Bir dost nasıl anlatılır, hani başlangıç tarihi olmayan hatıralar vardır ya işte öyle bir anı gibidir akılda yer eden dostlar. Düşündüm yaşamımda yer eden bir dostumu anlatmanın en kolay yolu nasıldır diye iki paragrafla bitirilecek bir açıklama gibi geldi ilk başta. Amaaa anlatmak için yazmaya başlayınca bir dostu anlatmanın öyle kolay olmadığını gördüm dost dediğin yüreğine okkalı bir şekilde yerleşmişse onu anlatmak gerçekten zor oluyor.
Gece yıldızları anlatabildiği kaç tane dostu vardır insanın, yada sevdiklerini anlatabildiği, acılarını paylaşabildiği ve acılarını dinleyebildiği, yazarken bile benmerkezci br hava çizdiğimi farkettim dosttan beklentileri ön plana çıkartıyorum hemen dostluk paylaşmaksa cümlelerin ekleride değişmeli yapılarıda. En uygun dost tanımını yapmak gerekirse diyorum aklıma gelen bir türkünün dizeleri oluyor 'Dost dost diye nice nicesine sarıldım, benim sadık yarim kara topraktır' evet dost dediğin ve dost olabildiğinle toprak olabilmeki insan. Toprak bereketi ifade eder ve dostlar birbirine yaşamı doğurarak/doğurtarak hediye ederler. Dost, dostum, dostlarım hangisine takılı kalır aklım bilemem ne kadar çoğulluk ifade ediyor dostlarım. kimin bu kadar çoğullaşabilmiş ve toprak olmayı başarabilmiş dostu vardır dünyada merak ediyorum.
Dost dediğin uçsuz bucaksız anlamlar ifade ediyor, düşününce dostu tanımlamaya aklına binlerce şey gelmeye başlıyor insanın, atasözleri, türküler, deyimler uzar gider liste hepsi bir dost arar karanlığında sessizliğinin. Galiba insanlar yalnızlığından korktukları için dosta sarılma hissi duyuyorlar ' Düşenin dostu olmaz ' düşmeden dost olmamışsa düştükten sonrada dost olmaz. Türk Dil Kurumu'nun Dost'u anlatması ise daha enterasan 'Sevilen, güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi görüşülen kimse, düşman karşıtı' buyrun düşman karşıtı olan herkes dost mudur? Birde şöyle bir tanımı var dostun 'Erkek veya kadının evlilik dışı ilişki kurduğu kimse' yani aldatmanın diğer adı dost oluyor.
Dost dediğin karanlıkta bir mum ışığı ise dosta giden tüm yollar aydınlık mı olur? Yada dost karanlıkta omuz omuzu ışığı bulmak mıdır?
Ne kadar zormuş dostun tanımını yapmak ve onu anlatmak oysa en kolay anlatılabilir şeydir dostluk sorarsan 'dost işte, sırdaşım, gardaşım benim' bu kadar rahat ve kolay anlatılıyor.
Birde dosttan ayrı kalmak var (yanlış anlama sevgili olan dosttan değil dost olan dosttan) işte o zamanda 'Dost hasreti zor imiş, her dem ahuzar imiş' böyle bir havaya giresi geliyor insanın. bugüne kadar dostunu özlediği için böyle bir türküyü kim yakmıştır notalara bağlayarak. Özlemenin bir diğer adıymış dost. Andığında hissetmek olabilir mi? Çok sevdiğin bir dostun seni düşündüğünde onu hissedip aramak, aklıma geldin diye ve aaa bende seni düşünmüştüm tam şimdi diyebilmek telefonun diğer ucunda, yakınsan koşarak gidebildin mi kapısına kadar bana ihityacın olduğunu hissettim diye. Dost seni anlatmak ne kadar zormuş böyle uzun uzadıya.
Derler ki ' dostun attığı taş baş yarmaz' öylemidir bunu kaldıracak ve içselleştirecek biri olabildik mi? dostun attığı taşla yaralanmayacak kadar ağır olmak kolay değil çünkü. Bize zor geliyor artık atılan taşlar, dost dediğin niye taş atmalı ki diye düşünür dururuz. o kadar kırılgan olmuşuz ki taş atılsa bir dost tarafından paramparça olabiliyoruz.
Ve dost olabilmenin en güzel yanı birilerine Dostum diyebilmekte diyorum. Buraya bir şiirimi eklemek istiyorum sabırlı arkadaşım
Dost yüreği saran duvardır
Aşk
yürekte tüy iken
dost
yürekte demir ökçedir.
