Güneşi,
buzdan bir kentte soğumaya
bırakılmış gözlerime
Öyle derin bakma yar, kanarım.
Gecelerini kan tutar sonra
Ve ben bir tek sözüne kanarım;
‘’ Ya bir gün yorulursak ? ’’
Rahatına düşkün sevdalar için değil
yer yatağı yüreğim.
Gülü dikeniyle,
Dikeni gülü olmadan da
sevebilenlere sözüm…
Kabuk tutan yaralarda
hep taze bir kan bekler acıyı, Bilirim.
Ve kan tutmadan hiçbir aşkı
Kabuk tutamaz ayrılık…
Kaç kez vurgun yedi sol yanım bilmiyorum,
Tek bildiğim seni sevdiğim…
kim bilir kaç gecenin ayaz sohbetlerini
sineye çekti bir nehir,
Ve biz bir nehir gibi akıp giden zamana kestik
Biletini ömrümüzün…
Bir çocuğun kanayan dizlerine
Sürülen tentürdiyottu belki,
Aşka inanmayan yüreğinin ağlayışlarına
Çizdiğim bütün gülen yüzler …
Şimdi hangi ünlemi yerleştirsem
yıkılır yüzüm,
Gülemediğim her gün için soruyor musun kendine
‘’Ben gülmeyi ne kadar hak ediyorum?’’ diye ?
Söylesene,
Gözyaşlarımın düştüğü bir sayfada
Gülümseten neydi gözlerini ?
Anladım,
Yazmak ağır bir yenilgi olmalı suskudan sızan,
Onarmak için değil yarala(n)mak için en çok …
Ya içimdeki şairi öldürmeliyim
Ya da dışımdaki beni,
Şair yaşarsa hep ölü kentler büyütecek nefretinde
Ve dışımdaki ben yaşarsa şaire meydan okuyup;
Hiçbir acı yakışmayacak artık kağıda…
buzdan bir kentte soğumaya
bırakılmış gözlerime
Öyle derin bakma yar, kanarım.
Gecelerini kan tutar sonra
Ve ben bir tek sözüne kanarım;
‘’ Ya bir gün yorulursak ? ’’
Rahatına düşkün sevdalar için değil
yer yatağı yüreğim.
Gülü dikeniyle,
Dikeni gülü olmadan da
sevebilenlere sözüm…
Kabuk tutan yaralarda
hep taze bir kan bekler acıyı, Bilirim.
Ve kan tutmadan hiçbir aşkı
Kabuk tutamaz ayrılık…
Kaç kez vurgun yedi sol yanım bilmiyorum,
Tek bildiğim seni sevdiğim…
kim bilir kaç gecenin ayaz sohbetlerini
sineye çekti bir nehir,
Ve biz bir nehir gibi akıp giden zamana kestik
Biletini ömrümüzün…
Bir çocuğun kanayan dizlerine
Sürülen tentürdiyottu belki,
Aşka inanmayan yüreğinin ağlayışlarına
Çizdiğim bütün gülen yüzler …
Şimdi hangi ünlemi yerleştirsem
yıkılır yüzüm,
Gülemediğim her gün için soruyor musun kendine
‘’Ben gülmeyi ne kadar hak ediyorum?’’ diye ?
Söylesene,
Gözyaşlarımın düştüğü bir sayfada
Gülümseten neydi gözlerini ?
Anladım,
Yazmak ağır bir yenilgi olmalı suskudan sızan,
Onarmak için değil yarala(n)mak için en çok …
Ya içimdeki şairi öldürmeliyim
Ya da dışımdaki beni,
Şair yaşarsa hep ölü kentler büyütecek nefretinde
Ve dışımdaki ben yaşarsa şaire meydan okuyup;
Hiçbir acı yakışmayacak artık kağıda…