Herkes rüyasında en az bir kez kovalanmıştır. Peki bunun anlamı nedir?
Yapılan bir araştırma dünyada en sık karşılaşılan rüya türünün kovalanma rüyaları olduğunu gösteriyor. Rüyamızda peşimizde olan tehlikeli bir şey vardır. Bu bazen eli bıçaklı bir adam bazen bir hayvan bazen bir canavar bazen de ne olduğunu göremediğimiz 'bir şey'dir...
"Gece. Sokaktayım. Peşimde biri var. Beni kovalıyor. Büyük bir korku içinde kaçıyorum. Bir o sokağa bir bu sokağa giriyorum. Ama izimi kaybettiremiyorum. Tam beni yakalayacakken bağırarak uyandım. Ter içinde kalmışım."
Kaçma ve kovalanma rüyalarının çok sık görüldüğü söyleniyor. Bu rüyalar hakkında bilgi verir misiniz?
Evet kovalanma rüyaları en sık rastlanan rüya türlerindendir. Hemen hepimizin bu türden bir rüyası olmuştur. Hemen şu temel ilkeyi hatırlamalıyız: Rüya ile uyanık yaşam paraleldir. Rüyadaki duygu ne? Korku dehşet.. Olay ne?
Kaçıyoruz. Öyleyse uyanık hayatımızda da bizi dehşete düşüren korkutan ve kaçtığımız bir durum var demektir. Yani böyle bir rüya ile ister kendimizde ister başka birisinde karşılaştığımızda hemen şunu aklımıza getirmeliyiz: Uyanık hayatta beni (veya rüyayı anlatan karşımızdaki kişiyi) korkutan kaçtığım bir şey var. Bu ne? Bunu bulmaya çalışmalıyız.
Peki korktuğumuz şeyin ne olduğunu nasıl anlayabiliriz?
Evet ikinci adım da bu. Yani ilkin bu rüya sayesinde kişinin hayatında onu korkutan bir şey olduğunu anladık. Şimdi hedefimiz bunun ne olduğunu bulmak olmalı. Burada bize yardımcı olacak şey rüyadaki semboller; yani rüyada bizi kovalayan şey ve rüyada içinde bulunduğumuz ortam.
Bu nasıl yapılır?
Rüyadaki şeyler genellikle semboldür yani uyanık hayatta başka bir şeyi gösterir. Dolayısıyla rüyadaki sembolleri çözmeye çalışmalıyız. Bu amaçla ilkin rüyada bizi kovalayan o şeyin özelliklerini ortaya çıkarmalıyız. Yukarıdaki rüya örneğinden gidecek olursak bunu şu sorularla ortaya çıkarabiliriz: "Rüyanda seni kovalayan o kişi nasıl birisiydi? Fiziksel özellikleri nasıldı? Nasıl bir kişiliği vardı?"
Varsayalım ki şöyle bir cevap verdi: "Tam net göremedim ama dili bir garipti sanki sivri bir dili vardı bir de elleri değil de sanki pençeleri vardı. Kişiliğine gelince; tanıdığım biri değil" İkinci adım olarak da hayatında bu özelliklere sahip kim veya ne olduğunu anlamak için şu soruyu sormalıyız: "Sivri dilli pençeleri olan hırslı.. Hayatınızda bu özelliklere sahip veya bu kelimeleri çağrıştıran bir şey veya birisi var mı?"
Peki bu sorulara yanıt vermek kolay mı? Yani kişinin hayatındaki o şey veya kişiyi kolayca bulması mümkün mü?
Bazen kolayca bulabiliyor "Aaa evet bu bizim işyerindeki Filiz'e tam oturuyor!" diyebiliyor. Tabii buradaki "sivri dil" ve "pençe" bir benzetme bir mecaz. Bazen de bulmakta zorlanabiliyor. Bunun nedenlerinden biri rüya görenin farkındalık derecesidir. Hayatının yani yaşadığı olayların ve buralarda ne tür duygular hissettiğinin farkındalığına pek sahip olmayan kişilerde sonuca gitmek daha zor olabiliyor.
