Sevdam, yüreğinde üşürken,
Denizler yanıyor bakışlarımdan.
Yalnızlığın kalabalığına karıştığı gibi sensizliğim;
Yokluğunun sesine karıştı sessizliğim.
Ellerimde kalan;
Ayrılık acıları
Ve duygularımın dokusundaki bir tek hayalin
Rüzgârın dokunuşları alnımın ateşini alırken;
Islak gözlerim üşüyor bu sabrın buzulundan.
Zaman dışı saatleri kim anlar ki söylesem?
Çiçekler tutuşturulmuş ayrılığın eline.
Ve bir yokluk yakamozu düşmüş gönül nehrine.
Gökyüzüne düşen gecelerimden alınmış sabah,
Artık, yalnızlığım doğuyor güneş yerine.
Sesinin yankısıdır bu isimsiz çığlığım,
Hasretin buharıdır bütün bulutlar.
Duyamazsın beni duymayacaksın;
Çünkü acılarım kadar sevinçlerin var.
Bense, elime verdiğin bir bardak zehrin;
Ölümünü yaşıyorum an be an sana.
Sana, can çekişimin her saatini,
Armağan ediyorum, son nefese kadar.
Bin ömür mutlu olmana yetecek kadar
Bir acılı ömür yok oldu sana...
Denizler yanıyor bakışlarımdan.
Yalnızlığın kalabalığına karıştığı gibi sensizliğim;
Yokluğunun sesine karıştı sessizliğim.
Ellerimde kalan;
Ayrılık acıları
Ve duygularımın dokusundaki bir tek hayalin
Rüzgârın dokunuşları alnımın ateşini alırken;
Islak gözlerim üşüyor bu sabrın buzulundan.
Zaman dışı saatleri kim anlar ki söylesem?
Çiçekler tutuşturulmuş ayrılığın eline.
Ve bir yokluk yakamozu düşmüş gönül nehrine.
Gökyüzüne düşen gecelerimden alınmış sabah,
Artık, yalnızlığım doğuyor güneş yerine.
Sesinin yankısıdır bu isimsiz çığlığım,
Hasretin buharıdır bütün bulutlar.
Duyamazsın beni duymayacaksın;
Çünkü acılarım kadar sevinçlerin var.
Bense, elime verdiğin bir bardak zehrin;
Ölümünü yaşıyorum an be an sana.
Sana, can çekişimin her saatini,
Armağan ediyorum, son nefese kadar.
Bin ömür mutlu olmana yetecek kadar
Bir acılı ömür yok oldu sana...