
anlatayım sana dinle...
güzel güneşli bir günde gezmeye cıkarsın

kalbinin huzur bulabileceği herhangi bir yer.
neşeli neşeli yürürken yolunu şaşırdığının farkına çok geç varırsın...
o andan itibaren yaşadığın duygular
bambaşka olur

çünkü tanımıyorsun kapıldığın duygu selini... hem korku



geri dönmek istemezsin...
aslında istersin de mümkün görünmez karmakarışıktır herşey...
dört mevsimi yaşarsın herbir taraftan...
yaz'ı hissettiğin an

ilkbahar oluverir bir an

ılık bir rüzgar saçlarını okşar derken birden...
fırtına kopar


yaprakları döker dallarından...
soğuk bir yağmur yağar saçlarına üşürsün..
yolunu şaşırdığın bir yerde yığılıp kalırsın öyle...yağmurun altında sızmış iki büklüm..
bir kuş sesiyle uyanırsın.
yağmurdan göl olmuş yer

kalkarsın ayağa bakınırsın etrafına...
hani demiştim ya karmakarışık duygular

en yakın arkadaşın sırdaşın olmuştur...
dört mevsimi

biter biter yeniden başlar...
yoruldum artık diye yalvarırsın

o can yoldaşın sana ızdırap çektirir...
büyülü bir havası vardır o kaybolduğun yolun...
ayakların yerden kesilir

bir de bakmışsın yerde sürünüyorsun...
başlarsın ağlamaya

başlarsın yalvarmaya...
bilmezsin birine sesleniyorsundur belki de ama nafile...duyan olmaz seni...
işte o an başlarsın kendi kendini kandırmaya...
-nerdeyim bilmem ama mutluyum böyle...
-huzur doluyum...
-alışırım...
kaybolduğum yol benim dünyam dersin...
evet evet çok iyi olur diye avutursun kendini...
bir süre sonra ayağın takılır bir taşa

bir de bakmışsın yol bitmiş

bir adım daha uçurum...
kala kalırsın orada

hiç bir şey düşünemez olursun...
ne bir adım geri ne bir adım ileri..
işte şimdi anlayabildin mi beni...
anlatmak istediğim bu

anlayabildinmi beni...?