Her insan gibi bende bir insandım kendi gözümde. Hayatı nasıl doğru yaşayacağımı düşündüm tüm boş vakitlerde. Bazen müzikten bazen filmlerden bazende insanların ruh hallerinden ilham aldım.Oldukçada hayalperest bi kişiliğim vardı genelde çocuklar hayal kurar ya aynen o biçim bende çocuk gibiydim. Çabuk alınır kendime has kurallar çerçevesinde çok huzurlu bir hayat süren biri gibiydim. Başkalarını sinir etmekten bile zevk alabiliyordum hiç art niyet düşünmeden insan nasıl şaka yapabilir sinir edebilirdi ki birini. Bunlar konunun ayrıntıları.
Herkes gibi benimde bir hayatım vardı ve o hayata anlam katmak benim elimdeydi. Gözlemlemelerim sonucunda gerçekten doğru dediğin şeyin kendi vicdanının hiç şüphe etmeden düşünebileceği birşey olması gerektiğinide çözmüştüm. Belirsizlik hissi, bilemememe ve o merak duygusu her geçen gün yiyip bitiriyordu beni. Korkuda olacaktı cesaret gibi yeri geldiğinde korkudan çaresiz kaldığımda olmuştu. Madem bir hayatım var dedim o hayatın anlamını benim yazmam hiçte yanlış olmaz diyerek kendi inançlarımı, doğrularımı, yanlışlarımı hatta gerçeğin ve yalanın ne olduğunu kendim belirlemeye başladım. Dünya üzerinde o kadar çok insan varki düşünsenize bunların hepsi tek basına olarak ayrı birşey düşünebilseydi belki felaket olurdu bazı insanların bir yeri gösteren parmağın yolunda ilerlemesi yada gösterilene değilde parmağa bakıpta hareket etmesi hiçte ilgilendirmiyordu beni. Kimileri yaratıcının gücünden korkarken ben onla kanka bile olurum der gibi alaylar bile edebiliyordum. Korkmam gerekeni bile kendim belirleyebiliyordum artık.
Hayatı yaşamaya değer birşey gerekti sevgi koydum ismini sevgi dedim sen ne yüce birşeysin böyle. Karşısındaki insanında kendi gibi bir insan olduğunu düşünerek ona olan merak hisler gerçektende büyülüyordu adeta beni. Bu durumu çözmeyi hiçte düşünmedim aslında insanı anlamak gerçekten güç birşey bu kasa gibi şifresi olan birşey değil ki öylede olsa her an şifresi değişebilir korkusuyla nasıl yaşabilirdi onu. Bana kalırsa bu hayatta inanılması gereken herşeyini ona verebileceğin tek şey sevgi gibiydi. Bir insanın sadece sevgi adına sevdiğini anlamak o kadar güçtür ki gerçi ben böyle birşey gördüm diyemem böyleyimde diyemem sadece öyle olmaya çalışırım başarısız olsam bile hatanın en güzel tarafı ders vermesiydi. Hayatı boyunca hatasız bir iş yapan birinide tanımıyordum aslında. Müzikle aşk, nefesle aşk ne güzel birşeydi öyle insanın tüylerini ürperten sevinçten gözyaşları bile akıtan birşey. Tüm bunlar bi yana size,karşı tarafa birşey anlatmanın birşey hissettirmenin ne kadar zor olduğunu söylemişmiydim. Ha neden zor ben zor dediğim için mi ? Belki kolay desem kolay olucaktı ki bunu çözmek gerek aslında.
Sevgiyi karşı tarafa anlatmak öbür dünyayla yani senin içindeki dünya ile karşı tarafın dünyasıyla iletişim kurmak gibi birşeydi ne bu sözler, ne müzikler, nede gözler dudaklar bedenler bunlar sadece avutabilirdi içimizdeki duyguyu. Sevgi karşılık beklemez asla etrafınızda karşılık beklediği için karşılık alamamaktan yakınan insanlar olacaktır. Elbet doğru yolu bulacaktır onlarda.
