istirap icindeyim. artik ben bir istatistigim. buraya ilk geldigim zaman kendimi cok yalniz hissettim. cok kederliyim ve bana ilgi ve anlayis gösterilmesini bekliyordum. bu olmadi.
sadece, vücutlari en az benimki kadar kötü berelenmis binlerce baska indan gördüm. bana bir numara verildi "trafik kazasindan ölümler" bölümüne göderildim.
öldügüm gün, siradan bir gündü. otobüse binmis olmayi ne kadar isterdim. ama otobüsü kücümsüyordum. annemden arabayi nasil zorla aldigimi hatirliyorum. "lütfen" demistim. "bütün cocuklar okula arabayla geliyorlar."
saat 2.50 zil caldigi zaman, kitaplarimi dolabima attim. ertesi sabaha kadar özgürdüm. park yerine kostum. arabayi kullanacak ve kendi kendimin patronu olacak olmam bana cok heyecan veriyordu.
kazanin nasil oldugu önemli deil. avarelik ediyor, hizli gidiyor, cilgin hareketler yapiyordum. ama özgürlügün tadini cikariyor ve egleniyordum. hatirladigim en son sey cok yavas ilerleyen yasli bir kadinin önüne gectigimdi.
sonra bir carpisma sesi duydum ve müthis bir sarsinti hissettim. her yer cam ve celik parcalari ile dolmustu. bedenimin sanki ici disina cikmisti. birisi haykiriyordu. bu galiba bendim.
sonra, birden uyandim. etraf cok sessizdi. bir polis memuru basimda duruyordu. derken birde doktor gördüm. bedenim paramparcaydi. her tarafim kan icindeydi. bir sürü yerime cam parcalari saplanmisti.
cok tuhafti, cünki hic birsey hissettmiyordum. ayy durun neden o carsafi yüzüme örtüyorsunuz ? ölmem mümkün deil. daha henüz 17 yasindayim. bu gece bir kizla randevum var. önümde upuzun bir hayat var. daha ben ne yasadimki ? hayir, ölmüs olamam.
sonra, beni bir cekmeceye yerlestirdiler.ailem beni teshis etmeye geldi. neden beni böyle görmek zorunda kaldilar ? neden, annem hayatinda basina gelen en korkunc seyiyasarken onun gözlerine bakmak zorundaydim ? babam birden bire ihtiyarlamis gibiydi. sorumlu kisiye "evet, bizim oglumuz" dedi.
cenaze töreni cok garipti. bütün akrabalarim ve arkadaslarim tabutumun yanina geldiler ve bana hic görmedigim kadar üzgün gözlerle baktilar. arkadaslarimin bazilari agliyordu. bazi kiz arkadaslarim ise elime dokundular ve hickirarak uzaklastilar.
lütfen, birisi beni uyandirsin. beni burdan cikarin. annemi ve babami bu kadar üzgün görmeye dayanamiyorum. büyükannem ve büyükbabam o kadar bitkinler ki yürüyemiyorlar. kiz ve erkek kardeslerim hayalet gibi dolasiyorlar.
herkes bir saskinlik icinde. robot gibi hareket ediyorlar. herkes beni dinlesin. kimse buna inanamiyor. bende inanamiyorum.
lütfen beni gömmeyin ! ben ölmedim. benim daha yapacak cok seyim var. tekrar gülmek ve kosmak istiyorum. sarki söylemek ve dans etmek istiyorum. lütfen beni topraga vermeyin.
Tanrim, sana söz veriyorum, bana bir sans daha verirsen, dünyanin en dikkatli sürücüsü ben olacagim. tek istegim bir sans daha verilmesi. lütfen Tanrim, daha 17 yasindayim.
John Berrio
sadece, vücutlari en az benimki kadar kötü berelenmis binlerce baska indan gördüm. bana bir numara verildi "trafik kazasindan ölümler" bölümüne göderildim.
öldügüm gün, siradan bir gündü. otobüse binmis olmayi ne kadar isterdim. ama otobüsü kücümsüyordum. annemden arabayi nasil zorla aldigimi hatirliyorum. "lütfen" demistim. "bütün cocuklar okula arabayla geliyorlar."
saat 2.50 zil caldigi zaman, kitaplarimi dolabima attim. ertesi sabaha kadar özgürdüm. park yerine kostum. arabayi kullanacak ve kendi kendimin patronu olacak olmam bana cok heyecan veriyordu.
kazanin nasil oldugu önemli deil. avarelik ediyor, hizli gidiyor, cilgin hareketler yapiyordum. ama özgürlügün tadini cikariyor ve egleniyordum. hatirladigim en son sey cok yavas ilerleyen yasli bir kadinin önüne gectigimdi.
sonra bir carpisma sesi duydum ve müthis bir sarsinti hissettim. her yer cam ve celik parcalari ile dolmustu. bedenimin sanki ici disina cikmisti. birisi haykiriyordu. bu galiba bendim.
sonra, birden uyandim. etraf cok sessizdi. bir polis memuru basimda duruyordu. derken birde doktor gördüm. bedenim paramparcaydi. her tarafim kan icindeydi. bir sürü yerime cam parcalari saplanmisti.
cok tuhafti, cünki hic birsey hissettmiyordum. ayy durun neden o carsafi yüzüme örtüyorsunuz ? ölmem mümkün deil. daha henüz 17 yasindayim. bu gece bir kizla randevum var. önümde upuzun bir hayat var. daha ben ne yasadimki ? hayir, ölmüs olamam.
sonra, beni bir cekmeceye yerlestirdiler.ailem beni teshis etmeye geldi. neden beni böyle görmek zorunda kaldilar ? neden, annem hayatinda basina gelen en korkunc seyiyasarken onun gözlerine bakmak zorundaydim ? babam birden bire ihtiyarlamis gibiydi. sorumlu kisiye "evet, bizim oglumuz" dedi.
cenaze töreni cok garipti. bütün akrabalarim ve arkadaslarim tabutumun yanina geldiler ve bana hic görmedigim kadar üzgün gözlerle baktilar. arkadaslarimin bazilari agliyordu. bazi kiz arkadaslarim ise elime dokundular ve hickirarak uzaklastilar.
lütfen, birisi beni uyandirsin. beni burdan cikarin. annemi ve babami bu kadar üzgün görmeye dayanamiyorum. büyükannem ve büyükbabam o kadar bitkinler ki yürüyemiyorlar. kiz ve erkek kardeslerim hayalet gibi dolasiyorlar.
herkes bir saskinlik icinde. robot gibi hareket ediyorlar. herkes beni dinlesin. kimse buna inanamiyor. bende inanamiyorum.
lütfen beni gömmeyin ! ben ölmedim. benim daha yapacak cok seyim var. tekrar gülmek ve kosmak istiyorum. sarki söylemek ve dans etmek istiyorum. lütfen beni topraga vermeyin.
Tanrim, sana söz veriyorum, bana bir sans daha verirsen, dünyanin en dikkatli sürücüsü ben olacagim. tek istegim bir sans daha verilmesi. lütfen Tanrim, daha 17 yasindayim.
John Berrio