Sıra Ege Denizi’nde
Karadeniz ve Akdeniz’deki petrolden sonra gözler Ege Denizi'ne çevrildi. Sakız Adası civarındaki Türk karasularında yer alan zengin petrol yatakları küresel güçlerin iştahını kabartıyor. ABD’li petrol tröstleri ve Yunanistan bu bölgedeki petrole de göz dikti.
Rum Kesimi’nin Kıbrıs adasının tamamının sahibiymiş gibi hareket ederek yabancı şirketlere KKTC karasularından petrol arama izni vermesi ile başlayan gerginlik Ege’ye de sıçramak üzere. Ege’de Yunanistan ile Türkiye arasında uzun süredir yaşanan kıta sahanlığı problemi yeniden gündeme gelecek. Çünkü, Ege Denizi’nde özellikle de Sakız adası civarında Türk karasuları içerisinde çok verimli petrol yatakları olduğu belirtiliyor.
ABD eski Dışişleri Bakanı James Baker tarafından 2003 yılında hazırlanan plana göre Ege petrollerinin yüzde 30’unun Türkiye, yüzde 30’unun Yunanistan ve Yüzde 40’ının da ABD’li petrol şirketine kalacağı ifade ediliyor. Öte yandan geçen yıl Temmuz ayı içerisinde Ege’de karasularımızda gizlice araştırma yapan 3 gemi tespit edilmiş, yapılan tahkikatlar neticesinde bu esrarengiz gemilerin birisinin Amerikan, ikisinin de Alman menşeili olduğu tespit edilmişti.
ALİ CURA / ANKARA
Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin adanın tamamının sahibi gibi hareket ederek ada etrafında petrol arama izni vermesi ile başlayan sıkıntının Ege’ye de sıçrayacağı belirtiliyor. Ege’de de yakın bir dönem içerisinde sıcak günlerin yaşanacağı kaydediliyor. Yunanistan ile Türkiye arasında uzun süredir yaşanan kıta sahanlığı problemi yeniden gündeme gelecek. Çünkü, Ege Denizi’nde özellikle de Sakız adası civarında Türk karasuları içerisinde çok verimli petrol yatakları olduğu belirtiliyor.
Bu arada ABD’nin 2003 yılında Ege petrolleri ile ilgili hazırladığı plan üzerindeki çalışmalar Türk tarafında da değerlendirilmeye devam ediliyor. ABD eski Dışişleri Bakanı James Baker tarafından hazırlanan plana göre Ege petrollerinin yüzde 30’unun Türkiye, yüzde 30’unun Yunanistan ve Yüzde 40’ının da ABD’li petrol şirketine kalacağı ifade ediliyor.
Petrol devlerinin gözü denizlerimizde
Dev petrol şirketlerine çok geniş imkanlar tanıyan ve TPAO’yu adeta devre dışı bırakan Petrol Yasası’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden geçmesiyle beraber dev petrol şirketleri de dondurduğu planlarını yeniden hayata geçirmeye hazırlanıyor. Arkalarına ABD yönetimin de alarak hareket eden bu dev petrol şirketleri uluslararası politikalarda da etkinliğini sürdürüyor. Önce Kıbrıs’ta KKTC’nin yok sayılarak, ada etrafının parsellenip petrol şirketlerinin arama-çıkarma faaliyetlerine kapı açılmasının paralelinde, Türkiye’de çıkarılan petrol yasası petrol devlerinin gözünü Türkiye’nin üç bir yanında bulunan denizlerdeki zengin petrol rezervlerine çevirdi.
Ege’de de kriz patlak verebelir
Akdeniz ve Karadeniz’den sonra Ege Denizi de yakın bir zamanda petrol aramalarına ilişkin Yunanistan ile kriz çıkacağı ihtimali de söz konusu. Kıbrıs’ta cereyan eden sorunun yine AB üyesi Yunanistan ile Türkiye arasında yeniden gündeme geleceği ifade ediliyor. Kısa bir süre sonra iki ülke arasında her ne kadar istikşafi toplantılar sürse de petrol devlerinin baskısı ile yeniden kıta sahanlığı ve karasuları sorununun alevlendirileceği kaydediliyor.
Baker Planı’na dikkat!
