Kullanılmaktan aşınmış birkaç sözcük
Şu içki masalarının vazgeçilmezlerinden
Gecenin bir yarısı
Ansızın bulup çıkartırlar beni
Saklandığım yerimden
Bir de umutlu bekleyişlerimin acı tarafı
Bedenimi darp eden
Acımtırak tadı saklı gözyaşlarımda sevginin
Unutmayı denemek bile yormaya başladı artık
Nasıl acıtır insanın canını
Yalnızlığa alışmanın imkânsızlığı..
Yıpratırdı beni çoktan yıpranmış olanlar
Karanlıklarına çekmeye çalışırlardı
Geceleri pişmanlıkları tarafından uykusu kaçırılanlar..
Acılı şarkıların bitmek bilmeyen nakaratında bırakmak isterdim seni
Yalnızlığı anlatan romanların girişinden sonra
Hiçbir zaman gelmeyecek baharlara ısmarlanmış sevgiyi
Ve ecelimi beklemeden
Ölmekten korkuyorum şimdi.
İntihar saati geldi
Kapatın bütün pencerelerimi
Ruhu çıkmış bedenim
Yalnızlıktan üşür belki.
Gözlerimi kapatıp
Usulca dinlemek gibi ezbere bildiğim bir filmi
İhtiyaç dışıydı hayatım
Sensiz geçen her an
Etleri çürümüş ceset güzelliğindeydi
Ve nikotini yüksek yabancı sigara gibi
Zararını bilerek içime çekmekti seni sevmek
Bir gecenin sabahında hatırlanmamayı göze almaktı
Seni sevmek duvarlara yazdığım yazıları tersinden okumak kadar saçmaydı.
Tekrar karşılaşmak gibi
Delice bir fikir edindim bazen
Belki bir sokağın köşesinden dönünce ansızın karşımdasın
Ama bilmiyorum
Sende benim gibi
Yalnız mısın Ey Sevgili ..?