Sevgi
yürekte kor iken,
Dost
yüreği taşıyan kafestir
Yalnızlık
yürekte su iken
Dost
yüreği saran duvardır
Evet dost yüreği saran duvardır ve dostun duvarını sağlamlaştıracak harç olmak gerekiyor dosta.
Gece yıldızları anlatabildiği kaç tane dostu vardır insanın, yada sevdiklerini anlatabildiği, acılarını paylaşabildiği ve acılarını dinleyebildiği, yazarken bile benmerkezci br hava çizdiğimi farkettim dosttan beklentileri ön plana çıkartıyorum hemen dostluk paylaşmaksa cümlelerin ekleride değişmeli yapılarıda. En uygun dost tanımını yapmak gerekirse diyorum aklıma gelen bir türkünün dizeleri oluyor 'Dost dost diye nice nicesine sarıldım, benim sadık yarim kara topraktır' evet dost dediğin ve dost olabildiğinle toprak olabilmeki insan. Toprak bereketi ifade eder ve dostlar birbirine yaşamı doğurarak/doğurtarak hediye ederler. Dost, dostum, dostlarım hangisine takılı kalır aklım bilemem ne kadar çoğulluk ifade ediyor dostlarım. kimin bu kadar çoğullaşabilmiş ve toprak olmayı başarabilmiş dostu vardır dünyada merak ediyorum.
Dost dediğin uçsuz bucaksız anlamlar ifade ediyor, düşününce dostu tanımlamaya aklına binlerce şey gelmeye başlıyor insanın, atasözleri, türküler, deyimler uzar gider liste hepsi bir dost arar karanlığında sessizliğinin. Galiba insanlar yalnızlığından korktukları için dosta sarılma hissi duyuyorlar ' Düşenin dostu olmaz ' düşmeden dost olmamışsa düştükten sonrada dost olmaz. Türk Dil Kurumu'nun Dost'u anlatması ise daha enterasan 'Sevilen, güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi görüşülen kimse, düşman karşıtı' buyrun düşman karşıtı olan herkes dost mudur? Birde şöyle bir tanımı var dostun 'Erkek veya kadının evlilik dışı ilişki kurduğu kimse' yani aldatmanın diğer adı dost oluyor.
Dost dediğin karanlıkta bir mum ışığı ise dosta giden tüm yollar aydınlık mı olur? Yada dost karanlıkta omuz omuzu ışığı bulmak mıdır?
Ne kadar zormuş dostun tanımını yapmak ve onu anlatmak oysa en kolay anlatılabilir şeydir dostluk sorarsan 'dost işte, sırdaşım, gardaşım benim' bu kadar rahat ve kolay anlatılıyor.
Birde dosttan ayrı kalmak var (yanlış anlama sevgili olan dosttan değil dost olan dosttan) işte o zamanda 'Dost hasreti zor imiş, her dem ahuzar imiş' böyle bir havaya giresi geliyor insanın. bugüne kadar dostunu özlediği için böyle bir türküyü kim yakmıştır notalara bağlayarak. Özlemenin bir diğer adıymış dost. Andığında hissetmek olabilir mi? Çok sevdiğin bir dostun seni düşündüğünde onu hissedip aramak, aklıma geldin diye ve aaa bende seni düşünmüştüm tam şimdi diyebilmek telefonun diğer ucunda, yakınsan koşarak gidebildin mi kapısına kadar bana ihityacın olduğunu hissettim diye. Dost seni anlatmak ne kadar zormuş böyle uzun uzadıya.
Derler ki ' dostun attığı taş baş yarmaz' öylemidir bunu kaldıracak ve içselleştirecek biri olabildik mi? dostun attığı taşla yaralanmayacak kadar ağır olmak kolay değil çünkü. Bize zor geliyor artık atılan taşlar, dost dediğin niye taş atmalı ki diye düşünür dururuz. o kadar kırılgan olmuşuz ki taş atılsa bir dost tarafından paramparça olabiliyoruz.
Ve dost olabilmenin en güzel yanı birilerine Dostum diyebilmekte diyorum. Buraya bir şiirimi eklemek istiyorum sabırlı arkadaşım
Dost yüreği saran duvardır
Aşk
yürekte tüy iken
dost
yürekte demir ökçedir.
Sevgi
yürekte kor iken,
Dost
yüreği taşıyan kafestir
Yalnızlık
yürekte su iken
Dost
yüreği saran duvardır
Evet dost yüreği saran duvardır ve dostun duvarını sağlamlaştıracak harç olmak gerekiyor dosta.