Özellikle bu çerçevede ABD’nin bölgedeki petroller konusunda 2003 yılındaki bir planı ise hemen dikkat çekiyor. ABD Dışişleri eski Bakanı James Baker’ın 2003 yılında hazırladığı planın detaylarının bugün hala Türkiye tarafından değerlendirildiği öne sürülüyor. Bu planın değerlendirilme çalışmaları ve iki ülke arasındaki bu yönde görüşmeler ise oldukça gizli yürütülüyor. Plana göre, Ege Denizi’nde çıkan petrollerin yüzde 30’u Türkiye’ye, yüzde 30’u Yunanistan’a, yüzde 40’ının da Amerikan petrol arama şirketine verilmesi öngörülüyor. Amerikalıların saptamalarına göre, İzmir Alaçatı’dan Gökçeada’ya kadar uzanan bir koridor boyunca Ege’nin Türk ve Yunan taraflarında petrol ve doğalgaz bulunuyor.
Petrol ve maden zengini Ege Denizi
Ege’de pek çok bölgede potansiyel petrol yatakları tahmin ediliyor. Gömeç Köyü ile Burhaniye arası, Saros Körfezi 15 km ve tümü karasularımız içinde, Edremit Körfezi 55-60 km ve 10 km’si karasularımız dışında, Kuşadası açıklarında 16,5 km ve 5,5 km’si karasularımız dışında, Söke Didim açıklarında 72,5 km ve 62,5 km’si karasularımız dışında, Finike Körfezi batı kısmı 3-8,5 km tümü karasularımız içinde petrol emarelerine rastlandığı bildiriliyor. Ayrıca bu bölgelerde krom, demiroksit ve platin de bulunuyor.
Öte yandan geçen yıl Temmuz ayı içerisinde Ege’de karasularımızda gizlice araştırma yapan 3 gemi tespit edilmiş, yapılan tahkikatlar neticesinde bu esrarengiz gemilerin birisinin Amerikan, ikisinin de Alman menşeili olduğu tespit edilmişti.
Diğer taraftan ise 1975’li yıllarda Norveç’in üç büyük firmasından biri olan, Aker şirketler topluluğu Ege’de petrol platformu kurma ve petrol arama talebinde bulunmuş, buna izin verilmemişti. Aynı dönem içinde Det Norske Veritas adında bir Norveç firması da uydu görüntülerinden yararlanarak yaptığı bir araştırmada, Ege Denizi, Kuzey Buz Denizi ve Meksika Körfezi’nde petrol bulunduğunu ortaya çıkarmış, Türk yetkilileri de bu rapordan haberdar edilmişti.
Karadeniz ve Akdeniz’deki petrolden sonra gözler Ege Denizi'ne çevrildi. Sakız Adası civarındaki Türk karasularında yer alan zengin petrol yatakları küresel güçlerin iştahını kabartıyor. ABD’li petrol tröstleri ve Yunanistan bu bölgedeki petrole de göz dikti.
Rum Kesimi’nin Kıbrıs adasının tamamının sahibiymiş gibi hareket ederek yabancı şirketlere KKTC karasularından petrol arama izni vermesi ile başlayan gerginlik Ege’ye de sıçramak üzere. Ege’de Yunanistan ile Türkiye arasında uzun süredir yaşanan kıta sahanlığı problemi yeniden gündeme gelecek. Çünkü, Ege Denizi’nde özellikle de Sakız adası civarında Türk karasuları içerisinde çok verimli petrol yatakları olduğu belirtiliyor.
ABD eski Dışişleri Bakanı James Baker tarafından 2003 yılında hazırlanan plana göre Ege petrollerinin yüzde 30’unun Türkiye, yüzde 30’unun Yunanistan ve Yüzde 40’ının da ABD’li petrol şirketine kalacağı ifade ediliyor. Öte yandan geçen yıl Temmuz ayı içerisinde Ege’de karasularımızda gizlice araştırma yapan 3 gemi tespit edilmiş, yapılan tahkikatlar neticesinde bu esrarengiz gemilerin birisinin Amerikan, ikisinin de Alman menşeili olduğu tespit edilmişti.
ALİ CURA / ANKARA
Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin adanın tamamının sahibi gibi hareket ederek ada etrafında petrol arama izni vermesi ile başlayan sıkıntının Ege’ye de sıçrayacağı belirtiliyor. Ege’de de yakın bir dönem içerisinde sıcak günlerin yaşanacağı kaydediliyor. Yunanistan ile Türkiye arasında uzun süredir yaşanan kıta sahanlığı problemi yeniden gündeme gelecek. Çünkü, Ege Denizi’nde özellikle de Sakız adası civarında Türk karasuları içerisinde çok verimli petrol yatakları olduğu belirtiliyor.