Bazen de o korku henüz tam su yüzüne çıkmamış olabiliyor. Bunu aslında rüyadan da anlamak mümkün; mesela kişi rüyasında onu kovalayanın "Ahmet" olduğunu görüyorsa bu daha somut bir varlık ve bunun hayattaki karşılığını bulmak daha kolay olabiliyor.
Ama rüyada onu kovalayan şeyin ne olduğunu göremiyorsa mesela "bir şey kovalıyor ama ne olduğunu bilmiyorum sadece 'bir şey' diyebilirim' şeklinde bir rüya ise o kişiyi hayatta korkutan şeyin ne olduğunu bulmak çok daha zor oluyor.
Çünkü henüz bilemediği belirsiz bir şey net olarak tam belirmiş - ortaya çıkmış bir şey değil ve bu nedenle de doğal olarak kişinin hayatında bunu fark etmesi zor oluyor. Yani rüyada onu kovalayan şey ne kadar tanıdık - bildik bir şey ise hayatında bunun karşılığını bulmak o ölçüde kolay ne kadar yabancı - soyut ise o ölçüde zor oluyor.
Bu durumda ne yapmak lazım?
İki şey yapılabilir. Birincisi aynı rüyadaki diğer sembolleri açarsak bazen o şekilde de sonuca ulaşabiliriz. Örneğin yukarıdaki rüyada bu semboller "gece" ve "sokaklar". Yani "gece"nin rüya gören kişi için ne anlam ifade ettiğini bulursak rüyadaki "sokakların" özelliklerini ondan öğrenirsek daha sonra soracağımız sorularla bunların hayattaki karşılığını bulabiliriz. Eğer onları bulursak diğerini yani "kovalayan kişi"nin hayattaki karşılığını bulmak daha kolaylaşabilir.
Yani varsayalım ki A B C diye 3 bilinmeyenli bir denklem var. A'yı ilk başta bulamasak bile diğerlerini bulduğumuzda A'yı bulmak daha kolay hale gelebilir. Bir diğer yol da kişinin takip eden rüyalarına bakmak. Hayatımızdaki bir sorun çözüme kavuşmadığı sürece rüyalarımıza konu olmaya devam edeceğinden takip eden gecelerdeki rüyalarını da ele alarak o korktuğu şeyin ne olduğunu anlayabiliriz.
Yapılan bir araştırma dünyada en sık karşılaşılan rüya türünün kovalanma rüyaları olduğunu gösteriyor. Rüyamızda peşimizde olan tehlikeli bir şey vardır. Bu bazen eli bıçaklı bir adam bazen bir hayvan bazen bir canavar bazen de ne olduğunu göremediğimiz 'bir şey'dir...
"Gece. Sokaktayım. Peşimde biri var. Beni kovalıyor. Büyük bir korku içinde kaçıyorum. Bir o sokağa bir bu sokağa giriyorum. Ama izimi kaybettiremiyorum. Tam beni yakalayacakken bağırarak uyandım. Ter içinde kalmışım."
Kaçma ve kovalanma rüyalarının çok sık görüldüğü söyleniyor. Bu rüyalar hakkında bilgi verir misiniz?
Evet kovalanma rüyaları en sık rastlanan rüya türlerindendir. Hemen hepimizin bu türden bir rüyası olmuştur. Hemen şu temel ilkeyi hatırlamalıyız: Rüya ile uyanık yaşam paraleldir. Rüyadaki duygu ne? Korku dehşet.. Olay ne?
Kaçıyoruz. Öyleyse uyanık hayatımızda da bizi dehşete düşüren korkutan ve kaçtığımız bir durum var demektir. Yani böyle bir rüya ile ister kendimizde ister başka birisinde karşılaştığımızda hemen şunu aklımıza getirmeliyiz: Uyanık hayatta beni (veya rüyayı anlatan karşımızdaki kişiyi) korkutan kaçtığım bir şey var. Bu ne? Bunu bulmaya çalışmalıyız.
Peki korktuğumuz şeyin ne olduğunu nasıl anlayabiliriz?
Evet ikinci adım da bu. Yani ilkin bu rüya sayesinde kişinin hayatında onu korkutan bir şey olduğunu anladık. Şimdi hedefimiz bunun ne olduğunu bulmak olmalı. Burada bize yardımcı olacak şey rüyadaki semboller; yani rüyada bizi kovalayan şey ve rüyada içinde bulunduğumuz ortam.
