Doğurgan rüyalarıma adıyorum aşkını;
çünkü oradadır cesaretim, oradadır kendimi bir şövalye gibi hissettiğim anlarım.
Un taneleri kadar imkansız parçalanmalara,
benden habersiz kör kalan göğüslerinin üzerinde, zevkini anmayan bir an'ım yoktur bu sakin girdapta, hep, geceyi beklerken
seçtim kılıç üzerindeki akıl almaz kağıt misali dilini...
düşünüyorum da şimdi - bu şizofreniye olandır- 'bir şizofrenin koynundaki uykular kadar uzun saçlı ve çaresizdir aşk, kim bilir'liğe kalmış bir bunamanın denize attığı ilk taştır su sesi, uyanışı geceye ertelenen bir aşkın sinir bozucu şakasıdır.'
Kendini beğenen, güzel giyinmiş,
makyajı sade gibidir üçüncü yaşamım.
Ezelleri sayan, aldırmayan,
Noktaları virgül yapan bir
çengelli iğnedir cebimde taşıdığım cesaret,
gel gör, virgüllerdir şimdi boynuma bir madalya gibi taktığım
hayatımın bir parçası oluverdin, çıkageldin...
Gidelim mi?
Bizi bekliyor o çok sevdiğin okyanus.
Okyanus olsun istediğin, denizden daha bir ana, karalarına daha bir acımasız dalgalarıyla örtüşen. İstediğin tuz olsun, yüzünde kurutup tadına vardığım. Tuzludur aşk, yüzümde bir gevşemenin hikayesi.
'Ateşlidir o çok sevdiğin sesim,
omuzlarında harlayıp aşk uykusuna yattığım'
Şimdilerin yarası yok parmak aralarımda, avuçlarımda sıktığım herhangi bir çakılın tortusu kalmıştır avucumdaki hayat çizgimde.
'Kim derdi ki o deniz okyanus olacak, kim derdi ki o ben o denizle başkalaşacak!
çünkü oradadır cesaretim, oradadır kendimi bir şövalye gibi hissettiğim anlarım.
Un taneleri kadar imkansız parçalanmalara,
benden habersiz kör kalan göğüslerinin üzerinde, zevkini anmayan bir an'ım yoktur bu sakin girdapta, hep, geceyi beklerken
seçtim kılıç üzerindeki akıl almaz kağıt misali dilini...
düşünüyorum da şimdi - bu şizofreniye olandır- 'bir şizofrenin koynundaki uykular kadar uzun saçlı ve çaresizdir aşk, kim bilir'liğe kalmış bir bunamanın denize attığı ilk taştır su sesi, uyanışı geceye ertelenen bir aşkın sinir bozucu şakasıdır.'
Kendini beğenen, güzel giyinmiş,
makyajı sade gibidir üçüncü yaşamım.
Ezelleri sayan, aldırmayan,
Noktaları virgül yapan bir
çengelli iğnedir cebimde taşıdığım cesaret,
gel gör, virgüllerdir şimdi boynuma bir madalya gibi taktığım
hayatımın bir parçası oluverdin, çıkageldin...
Gidelim mi?
Bizi bekliyor o çok sevdiğin okyanus.
Okyanus olsun istediğin, denizden daha bir ana, karalarına daha bir acımasız dalgalarıyla örtüşen. İstediğin tuz olsun, yüzünde kurutup tadına vardığım. Tuzludur aşk, yüzümde bir gevşemenin hikayesi.
'Ateşlidir o çok sevdiğin sesim,
omuzlarında harlayıp aşk uykusuna yattığım'
Şimdilerin yarası yok parmak aralarımda, avuçlarımda sıktığım herhangi bir çakılın tortusu kalmıştır avucumdaki hayat çizgimde.
'Kim derdi ki o deniz okyanus olacak, kim derdi ki o ben o denizle başkalaşacak!