Gidiyorum sevgili,
Bir tren rayının iç yakan sesiyle gidiyorum.
Belkilerin büyüttüğü sahipsiz bir ömürden,
Sensiz düşüyorum.
Ardımda bir sürü sen bırakıp gidiyorum.
Kaç hayat eskiyor bu tende,
Kaç gece istasyonlar ağlıyor ardımdan.
Ben sessizce düşlerinden geçiyorum.
Seni bana hasret çekiyorum.
Gittikçe çoğalıyor hüzünler,
Ellerimde yaşlanmış aşk tortuları.
Zulaya yatmış gözlerim seni arıyor,
Sen kaybolurken kendi ülkende, ben gidiyorum.
Tütün kokulu bir sabaha geçit veriyor gece,
Ayaklarım götürüyor , içimin yollarına
Adımlarım sana takılıyor, gözlerim çoktan firari,
Bir düşüşle düşüyorum hücreme,
Yollar uzuyor gittikçe…
Karanlığa gömülüyor içim,en kuytumdan tutup beni,
Savuruyorsun kırık aşk masallarına.
Tam da yola çıkmışken anılara çarpıyorum.
Bir enkaz duruyor karşımda,
Damla damla dökülüyor her şey.
Buğulu bir sabahın ilk ışıklarında ben,
Kendime kaçak gidiyorum.
Her adımda bir anıyı daha kanatıyorum.
Sen öyküsüz kalıyorsun, tamamlanmamışâ€¦
Ben bütün yarımlarımı alıp gidiyorum.
Bavulumda diğer yarısı yok hayatımın.
Eksik bir metinle sil baştan;
Ayazdaki tüm sözleri yeniden yazıyorum.
Kazıyorum aklımın en ücrasından seni,
Eziliyor içim tek bir sesine…
Bu yol gitmedikçe daha da uzuyor.
Buz kesmiş bir sabaha düşlerimi gömüyorum.
Ve seni o istasyonda öldürüp gidiyorum.
Tüm sözler dağılıyor,tüm şiirler susuyor şimdi.
Konuşmak bu kadar zor oluyor işte…
Gözbebeğime kaçıyor hayalin,
Boğazıma duruyor yutkumdaki nefesin.
Şimdi ölüm bile sussa yalnızlığıma,
Kan gözlerimde senle,içinde senini kaybetmiş benle
Bir meçhule doğru gidiyorum.
Oysa gitmekle başlıyor, kendimi kaybım bilmiyorum…