
dinle...
...
Farkında mısın; hangi ışığı kaldırsam altından sen çıkıyorsun artık. Dolunay akşamüstlerime geliyor yavaşça
ve sen ansızın vuruyorsun ayın bu halini
dönüyor
ardına bakmadan kaçıyor
farkında mısın?
Farkında mısın
kaç çıkmaz sokağın duvarlarını yıktın içimde. Kaç kaldırımı dizdim yeniden
kaç ağaç diktim
görüyor musun ???

Şarap tadındaki kokunla sevdalı tenime doğuyor önce güneş, sabahın ilk ışığını gören gözlerime doluyorsun sonra... Kalkıp aynadaki yüzüme bakıyorum, sen varsın, anla. Sana bakıyorum, gözlerimin içindeki kendime. Nedeni yok, nedensiz buluyorsun yolunu, biliyorsun çünkü; sana ait kaldığımı.
Sana ne sözler birikti

Gülümsüyorum sokakta insanlara. Sabah değil aslında




sana ne sözler birikti


Seni seviyorum


Anla

İnan

...
İçimden tuhaf şeyler geçiyor. Sanki içimde ağlıyorsun. Yokluğu sırtından vuran garip bir ağlayış bu. Bırakıp gittiğini düşünürken bile gidemediğini gördüğün için ağladığını söylüyor gözlerin

Aslında gelmen için sebepler vardı ellerinde


Bildin işte; yalnızlığın ağrısız bir ölüm akıp dudaklarımdaki dört mevsim değil artık bendeki; sensin. Aradığım


Bildin işte


Hadi durdur karesini hayatımın




Sen içimde ağlıyorsun... Göğümle yerin arasında savrulan rüzgara bakıp; içimdeki yaralı kanatlara dokunuyorsun. Dudak kıvrımlarındaki uçuğa benzer hikayelerin için; sen meleğim

Gözlerini sakladığın yerden çıkarıp bak hadi


Hadi açtım damarını kuytusunda sakladığım seninle dolan hayatımın


...
Sen içimde ağlıyorsun



....
Sana ne sözler birikti

Ama söyleyemediklerimi sen anla


Seninle bir sabahtı ve seninle gelendi herşey. Gündü






Duyuyor musun; sen içimde gülerek ağlıyorken sahibini bulan kelimelerle sunuyorum şarkımı. Ezgisini yazdıkça



...
Farkında mısın; hangi ışığı kaldırsam altından sen çıkıyorsun artık. Dolunay akşamüstlerime geliyor yavaşça




Farkında mısın



görüyor musun ???