Mendilimin hangi cebimde, kibritimin, cıgaramın dolma kalemimin hangi cebimde, gelen mektuplar dosyasının odamın neresinde, iğnelerin, eski jiletlerin, paketlerden sökülmüş sicim, ip yumaklarının masamın hangi gözünde, hangi kutunun içinde olduklarını ezbere bilmekten bıktım artık.
Hangi işi ne zaman yapacağımı, kimlerle neyi nasıl konuşmam gerektiğini önceden düşünmekten bıktım artık. Başkalarını mutluluğa kavuşturacağım diye çalışıp didinmekten, sevdiklerim uğruna kendime sevimsiz olmaktan, sevgimi yitirmemek için hep vermekten, boyuna vermekten bıktım artık.
Durmamasıya kendi üstüme eğilmekten, gözümle gözümü görmeye çalışmaktan bıktım artık. Hiç durup dinlenmeden, bir yontu çamuru gibi kendi kendimi kendim yapmaktan, yapıp bozmaktan, bozup yapmaktan bıktım artık.
“İşte bu ben’im!” diyememekten, ben olmayan başka biri olmaktan, sevdiklerim uğruna kendimi harcamaktan bıktım artık.
Ama bütün bu bıktıklarımdan kurtulamayacağımı da biliyorum.
Çünkü bütün bıktıklarım ben’im, kendimim.
Ben buyum.
Aziz Nesin 28 Ocak 1959
Hangi işi ne zaman yapacağımı, kimlerle neyi nasıl konuşmam gerektiğini önceden düşünmekten bıktım artık. Başkalarını mutluluğa kavuşturacağım diye çalışıp didinmekten, sevdiklerim uğruna kendime sevimsiz olmaktan, sevgimi yitirmemek için hep vermekten, boyuna vermekten bıktım artık.
Durmamasıya kendi üstüme eğilmekten, gözümle gözümü görmeye çalışmaktan bıktım artık. Hiç durup dinlenmeden, bir yontu çamuru gibi kendi kendimi kendim yapmaktan, yapıp bozmaktan, bozup yapmaktan bıktım artık.
“İşte bu ben’im!” diyememekten, ben olmayan başka biri olmaktan, sevdiklerim uğruna kendimi harcamaktan bıktım artık.
Ama bütün bu bıktıklarımdan kurtulamayacağımı da biliyorum.
Çünkü bütün bıktıklarım ben’im, kendimim.
Ben buyum.
Aziz Nesin 28 Ocak 1959