Bu arada ABD’nin 2003 yılında Ege petrolleri ile ilgili hazırladığı plan üzerindeki çalışmalar Türk tarafında da değerlendirilmeye devam ediliyor. ABD eski Dışişleri Bakanı James Baker tarafından hazırlanan plana göre Ege petrollerinin yüzde 30’unun Türkiye, yüzde 30’unun Yunanistan ve Yüzde 40’ının da ABD’li petrol şirketine kalacağı ifade ediliyor.
Petrol devlerinin gözü denizlerimizde
Dev petrol şirketlerine çok geniş imkanlar tanıyan ve TPAO’yu adeta devre dışı bırakan Petrol Yasası’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden geçmesiyle beraber dev petrol şirketleri de dondurduğu planlarını yeniden hayata geçirmeye hazırlanıyor. Arkalarına ABD yönetimin de alarak hareket eden bu dev petrol şirketleri uluslararası politikalarda da etkinliğini sürdürüyor. Önce Kıbrıs’ta KKTC’nin yok sayılarak, ada etrafının parsellenip petrol şirketlerinin arama-çıkarma faaliyetlerine kapı açılmasının paralelinde, Türkiye’de çıkarılan petrol yasası petrol devlerinin gözünü Türkiye’nin üç bir yanında bulunan denizlerdeki zengin petrol rezervlerine çevirdi.
Ege’de de kriz patlak verebelir
Akdeniz ve Karadeniz’den sonra Ege Denizi de yakın bir zamanda petrol aramalarına ilişkin Yunanistan ile kriz çıkacağı ihtimali de söz konusu. Kıbrıs’ta cereyan eden sorunun yine AB üyesi Yunanistan ile Türkiye arasında yeniden gündeme geleceği ifade ediliyor. Kısa bir süre sonra iki ülke arasında her ne kadar istikşafi toplantılar sürse de petrol devlerinin baskısı ile yeniden kıta sahanlığı ve karasuları sorununun alevlendirileceği kaydediliyor.
Baker Planı’na dikkat!
Özellikle bu çerçevede ABD’nin bölgedeki petroller konusunda 2003 yılındaki bir planı ise hemen dikkat çekiyor. ABD Dışişleri eski Bakanı James Baker’ın 2003 yılında hazırladığı planın detaylarının bugün hala Türkiye tarafından değerlendirildiği öne sürülüyor. Bu planın değerlendirilme çalışmaları ve iki ülke arasındaki bu yönde görüşmeler ise oldukça gizli yürütülüyor. Plana göre, Ege Denizi’nde çıkan petrollerin yüzde 30’u Türkiye’ye, yüzde 30’u Yunanistan’a, yüzde 40’ının da Amerikan petrol arama şirketine verilmesi öngörülüyor. Amerikalıların saptamalarına göre, İzmir Alaçatı’dan Gökçeada’ya kadar uzanan bir koridor boyunca Ege’nin Türk ve Yunan taraflarında petrol ve doğalgaz bulunuyor.
Petrol ve maden zengini Ege Denizi
Ege’de pek çok bölgede potansiyel petrol yatakları tahmin ediliyor. Gömeç Köyü ile Burhaniye arası, Saros Körfezi 15 km ve tümü karasularımız içinde, Edremit Körfezi 55-60 km ve 10 km’si karasularımız dışında, Kuşadası açıklarında 16,5 km ve 5,5 km’si karasularımız dışında, Söke Didim açıklarında 72,5 km ve 62,5 km’si karasularımız dışında, Finike Körfezi batı kısmı 3-8,5 km tümü karasularımız içinde petrol emarelerine rastlandığı bildiriliyor. Ayrıca bu bölgelerde krom, demiroksit ve platin de bulunuyor.
Öte yandan geçen yıl Temmuz ayı içerisinde Ege’de karasularımızda gizlice araştırma yapan 3 gemi tespit edilmiş, yapılan tahkikatlar neticesinde bu esrarengiz gemilerin birisinin Amerikan, ikisinin de Alman menşeili olduğu tespit edilmişti.
Diğer taraftan ise 1975’li yıllarda Norveç’in üç büyük firmasından biri olan, Aker şirketler topluluğu Ege’de petrol platformu kurma ve petrol arama talebinde bulunmuş, buna izin verilmemişti. Aynı dönem içinde Det Norske Veritas adında bir Norveç firması da uydu görüntülerinden yararlanarak yaptığı bir araştırmada, Ege Denizi, Kuzey Buz Denizi ve Meksika Körfezi’nde petrol bulunduğunu ortaya çıkarmış, Türk yetkilileri de bu rapordan haberdar edilmişti.