Yarın akşam kapı çalacak ve sen geleceksin. İçim titreyecek yüzünü ilk gördüğüm anda ayların özlemi kolay mı? Sonra ne olacak sevgili?
İçeri gireceksin sımsıkı sarılacağız. Belki saçlarımın koklayacaksın belki boynuma bir öpücük konduracaksın. Belki sen de özlemiş olacaksın. Ve belki bu kadar romantik olmayacak…
Sıcaktan terlemiş ve elindeki çantanın ağırlığından yorulmuş bezgin bir halde çalacaksın kapıyı. Ben en güzel kıyafetlerimi giymiş makyajımı yapmış olacağım. Belki onlarca kere ne giyeceğimi bilemeden gardırobu yatağın üstüne boşaltacağım. Sen gecikeceksin mutlaka terleyen bedenimi defalarca banyoya atacağım. Evim temiz ocağımda yemek olacak.
İçeri gireceksin Temmuz ayının sıcağından bezgin şöyle bir öpeceksin. “Çok sıcak yahu!” diyeceksin. İçeri girip oturacaksın. Salon kapısında dikilip duracağım. Yüzüne bakacağım aklımdan seni ne kadar özlediğim geçecek. “Soğuk suyun var mı?” diyeceksin koşup getireceğim. İçinin harareti geçince yolda yaşadığın terslikleri anlatmaya başlayacaksın. Otobüse binenleri şoförün aptallıklarını kimsenin olaylara ses çıkarmamasını kızarak anlatacaksın.
Hepsini gülümseyerek dinleyeceğim. Aslında hiçbirini tam olarak dinlemeyeceğim çünkü aklım sana sıkıca sarılmakta olacak. Uzun uzun öpüşmenin tadını özlemiş ve seni arzulayan bir kadın olarak içten içe konuyu kısa kesmeni dileyeceğim.
Aç olup olmadığını soracağım. Ne yemek olduğunu soracaksın. Ben sana deli gibi yemek hazırlamış ve uğraşmış olacağım. Yaz sıcağında ağır kaçacağını söyleyeceksin. Sonunda karpuz peynire bağlanacak sofra. Yemekler ocağın üstünde öylece kalacaklar.
Ne vakit sonra aklına gelecek sevişmek benim makyajım akmış bedenim terlemiş ve uykum gelmiş olacak. Biraz tatsız ama yine de seninle olduğu için lezzetli bir sevişme yaşayacağız. Sabaha karşı gözlerimiz kapanacak. Güneş yüzümüze vurduğunda uyanacağız. Sen yine gideceksin ve ben yine seni bekleyerek ömrümü çürüteceğim.
Veya bütün bunlar benim kurgum olacak. Kapı çalacak sen gülümseyerek gireceksin içeri. Beni kollarına alıp sımsıkı sarılıp öpeceksin. Hiç konuşmadan yatak odasına gideceğiz. Hasretimiz diz boyu sesimiz çarparken duvarlara sevişeceğiz. Sabaha kadar birbirimize dokunacağız gözlerimiz kenetlenmişken yorgun düşüp uyuyacağız. Güneş yüzümüze vurduğunda uyanacağız. Sen yine gideceksin ve ben yine seni bekleyerek ömrümü çürüteceğim.
Candan Ünal
İçeri gireceksin sımsıkı sarılacağız. Belki saçlarımın koklayacaksın belki boynuma bir öpücük konduracaksın. Belki sen de özlemiş olacaksın. Ve belki bu kadar romantik olmayacak…
Sıcaktan terlemiş ve elindeki çantanın ağırlığından yorulmuş bezgin bir halde çalacaksın kapıyı. Ben en güzel kıyafetlerimi giymiş makyajımı yapmış olacağım. Belki onlarca kere ne giyeceğimi bilemeden gardırobu yatağın üstüne boşaltacağım. Sen gecikeceksin mutlaka terleyen bedenimi defalarca banyoya atacağım. Evim temiz ocağımda yemek olacak.
İçeri gireceksin Temmuz ayının sıcağından bezgin şöyle bir öpeceksin. “Çok sıcak yahu!” diyeceksin. İçeri girip oturacaksın. Salon kapısında dikilip duracağım. Yüzüne bakacağım aklımdan seni ne kadar özlediğim geçecek. “Soğuk suyun var mı?” diyeceksin koşup getireceğim. İçinin harareti geçince yolda yaşadığın terslikleri anlatmaya başlayacaksın. Otobüse binenleri şoförün aptallıklarını kimsenin olaylara ses çıkarmamasını kızarak anlatacaksın.
Hepsini gülümseyerek dinleyeceğim. Aslında hiçbirini tam olarak dinlemeyeceğim çünkü aklım sana sıkıca sarılmakta olacak. Uzun uzun öpüşmenin tadını özlemiş ve seni arzulayan bir kadın olarak içten içe konuyu kısa kesmeni dileyeceğim.
Aç olup olmadığını soracağım. Ne yemek olduğunu soracaksın. Ben sana deli gibi yemek hazırlamış ve uğraşmış olacağım. Yaz sıcağında ağır kaçacağını söyleyeceksin. Sonunda karpuz peynire bağlanacak sofra. Yemekler ocağın üstünde öylece kalacaklar.
Ne vakit sonra aklına gelecek sevişmek benim makyajım akmış bedenim terlemiş ve uykum gelmiş olacak. Biraz tatsız ama yine de seninle olduğu için lezzetli bir sevişme yaşayacağız. Sabaha karşı gözlerimiz kapanacak. Güneş yüzümüze vurduğunda uyanacağız. Sen yine gideceksin ve ben yine seni bekleyerek ömrümü çürüteceğim.
Veya bütün bunlar benim kurgum olacak. Kapı çalacak sen gülümseyerek gireceksin içeri. Beni kollarına alıp sımsıkı sarılıp öpeceksin. Hiç konuşmadan yatak odasına gideceğiz. Hasretimiz diz boyu sesimiz çarparken duvarlara sevişeceğiz. Sabaha kadar birbirimize dokunacağız gözlerimiz kenetlenmişken yorgun düşüp uyuyacağız. Güneş yüzümüze vurduğunda uyanacağız. Sen yine gideceksin ve ben yine seni bekleyerek ömrümü çürüteceğim.
Candan Ünal