Yine, gidiyorsun. Gitme.
Biliyorum, bilerek yapıyorsun. Seni aramaktan yorulmayacağımı biliyorsun. Ama sıkıysa bir de gözlerime bak. Biliyorsun. Yalnızca bir kere baksan tutsak düşeceksin kalbime. Bu yüzden kaçabildiğin kadar kaçacaksın. Ama bana kalırsa sen yine, kaç.
Sen henüz bu dünyaya hazır değilsin. Bu yüzden benimki korkulu değil, umutlu bir yalnızlık. Bu yüzden bu dağ, bu kasırga, bu deniz, bu fırtına… Kaçıncı denemeleri bilmiyorum. Ağzımdan çıkacak bir kelimeye bakıyorlar. Eğer onu söylersem, seni bana getirecekler biliyorum; sonsuza kadar geri alabilmek için.
Sen şimdi dünyanın hiç bozulmamış yerlerini arıyorsun. Demek ki bunun sırrı sende gizli. Kaç sevgilim seni görmesinler. Seni ve o yeri bulamasınlar. Hissediyorum, önümden geçiyorsun. Sana dokunsam seni bulacaklar. Bakma şimdi gözlerime. O gün bugün değil sevgilim.
Gözümün önünde kayboluyorsun. Sevinçlerin en buruğunu yaşıyorum içimde. Seni seviyorum ve sana dokunamıyorum. İyisi mi sen yine rüyalarıma gel. Bana oradan seslen. Anlat hangi masal diyarında olduğunu.
Gün geçtikçe zaman daralıyor sevgilim ve sen bunun farkında değilsin. Ben kızıl atlı bir süvariyim. Gökyüzü maviyken sana koşarım. Oysa kara atlılar arkamda çoğaldılar. Güneşin, batmasını bekliyorlar.
Geliyorlar. Kan istiyorlar. Artık onlar da senin varlığından haberdarlar ve seni yok etmenin benden geçtiğini anladılar.
Şimdi savaşıyorum senin için. İçirmeye başladım onlara kanlarını. Güneş bir haylisini yok etti. Geri kalanlar yine gelecekler biliyorum. Hem de eskisinden daha sert. Dünya hızla kirleniyor sevgilim.
Öleceğimi hissediyorum. Bu yüzden kop gel yıldızlardan. Ya bir beden bul kendine, beraber ölelim dünyada; ya da ben çıkarayım bedenimi, doğalım yıldızlarda
Biliyorum, bilerek yapıyorsun. Seni aramaktan yorulmayacağımı biliyorsun. Ama sıkıysa bir de gözlerime bak. Biliyorsun. Yalnızca bir kere baksan tutsak düşeceksin kalbime. Bu yüzden kaçabildiğin kadar kaçacaksın. Ama bana kalırsa sen yine, kaç.
Sen henüz bu dünyaya hazır değilsin. Bu yüzden benimki korkulu değil, umutlu bir yalnızlık. Bu yüzden bu dağ, bu kasırga, bu deniz, bu fırtına… Kaçıncı denemeleri bilmiyorum. Ağzımdan çıkacak bir kelimeye bakıyorlar. Eğer onu söylersem, seni bana getirecekler biliyorum; sonsuza kadar geri alabilmek için.
Sen şimdi dünyanın hiç bozulmamış yerlerini arıyorsun. Demek ki bunun sırrı sende gizli. Kaç sevgilim seni görmesinler. Seni ve o yeri bulamasınlar. Hissediyorum, önümden geçiyorsun. Sana dokunsam seni bulacaklar. Bakma şimdi gözlerime. O gün bugün değil sevgilim.
Gözümün önünde kayboluyorsun. Sevinçlerin en buruğunu yaşıyorum içimde. Seni seviyorum ve sana dokunamıyorum. İyisi mi sen yine rüyalarıma gel. Bana oradan seslen. Anlat hangi masal diyarında olduğunu.
Gün geçtikçe zaman daralıyor sevgilim ve sen bunun farkında değilsin. Ben kızıl atlı bir süvariyim. Gökyüzü maviyken sana koşarım. Oysa kara atlılar arkamda çoğaldılar. Güneşin, batmasını bekliyorlar.
Geliyorlar. Kan istiyorlar. Artık onlar da senin varlığından haberdarlar ve seni yok etmenin benden geçtiğini anladılar.
Şimdi savaşıyorum senin için. İçirmeye başladım onlara kanlarını. Güneş bir haylisini yok etti. Geri kalanlar yine gelecekler biliyorum. Hem de eskisinden daha sert. Dünya hızla kirleniyor sevgilim.
Öleceğimi hissediyorum. Bu yüzden kop gel yıldızlardan. Ya bir beden bul kendine, beraber ölelim dünyada; ya da ben çıkarayım bedenimi, doğalım yıldızlarda