- Gitme… Ne olur, son kez söylüyorum… Gitme…
- ……………
- Sus, bir şey söyleme… Sessizliğinle konuşmak istiyorum. Beni bir başıma bıraktığın sensizliğinle... Sevgisizliğinle konuşmak…
- ……………
- Peki, son 5 dakika… Bir sigaranın ömrüne adanan bu zamanda çok konuşmayacağım. Sen olacağım. Tıpkı sen. Sen, sen, sen…
- ……………
- Bundan yıllar önce, yine bir haziran ayında, bir yıldız kaydı bilir misin? Gökyüzünden kalbime, ve oradan bir daha hiç bulamadığım bir yere. Rivayet, deniz diyorum kimi zaman, kimi zamansa bir çocuğun gülüşünde arıyorum o yitirilişi. Arıyorum, sadece arıyorum. Ve kendime soruyorum cevabını bulamadığım yüzlerce soru gibi. Biliyor musun? Nerden bileceksin ki? Benimki de soru. Geç yatma, sonra uykun ağır oluyor, üstünü örten bir müddet olmayacaktır yanında. Sonra beni özlersen sana aldığım yastığa sarılıp uyuman yeterli, o gece görüşürüz nerde olduğumuzu bilmeden. Belki bir külkedisi olursun kollarımda, ya da yine gidersin umulmadık bir anda. Ama uyandığında istesen de olmayacağım düşündüğün yerde. Belki bıraktığın yerde olacağım, bir an bile kıpırdamadan, konuşmadan, unutmadan, usanmadan. Bıkmadan… Ama ya bıkarsam, unutursam seni… Düşünmek, düşünmek bile çıldırtıyor beni.
- ……………
- Sen kelebekleri sever miydin? Ömürleri saatlere sınırlı kelebekleri… Ve kardeleni..?
- ……………
- Ne yazık… Peki hiç düşünmedin mi?
- ……………
- Hayatımın geri kalanına bir kelebek kadar acıyla baktığımı, ve yokluğunun soğuğunu delecek gücü kendimde bulamadığımı… Dedin ya, düşünmemişsin… Sen, ne düşünürsün ki zaten..?
- ……………
- Bu ev! Bu halı, bu, bu her şey. Dahası, hiçbir şey.
-
- Yakında sabah olacak. Fırınlar güne tozlu ellerle merhaba diyecek. Gazeteler kilometreleri aşmış raflara konulmuş olacak. Ben uyuyor olacağım, bir ihtimal. Ve, ve sen gitmiş olacaksın…
- ……………
- Git, git, git… Defol Git! Anlıyor musun? Bir daha olma hayatımda, yolda, yolda bile karşıma çıkma. Tükürdüğüm kaldırımda yüzüne bakacağım… Ha, bu arada, bende kalan kitaplarını kütüphaneye bağışlıyorum. Arta kalanları ise yok edeceğim. Senden bana sadece adın kalacak.
- ……………
- Ne dedin? Anlamadım? Emin ol, emin ol her zamankinden daha iyi olacağım.
- ……………
- Tamam. Kendime gelmeliyim. Abarttık galiba. Haydi, yolun açık olsun güzellik… Yolun, açık olsun…
- ……………
- Kapıyı kapatmayı unutma. Ben burada kıvrılıp güneşin doğuşunu seyredeceğim. Karanlığını görebildiğim güneşi… Selametle…
- ……………
- Ben de seni… Unutmayacağım…
(Uykuya dalar. Uyandığında sevdiğinin resmine bakar… Yıllardır olmayan sevdiğine…
- ……………
- Sus, bir şey söyleme… Sessizliğinle konuşmak istiyorum. Beni bir başıma bıraktığın sensizliğinle... Sevgisizliğinle konuşmak…
- ……………
- Peki, son 5 dakika… Bir sigaranın ömrüne adanan bu zamanda çok konuşmayacağım. Sen olacağım. Tıpkı sen. Sen, sen, sen…
- ……………
- Bundan yıllar önce, yine bir haziran ayında, bir yıldız kaydı bilir misin? Gökyüzünden kalbime, ve oradan bir daha hiç bulamadığım bir yere. Rivayet, deniz diyorum kimi zaman, kimi zamansa bir çocuğun gülüşünde arıyorum o yitirilişi. Arıyorum, sadece arıyorum. Ve kendime soruyorum cevabını bulamadığım yüzlerce soru gibi. Biliyor musun? Nerden bileceksin ki? Benimki de soru. Geç yatma, sonra uykun ağır oluyor, üstünü örten bir müddet olmayacaktır yanında. Sonra beni özlersen sana aldığım yastığa sarılıp uyuman yeterli, o gece görüşürüz nerde olduğumuzu bilmeden. Belki bir külkedisi olursun kollarımda, ya da yine gidersin umulmadık bir anda. Ama uyandığında istesen de olmayacağım düşündüğün yerde. Belki bıraktığın yerde olacağım, bir an bile kıpırdamadan, konuşmadan, unutmadan, usanmadan. Bıkmadan… Ama ya bıkarsam, unutursam seni… Düşünmek, düşünmek bile çıldırtıyor beni.
- ……………
- Sen kelebekleri sever miydin? Ömürleri saatlere sınırlı kelebekleri… Ve kardeleni..?
- ……………
- Ne yazık… Peki hiç düşünmedin mi?
- ……………
- Hayatımın geri kalanına bir kelebek kadar acıyla baktığımı, ve yokluğunun soğuğunu delecek gücü kendimde bulamadığımı… Dedin ya, düşünmemişsin… Sen, ne düşünürsün ki zaten..?
- ……………
- Bu ev! Bu halı, bu, bu her şey. Dahası, hiçbir şey.
-
- Yakında sabah olacak. Fırınlar güne tozlu ellerle merhaba diyecek. Gazeteler kilometreleri aşmış raflara konulmuş olacak. Ben uyuyor olacağım, bir ihtimal. Ve, ve sen gitmiş olacaksın…
- ……………
- Git, git, git… Defol Git! Anlıyor musun? Bir daha olma hayatımda, yolda, yolda bile karşıma çıkma. Tükürdüğüm kaldırımda yüzüne bakacağım… Ha, bu arada, bende kalan kitaplarını kütüphaneye bağışlıyorum. Arta kalanları ise yok edeceğim. Senden bana sadece adın kalacak.
- ……………
- Ne dedin? Anlamadım? Emin ol, emin ol her zamankinden daha iyi olacağım.
- ……………
- Tamam. Kendime gelmeliyim. Abarttık galiba. Haydi, yolun açık olsun güzellik… Yolun, açık olsun…
- ……………
- Kapıyı kapatmayı unutma. Ben burada kıvrılıp güneşin doğuşunu seyredeceğim. Karanlığını görebildiğim güneşi… Selametle…
- ……………
- Ben de seni… Unutmayacağım…
(Uykuya dalar. Uyandığında sevdiğinin resmine bakar… Yıllardır olmayan sevdiğine…