Sevgi benim için bir enerji ve bu enerjinin oluşması için hiçbirşeye gerek yok. Tükenmez bir enerjidir o.
Sevgi arkadaş sevgi beynin alıyormu sevgiyi ? Tam anlamıyla ne kadar genişsin söyle bana.. Sevgiyi anlayabiliyor musun?
(sabah esintisi kısa sürdü)
Herkes gibi benimde bir hayatım vardı ve o hayata anlam katmak benim elimdeydi. Gözlemlemelerim sonucunda gerçekten doğru dediğin şeyin kendi vicdanının hiç şüphe etmeden düşünebileceği birşey olması gerektiğinide çözmüştüm. Belirsizlik hissi, bilemememe ve o merak duygusu her geçen gün yiyip bitiriyordu beni. Korkuda olacaktı cesaret gibi yeri geldiğinde korkudan çaresiz kaldığımda olmuştu. Madem bir hayatım var dedim o hayatın anlamını benim yazmam hiçte yanlış olmaz diyerek kendi inançlarımı, doğrularımı, yanlışlarımı hatta gerçeğin ve yalanın ne olduğunu kendim belirlemeye başladım. Dünya üzerinde o kadar çok insan varki düşünsenize bunların hepsi tek basına olarak ayrı birşey düşünebilseydi belki felaket olurdu bazı insanların bir yeri gösteren parmağın yolunda ilerlemesi yada gösterilene değilde parmağa bakıpta hareket etmesi hiçte ilgilendirmiyordu beni. Kimileri yaratıcının gücünden korkarken ben onla kanka bile olurum der gibi alaylar bile edebiliyordum. Korkmam gerekeni bile kendim belirleyebiliyordum artık.
Hayatı yaşamaya değer birşey gerekti sevgi koydum ismini sevgi dedim sen ne yüce birşeysin böyle. Karşısındaki insanında kendi gibi bir insan olduğunu düşünerek ona olan merak hisler gerçektende büyülüyordu adeta beni. Bu durumu çözmeyi hiçte düşünmedim aslında insanı anlamak gerçekten güç birşey bu kasa gibi şifresi olan birşey değil ki öylede olsa her an şifresi değişebilir korkusuyla nasıl yaşabilirdi onu. Bana kalırsa bu hayatta inanılması gereken herşeyini ona verebileceğin tek şey sevgi gibiydi. Bir insanın sadece sevgi adına sevdiğini anlamak o kadar güçtür ki gerçi ben böyle birşey gördüm diyemem böyleyimde diyemem sadece öyle olmaya çalışırım başarısız olsam bile hatanın en güzel tarafı ders vermesiydi. Hayatı boyunca hatasız bir iş yapan birinide tanımıyordum aslında. Müzikle aşk, nefesle aşk ne güzel birşeydi öyle insanın tüylerini ürperten sevinçten gözyaşları bile akıtan birşey. Tüm bunlar bi yana size,karşı tarafa birşey anlatmanın birşey hissettirmenin ne kadar zor olduğunu söylemişmiydim. Ha neden zor ben zor dediğim için mi ? Belki kolay desem kolay olucaktı ki bunu çözmek gerek aslında.
Sevgiyi karşı tarafa anlatmak öbür dünyayla yani senin içindeki dünya ile karşı tarafın dünyasıyla iletişim kurmak gibi birşeydi ne bu sözler, ne müzikler, nede gözler dudaklar bedenler bunlar sadece avutabilirdi içimizdeki duyguyu. Sevgi karşılık beklemez asla etrafınızda karşılık beklediği için karşılık alamamaktan yakınan insanlar olacaktır. Elbet doğru yolu bulacaktır onlarda.
Sevgi benim için bir enerji ve bu enerjinin oluşması için hiçbirşeye gerek yok. Tükenmez bir enerjidir o.
Sevgi arkadaş sevgi beynin alıyormu sevgiyi ? Tam anlamıyla ne kadar genişsin söyle bana.. Sevgiyi anlayabiliyor musun?
(sabah esintisi kısa sürdü)