Bu nasıl yapılır?
Rüyadaki şeyler genellikle semboldür yani uyanık hayatta başka bir şeyi gösterir. Dolayısıyla rüyadaki sembolleri çözmeye çalışmalıyız. Bu amaçla ilkin rüyada bizi kovalayan o şeyin özelliklerini ortaya çıkarmalıyız. Yukarıdaki rüya örneğinden gidecek olursak bunu şu sorularla ortaya çıkarabiliriz: "Rüyanda seni kovalayan o kişi nasıl birisiydi? Fiziksel özellikleri nasıldı? Nasıl bir kişiliği vardı?"
Varsayalım ki şöyle bir cevap verdi: "Tam net göremedim ama dili bir garipti sanki sivri bir dili vardı bir de elleri değil de sanki pençeleri vardı. Kişiliğine gelince; tanıdığım biri değil" İkinci adım olarak da hayatında bu özelliklere sahip kim veya ne olduğunu anlamak için şu soruyu sormalıyız: "Sivri dilli pençeleri olan hırslı.. Hayatınızda bu özelliklere sahip veya bu kelimeleri çağrıştıran bir şey veya birisi var mı?"
Peki bu sorulara yanıt vermek kolay mı? Yani kişinin hayatındaki o şey veya kişiyi kolayca bulması mümkün mü?
Bazen kolayca bulabiliyor "Aaa evet bu bizim işyerindeki Filiz'e tam oturuyor!" diyebiliyor. Tabii buradaki "sivri dil" ve "pençe" bir benzetme bir mecaz. Bazen de bulmakta zorlanabiliyor. Bunun nedenlerinden biri rüya görenin farkındalık derecesidir. Hayatının yani yaşadığı olayların ve buralarda ne tür duygular hissettiğinin farkındalığına pek sahip olmayan kişilerde sonuca gitmek daha zor olabiliyor.
Bazen de o korku henüz tam su yüzüne çıkmamış olabiliyor. Bunu aslında rüyadan da anlamak mümkün; mesela kişi rüyasında onu kovalayanın "Ahmet" olduğunu görüyorsa bu daha somut bir varlık ve bunun hayattaki karşılığını bulmak daha kolay olabiliyor.
Ama rüyada onu kovalayan şeyin ne olduğunu göremiyorsa mesela "bir şey kovalıyor ama ne olduğunu bilmiyorum sadece 'bir şey' diyebilirim' şeklinde bir rüya ise o kişiyi hayatta korkutan şeyin ne olduğunu bulmak çok daha zor oluyor.
Çünkü henüz bilemediği belirsiz bir şey net olarak tam belirmiş - ortaya çıkmış bir şey değil ve bu nedenle de doğal olarak kişinin hayatında bunu fark etmesi zor oluyor. Yani rüyada onu kovalayan şey ne kadar tanıdık - bildik bir şey ise hayatında bunun karşılığını bulmak o ölçüde kolay ne kadar yabancı - soyut ise o ölçüde zor oluyor.
Bu durumda ne yapmak lazım?
İki şey yapılabilir. Birincisi aynı rüyadaki diğer sembolleri açarsak bazen o şekilde de sonuca ulaşabiliriz. Örneğin yukarıdaki rüyada bu semboller "gece" ve "sokaklar". Yani "gece"nin rüya gören kişi için ne anlam ifade ettiğini bulursak rüyadaki "sokakların" özelliklerini ondan öğrenirsek daha sonra soracağımız sorularla bunların hayattaki karşılığını bulabiliriz. Eğer onları bulursak diğerini yani "kovalayan kişi"nin hayattaki karşılığını bulmak daha kolaylaşabilir.
Yani varsayalım ki A B C diye 3 bilinmeyenli bir denklem var. A'yı ilk başta bulamasak bile diğerlerini bulduğumuzda A'yı bulmak daha kolay hale gelebilir. Bir diğer yol da kişinin takip eden rüyalarına bakmak. Hayatımızdaki bir sorun çözüme kavuşmadığı sürece rüyalarımıza konu olmaya devam edeceğinden takip eden gecelerdeki rüyalarını da ele alarak o korktuğu şeyin ne olduğunu anlayabiliriz.