Vasiyetimdir.
Çıkmaz sokağın başındayım
sonunun çıkmaz olduğunu bile bile girdim içeri
...destursuz seferi misali.
Damarlarımda gezinen keskin küfürlerin biri bin para
tebdil-i kıyafet alyuvar kılığında geziyorlar.
Kapalı mekanlarda küfretmek yasaklandığından beri içimde tütün kokusu.
İçime atıyorum ucu yanmış aşk izmaritlerini.
Damarlarım paramparça ve deri altıma sızıyor kanla karışık hüzün.
Yeşil renkli bir hüzne çalıyor tenim
anılarımsa mosmor.
Ruhumu hibe ediyorum bir kadının gözlerine;
giderse ölümün
gitmezse onunum.
İçimde şiddetinden sual olunmaz depremler
yıkılmadık sığınak
tecavüz edilmedik umut kalmadı .
Benliğim delik deşik
sonsuz bir boşluk şimdi adım
ve boşluğun içini adıyla dolduracak kadın yok!
Yokluklar ülkesinin en zenginiyim ben!
her şeyim yok denecek kadar çok!
Hissettiğim yaştayım desem koca bir yalan
hislerim ölü!
Sanırım ben o kadının beni fethettiği yaştayım hala!
Sandığımda zulalı birkaç anı
güveler yemiş hepsini
Gücenmişim.
Saf alkolle siliyorum şimdi tüm anısal yaralarımı
anılarım sarhoş ben ayık kafayla acı çekiyorum!
Kamusal alanlarda bakışıyoruz gizli gizli
ve bakışmak yasak halbuki.
Nihayetinde tutukluyorlar tüm aşık adamları
kapatıyorlar bizi aşık olduğumuz kadınların gözlerine.
O kadınlar başka adamlara bakıyor aşkla
Ve biz;gözlerinde mahkum tüm adamlar müebbet yiyoruz lokma lokma
aşka aç bir karınla.
Şehirde kar var
rengi kızıl.
Şehirde kan var
rengi beyaz.
Gökyüzü karman çorman
çürümüş et kokusu havada.
Topraktan boşanmış tüm ölüler
mezarlıklar boş
komşu gezmesinde bütün cesetler.
Birçoğu eski aşkında yatıya kalmış
fakat bir “hoş geldin” diyenleri yok!
Sokak köpekleri intihar etmiş korkudan
kesilmiş ezan sesleri
fonda gür bir ti sesi…
Vakit gelmiş
belli ki;
biz faniler bir bir
canice terk ediyoruz sizi…
Gelmek isterseniz eğer
aklımın sol çekmesinde o kadın var
adı Medusa
gözlerine bakın
o size yeter!
Oğuz Bal
Çıkmaz sokağın başındayım
sonunun çıkmaz olduğunu bile bile girdim içeri

...destursuz seferi misali.
Damarlarımda gezinen keskin küfürlerin biri bin para

tebdil-i kıyafet alyuvar kılığında geziyorlar.
Kapalı mekanlarda küfretmek yasaklandığından beri içimde tütün kokusu.
İçime atıyorum ucu yanmış aşk izmaritlerini.
Damarlarım paramparça ve deri altıma sızıyor kanla karışık hüzün.
Yeşil renkli bir hüzne çalıyor tenim

Ruhumu hibe ediyorum bir kadının gözlerine;
giderse ölümün

İçimde şiddetinden sual olunmaz depremler

yıkılmadık sığınak

Benliğim delik deşik

sonsuz bir boşluk şimdi adım
ve boşluğun içini adıyla dolduracak kadın yok!
Yokluklar ülkesinin en zenginiyim ben!
her şeyim yok denecek kadar çok!
Hissettiğim yaştayım desem koca bir yalan

hislerim ölü!
Sanırım ben o kadının beni fethettiği yaştayım hala!
Sandığımda zulalı birkaç anı


Gücenmişim.
Saf alkolle siliyorum şimdi tüm anısal yaralarımı

anılarım sarhoş ben ayık kafayla acı çekiyorum!
Kamusal alanlarda bakışıyoruz gizli gizli
ve bakışmak yasak halbuki.
Nihayetinde tutukluyorlar tüm aşık adamları
kapatıyorlar bizi aşık olduğumuz kadınların gözlerine.
O kadınlar başka adamlara bakıyor aşkla

Ve biz;gözlerinde mahkum tüm adamlar müebbet yiyoruz lokma lokma

aşka aç bir karınla.
Şehirde kar var

Şehirde kan var

Gökyüzü karman çorman

Topraktan boşanmış tüm ölüler


komşu gezmesinde bütün cesetler.
Birçoğu eski aşkında yatıya kalmış

fakat bir “hoş geldin” diyenleri yok!
Sokak köpekleri intihar etmiş korkudan


fonda gür bir ti sesi…
Vakit gelmiş

biz faniler bir bir
canice terk ediyoruz sizi…
Gelmek isterseniz eğer

aklımın sol çekmesinde o kadın var

adı Medusa
gözlerine bakın

o size yeter!
Oğuz Bal