Düşlerin parlayıp söndüğü yerde
Buluşmak seninle bir akşamüstü
Umarsız şarkılar, dudağımda bir yarım ezgi
Yokluğunun esaretinde bir çubuk daha attım bu gece. Bu karanlık, bu soğuk, bu yalnızlık yalan! Canımın attığı yerde yazılı bir sen var. Nefesini hissetmemin imkânsızlığı bir yana...
Bu gece daha bir dokunuyor yüreğime ayrılık. Senin yokluğunda sana bu satırları özlemek de güzel, lakin olmak daha güzel senle. Gözlerine bakıp aşkla, susmak daha başka. Ben kelimelere, kelimeler bana yetemiyoruz aşkta.
“Aşk tükenen bir şey”
derken, bu gerçekten inandığımız bir şey mi, uydurulmuş bir teselli mi yoklukta?_tükenen biziz aslında_ Oysa her şey çok güzel olacak.
"Ben galiba seni seviyorum"
derken neden galibadan kaynaklanan sanırsamkilerimiz var? _yoklukta bir sevdayı taşımak öyle zor ki, kandırmak inandıramıyor canımın attığı yeri_
Yokluğunun esaretinde perdelerini açtım odamın. Camlarımı kırdım. Aynı gökyüzünün altındayız. Sen sandığım yıldızla ısınıyor duvarlarım. Soluk alıp veriyorum gökyüzüne karşı. Kokum sana yetişir mi? Yetişsin...
Bir kenti böylece bırakıp gitmek
İçinde bin kaygı, bin bir soruyla
Bitmeyen bir şarkı, dudağında bir yarım ezgi
Sığınmak şarkılara sığınmak bir ömür boyu
Bir gün gittin...
En güzel günlerimiz, henüz yaşamadıklarımız ya, onlar gerçek olacak döndüğünde... Kendimizi kandırmalarımız bitecek... Günler su gibi geçsin yokluğunda...
Gözlerin gözlerime değsin...
Yokluğundan azad olayım. Yokluklar bitsin.
Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış
Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi
Ve ben
Gözlerini özledim...
Canımın Attığı'na...