Bende bir sen vardı can gibi sevdiğim
bende bir sen vardı adını andıkça yüzümün gülümsediği...
Hatıralarını bile kirlettin şimdi...
Bende bir sen vardı...
Ben de bir sen vardı fikriyle bile hayat veren...
Artık yıkıldı bütün dünyam...
Hikâyesi bile baştan yazılmış bir aşktı oysa...
Aslı'yla Kerem demiştin...
"Kerem'le dalga geçerdim Aslı'sı için dağları deldiğinden.
" Böyle demiştin böyle yazmıştı kalemin... Oysa Kerem değildi sevdası uğruna dağları delen acıdı haline hikâyesi bile baştan yanlış yazıldı. Fısıldadı kulağıma. Aslı acı acı gülümsedi "Bak " dedi "Bu senin " "Hikâyesi bile baştan yanlış yazılan aşkın... Yine de razı mısın?" dedi "Yine de sevecek misin?"
Bende Bir Sen Vardı Can Gibi Sevdiğim ..
Döndüm baktım Ferhat ile Şirin de oradaydı kızmışlardı hikâyemiz bile başta yanlıştı... Ferhat usulca yaklaştı yasladı başımı göğsüne saçlarımı okşadı.
"Tez gelecek ayrılık." dedi Şirin'e baktım için için ağladı.
Hikâyesi bile baştan yanlıştı...
İzin istedim Ferhat'tan çıktım zirvesine sevda dağının haykırdım dolu dolu:
"Hikâyesi baştan yanlış yazıldı evet ama benim sevdam içimde dolu dolu. Kerem sevdandan yandın Aslı saçınla alev aldın. Ferhat dağları deldin Şirin uğruna. Ben seveceğim sevdiğim uğruna. Hangi ayrılık vuracak sevdamı? Hangi acı bitirecek? Evet hikâyesi bile yanlış bir aşktı ama benim "Aşk/ım" ve ben bu aşkı yaşayacağım. Bir gün dönüşü imkânsız ayrılıklar vuracak dünyanın yuvarlak olduğunu unutacağım ama… Ama yine de onu gülümseyerek hatırlayacağım!"
Ben oradaydım Aslı'yla Kerem oradaydı Ferhat'la Şirin oradaydı... Sen sen hem tenimde ten kadar yakındın bana hem evrenin iki ucundaymışsın gibi uzak...
Ne bu ayrılık koydu bana ne de bu tuzak... Beni yıkan bendeki seni bitirmen oldu bende bir sen vardı fikriyle bile gülümsediğim... Bende bir sen vardı ömrümle tüketemeyeceğim... Bende bir sen vardı "Seni güzel hatırlayacağım." dediğim. İşte sen o seni de aldın... Şimdi sahiden mutlu musun? Sahiden yaşıyor musun? Senden hala nefret edemedim biliyor musun? Mezarını açıp gömemedim toprağını örtüp gidemedim... Cesedin var içimde fırlatıp atmayı beceremedim...
Yıldızlar dökülünce yeryüzüne döneceksin biliyorum... Hani içindeki o nehir hani "Aksam akamıyorum dursam duramıyorum" dediğin... Nehirler duramaz ey (halen) sevdiğim. Vakti gelince içindeki taşlar eriyince yatağını arayan su gibi rüzgârını arayan bulut gibi akacaksın... Ama asıl mesele şu: Geride bıraktıklarını nasıl bulacaksın?
Bende bir sen vardı canımda can gibi sevdiğim bende bir sen var (senin) öldürdüğün ama (benim) defnedemediğim...
Bana bir sen bırakmalıydın çekip giderken.
Güzel hatırlamalıydım seni.
Yıllar geçse de yüzümde güller açmalıydı
"O benim sevgilimdi." derken.
Yazık ettin ey "Aşk/ım"!
Döndüm baktım Ferhat ile Şirin de oradaydı kızmışlardı hikâyemiz bile başta yanlıştı... Ferhat usulca yaklaştı yasladı başımı göğsüne saçlarımı okşadı.
"Tez gelecek ayrılık." dedi Şirin'e baktım için için ağladı.
Hikâyesi bile baştan yanlıştı...
İzin istedim Ferhat'tan çıktım zirvesine sevda dağının haykırdım dolu dolu:
"Hikâyesi baştan yanlış yazıldı evet ama benim sevdam içimde dolu dolu. Kerem sevdandan yandın Aslı saçınla alev aldın. Ferhat dağları deldin Şirin uğruna. Ben seveceğim sevdiğim uğruna. Hangi ayrılık vuracak sevdamı? Hangi acı bitirecek? Evet hikâyesi bile yanlış bir aşktı ama benim "Aşk/ım" ve ben bu aşkı yaşayacağım. Bir gün dönüşü imkânsız ayrılıklar vuracak dünyanın yuvarlak olduğunu unutacağım ama… Ama yine de onu gülümseyerek hatırlayacağım!"
Ben oradaydım Aslı'yla Kerem oradaydı Ferhat'la Şirin oradaydı... Sen sen hem tenimde ten kadar yakındın bana hem evrenin iki ucundaymışsın gibi uzak...
Ne bu ayrılık koydu bana ne de bu tuzak... Beni yıkan bendeki seni bitirmen oldu bende bir sen vardı fikriyle bile gülümsediğim... Bende bir sen vardı ömrümle tüketemeyeceğim... Bende bir sen vardı "Seni güzel hatırlayacağım." dediğim. İşte sen o seni de aldın... Şimdi sahiden mutlu musun? Sahiden yaşıyor musun? Senden hala nefret edemedim biliyor musun? Mezarını açıp gömemedim toprağını örtüp gidemedim... Cesedin var içimde fırlatıp atmayı beceremedim...
Yıldızlar dökülünce yeryüzüne döneceksin biliyorum... Hani içindeki o nehir hani "Aksam akamıyorum dursam duramıyorum" dediğin... Nehirler duramaz ey (halen) sevdiğim. Vakti gelince içindeki taşlar eriyince yatağını arayan su gibi rüzgârını arayan bulut gibi akacaksın... Ama asıl mesele şu: Geride bıraktıklarını nasıl bulacaksın?
Bende bir sen vardı canımda can gibi sevdiğim bende bir sen var (senin) öldürdüğün ama (benim) defnedemediğim...
Bana bir sen bırakmalıydın çekip giderken.
Güzel hatırlamalıydım seni.
Yıllar geçse de yüzümde güller açmalıydı
"O benim sevgilimdi." derken.
Yazık ettin ey "Aşk/ım"!