Soluk borumu tıkamak geçiyor aklımdan.
Ama bu kadar kolay olmamalı ölümüm.
Elim -istemdışı- gidiyor tuşa.
İşte başladı çalmaya şarkım.
Beni sakinleştirmeyi başaran tek şarkıydın.
Hala öyle mi?
Görmek istiyorum.
Kulaklığın ucunu müzik setine takıyorum.
Ses göstergecini sonuna getiriyorum.
Şimdi hazırım kulak zarımı patlatmaya.
"Tekrar" düğmesine de bastım.
Artık dışımdaki dünyanın uzağında olmak istiyorum.
Şarkımdan başka bir ses duymak istemiyorum.
"Denemelisin." diyen sesi duymak istemiyorum.
"Onu çok incittin." diyen sesi de!
(İç sesim bastırıyor yine müziğin sesini!)
Anlamıyorsunuz beni.
Anlatamıyorum kendimi.
Dürüstlüğüme lanetler yağdırmama neden oluyorsunuz.
Anlıyorum şu an insanların neden yalanlardan yapılmış duvarlara hapsolduğunu!
Hep başka nedenler arıyorsunuz yaptıklarımın ardında.
Neden beni kendi halime bırakmıyorsunuz?
Gitmem gerek bu evden, bu okuldan.
Gitmem gerek bu şehirden.
Bu hayattan da.
Çıkmam gerek insanlığın hayatından.
Gidemem.
Biliyorsunuz!
Neden zorluyorsunuz beni o pamuk ipliğini koparmam için?
"Yeter artık! Kes sesini!" diyor dışım içime.
"Bürün artık şu lanet olasıca ölüm sessizliğine!"
"Vazgeç insanların seni anlayacağını sanmaktan!"
Biliyorum.
Susmak gerek.
Kimsenin beni görmemesi gerek.
-Belki bu şekilde koruyabilirim onları.-
2x1 hücrelere atılmak istiyorum.
Tüm insanlığın intikamını almak istiyorum kendimden.
Canımı acıtmak istiyorum.
Isırıyorum parmaklarımı,
kaldırıyorum derimi,
iğneler batırıyorum vücuduma.
Yetmiyor!
Bu dünyadan gidebilmeyi o kadar çok isterdim ki...
Fark edemiyorsunuz!
Yargılıyorsunuz, yaftalıyorsunuz hep
umrumda olmadığınızı bilmenin hınçıyla!
Acınızın bana da acı verdiğini fark edemiyorsunuz.
Gücüm tükeniyor.
Analayabilmenize imkan yok.
Bense şu an bütün insanlığı anlayabilirim.
"Neden içerler o mereti? Neden çekerler o otu?"
Anlayabilirim.
Benimse elimde müziğim ve sözcüklerim var sadece.
Yetmiyorlar artık beynimi uyuşturmama.
Kapatıyorum gözlerimle birlikte beynimin içinde konuşanın ağzını da.
Hiç bir şey düşünmemeyi deniyorum.
Kulağımda ve aklımda şarkım var sadece.
"Deli değilim!" diyor.
Deli değil!
Biliyorum.
" Boynumdaki atardamara yapacağım şiddetli bir baskının ardından gelecek olan
kısa süreli baygınlık bana yeter mi?" diye soruyorum kendime.
Yetmez!
Ben artık o serin sulara kendimi bırakabileceğim günün hayaliyle yaşıyorum.
O zaman ruhum huzuru bulacak ve bir daha bırakmayacak beni huzur.
Biliyorum.
Telefonum çalıyor.
Müziğin sesini kısıyorum.
Çağırıyorlar beni yine yaşama.
Son cümlelerimi yazıyorum,
müziği kapatıyorum,
açıyorum kapıyı.
Gidiyorum
döneceğimi bilmenin acısı içimde!
Ama bu kadar kolay olmamalı ölümüm.
Elim -istemdışı- gidiyor tuşa.
İşte başladı çalmaya şarkım.
Beni sakinleştirmeyi başaran tek şarkıydın.
Hala öyle mi?
Görmek istiyorum.
Kulaklığın ucunu müzik setine takıyorum.
Ses göstergecini sonuna getiriyorum.
Şimdi hazırım kulak zarımı patlatmaya.
"Tekrar" düğmesine de bastım.
Artık dışımdaki dünyanın uzağında olmak istiyorum.
Şarkımdan başka bir ses duymak istemiyorum.
"Denemelisin." diyen sesi duymak istemiyorum.
"Onu çok incittin." diyen sesi de!
(İç sesim bastırıyor yine müziğin sesini!)
Anlamıyorsunuz beni.
Anlatamıyorum kendimi.
Dürüstlüğüme lanetler yağdırmama neden oluyorsunuz.
Anlıyorum şu an insanların neden yalanlardan yapılmış duvarlara hapsolduğunu!
Hep başka nedenler arıyorsunuz yaptıklarımın ardında.
Neden beni kendi halime bırakmıyorsunuz?
Gitmem gerek bu evden, bu okuldan.
Gitmem gerek bu şehirden.
Bu hayattan da.
Çıkmam gerek insanlığın hayatından.
Gidemem.
Biliyorsunuz!
Neden zorluyorsunuz beni o pamuk ipliğini koparmam için?
"Yeter artık! Kes sesini!" diyor dışım içime.
"Bürün artık şu lanet olasıca ölüm sessizliğine!"
"Vazgeç insanların seni anlayacağını sanmaktan!"
Biliyorum.
Susmak gerek.
Kimsenin beni görmemesi gerek.
-Belki bu şekilde koruyabilirim onları.-
2x1 hücrelere atılmak istiyorum.
Tüm insanlığın intikamını almak istiyorum kendimden.
Canımı acıtmak istiyorum.
Isırıyorum parmaklarımı,
kaldırıyorum derimi,
iğneler batırıyorum vücuduma.
Yetmiyor!
Bu dünyadan gidebilmeyi o kadar çok isterdim ki...
Fark edemiyorsunuz!
Yargılıyorsunuz, yaftalıyorsunuz hep
umrumda olmadığınızı bilmenin hınçıyla!
Acınızın bana da acı verdiğini fark edemiyorsunuz.
Gücüm tükeniyor.
Analayabilmenize imkan yok.
Bense şu an bütün insanlığı anlayabilirim.
"Neden içerler o mereti? Neden çekerler o otu?"
Anlayabilirim.
Benimse elimde müziğim ve sözcüklerim var sadece.
Yetmiyorlar artık beynimi uyuşturmama.
Kapatıyorum gözlerimle birlikte beynimin içinde konuşanın ağzını da.
Hiç bir şey düşünmemeyi deniyorum.
Kulağımda ve aklımda şarkım var sadece.
"Deli değilim!" diyor.
Deli değil!
Biliyorum.
" Boynumdaki atardamara yapacağım şiddetli bir baskının ardından gelecek olan
kısa süreli baygınlık bana yeter mi?" diye soruyorum kendime.
Yetmez!
Ben artık o serin sulara kendimi bırakabileceğim günün hayaliyle yaşıyorum.
O zaman ruhum huzuru bulacak ve bir daha bırakmayacak beni huzur.
Biliyorum.
Telefonum çalıyor.
Müziğin sesini kısıyorum.
Çağırıyorlar beni yine yaşama.
Son cümlelerimi yazıyorum,
müziği kapatıyorum,
açıyorum kapıyı.
Gidiyorum
döneceğimi bilmenin acısı içimde!