[INDENT][INDENT][INDENT][INDENT]
Sensizlik Kaç Hece?
[/INDENT][/INDENT][/INDENT]
Sana yabancılaşma hali sensizlik! Senken siz olma hali! Sessizlik gibi! Ses dediğin bir çeşit gürültü ama kendinden türüyor sessiz! Demek kelimeler de insanlar gibi içlerinde en uç noktaları taşıyorlar.
Aklımın kıvrımları arasına yerleşip beni böyle karmaşık ve anlamsız düşüncelere sokan sensin ya da sensizlik!
Aşkın kenarına bir defa oturunca insan ayaklarını kalbin sularında çırpınca çocuklar gibi zor oluyor tek başına kalmak. Özlem denilen o yoğun duygu kaplıyor içini ve burunda tütmeye başlıyor sevgilinin teni…
Güneş doğana kadar süren bir sancı… Gecenin karanlığına eşlik eden ve kim bilir kaç tane içilen sigara… Ertesi gün havasızlıktan birikmiş sigara izmaritinden kötü kokan odalarda zar zor dalınan uykular… Gece hasret çekenlerin hem dostu hem düşmanı….
Bir yerlerde birileri başka senler için sensizlik çekiyor. Biliyorum hissediyorum. Gece yarısı sokağın sessizliğinde bir kibrit yanıyor karanlık bir odanın camında bir siluet görüyorum. Kim bilir hangi seni bekliyor?
Bekleyenler kendi aralarında ikiye ayrılıyor: Umudunu yitirenler heyecanla bekleyenler! Belki de doğrusu şöyle olmalı: Beklemek iki kademede yaşanıyor; heyecanla beklemek ve umudunu yitirerek yine de beklemek!
Benim durumum daha farklı bekleyenlerden değilim. Yokluğunu kabullenip sensizlikle baş etmeye çalışıyorum. Bir de çok canım yandığında böyle sitem ediyorum.
Söyle söyle bitmiyor; SEN-Siz-lik! Yaşa yaşa çekilmiyor; SES-SİZ-lik!Candan Ünal[/INDENT]
[/INDENT][/INDENT][/INDENT][INDENT][INDENT][INDENT]
Sensizlik Kaç Hece?
[/INDENT][/INDENT][/INDENT]
Sana yabancılaşma hali sensizlik! Senken siz olma hali! Sessizlik gibi! Ses dediğin bir çeşit gürültü ama kendinden türüyor sessiz! Demek kelimeler de insanlar gibi içlerinde en uç noktaları taşıyorlar.
Aklımın kıvrımları arasına yerleşip beni böyle karmaşık ve anlamsız düşüncelere sokan sensin ya da sensizlik!
Aşkın kenarına bir defa oturunca insan ayaklarını kalbin sularında çırpınca çocuklar gibi zor oluyor tek başına kalmak. Özlem denilen o yoğun duygu kaplıyor içini ve burunda tütmeye başlıyor sevgilinin teni…
Güneş doğana kadar süren bir sancı… Gecenin karanlığına eşlik eden ve kim bilir kaç tane içilen sigara… Ertesi gün havasızlıktan birikmiş sigara izmaritinden kötü kokan odalarda zar zor dalınan uykular… Gece hasret çekenlerin hem dostu hem düşmanı….
Bir yerlerde birileri başka senler için sensizlik çekiyor. Biliyorum hissediyorum. Gece yarısı sokağın sessizliğinde bir kibrit yanıyor karanlık bir odanın camında bir siluet görüyorum. Kim bilir hangi seni bekliyor?
Bekleyenler kendi aralarında ikiye ayrılıyor: Umudunu yitirenler heyecanla bekleyenler! Belki de doğrusu şöyle olmalı: Beklemek iki kademede yaşanıyor; heyecanla beklemek ve umudunu yitirerek yine de beklemek!
Benim durumum daha farklı bekleyenlerden değilim. Yokluğunu kabullenip sensizlikle baş etmeye çalışıyorum. Bir de çok canım yandığında böyle sitem ediyorum.
Söyle söyle bitmiyor; SEN-Siz-lik! Yaşa yaşa çekilmiyor; SES-SİZ-lik!Candan Ünal[/INDENT]