SEBEPSİZ FIRTINAM...
Ruhum sebepsizlik mahkûmu, yudumluyor acıyı…
Ruhum sebepsizlik mahkûmu, yudumluyor acıyı…
Acı sevdiriyor kendini, onsuzluğu imkânsızlaştırma çabasıyla. Güzele bürünüyor, körleşen gözlerimizde… Aslında kavram kargaşamızda asılı kalmış; unutulmuş bir zamanda. Acı katık oluyor sebepsizlik hamuruna…
Sebepsizlik seviyor oyunları; umulmadık mutluluklarda çıkıyor hep karşımıza. En güzel günümüzün gecesi, en sevdiğimiz rengin kirlenmesi olup acıtıyor ruhumuzu… Enlerimizin enderliklerinden çıkıp koyuyor tahtını yüreğimize; salıyor köklerini yettirebildiğince.
‘Mutluluk bile acı veriyor….’ Dedirtiyor dilimize biz farkında değilken… Güzeli çirkin yapmayı öğretiyor en kısa yoldan. Oysa bilmiyor muyuz ki; bir taklit var ortada; mutluluğu oynamaya çalışan bir acı… Başarmaya çok yakın…
Soğuk esiyor bugün sebepsiz fırtınam… Üşüyorum mutluluğun sıcaklığında; varlığın yokluğunda… Uzaklaştırıyorum en sevdiklerimi yanımdan; sebepsiz fırtınamın can yakmasından korktuğumdan. Yalnızlığa büründü bu defa da fırtınam…
(((Dilimde hediye bir şarkı;
Fırtınalardan kurtar beni yar,batırma gemilerimi
Umutlar aşkın teknesidir; umutlarım tükendi....
diyor Yaşar buğulu sesinden...
Fırtınalardan kurtar beni yar,batırma gemilerimi
Umutlar aşkın teknesidir; umutlarım tükendi....
diyor Yaşar buğulu sesinden...
Ama bildiğim bir gerçek var; aşklar umutların gizli teknesi...
Tükenen aşklar tükenen umutların gizli gerçeği...
Tükenen aşklar tükenen umutların gizli gerçeği...
Fırtınalardan sakındığım aşkımın bitme merasimi...)))
H.Y
H.Y