Alıştım Artık Yalnızlık Denizinde Kendimi Serinletmeye...
Ama Farkında Olmadan Öyle Çok Açılmışım ki...
Dönüşü Yok Artık Bu Yolculuğumun...
Biliyorum ki, Ben Hep Mutsuzluğa Mahkum...
Ben Hep Yalnızlığa Mahkum...
Ben Hep Özlemlere Mahkum...
Ve Müebbet Sensizlikle Yaşayacağım!
Bu Gün Uzak Yolları Yazacaktım...
Uzaklıktaki Gücün Mesafeleri Ayrıştırarak İnsanı Yalnızlığa Mahkum Ettiğini...
Birbirinden Ayrılmak İstemeyen, Birbirinin Kalbine Dokunmaktan Korkmayan insanların Neden Vazgeçtiklerini, Neden Böyle Koşar Adım Birbirlerinden Uzaklaştıklarını Yazacaktım...
Yaklaştıkça Yalnızlığın Çürümeye Terk Edilmiş Köklerini Çıkaracaktım Yaban Topraklardan...
Yaklaştıkça Yakalanacaktım Yaklaştıkça Kovulacaktım Belki de...
Ey Uzak Yolların Bilinmezleri...!
Neresinden Başlıyayaım Dilimi Şaşkına Çeviren Alfabenizin?
Hangi Sessizine Dokunayım?
Uzak Yolları Yazacaktım Ben...
Ayrılık Yazdıysan Ellerimi Boşluğa Uzatılmış Bir Yılgınlıkta Bırakma! Diye Yazacaktım...
Zaten Bunun Adı Ayrılıktı...
Zaten Yılgındı Ellerim Ulaşmaya Çalışmaktan...!
Dokunmazsan Sevemezsin ki...
Dokunmazsan Hissedemezsin ki...
Dokunmazsa Göremezsin Bile...
Sevdiğine Dokunabilmek Ne Büyük Hazdır İnsan İçinde, Yürek Hissinde, Kalp Atışlarında, Kısaca Yüreğinin Atıığı Her Heyecana Dokunabilecek Kadar Yakın Olabilmek, Dokunabilecek Kadar Hissedebilmek..
Öyle Güzel Büyük Bir Şanstır ki Koklayabilmek, Soluyabilmek Onu..
Öyle Özeldir ki Hasretlik Bir Dokunuşun Büyüsü...
Dokunmazsan Sevemezsin...
Dokunmazsan Göremezsin...
Dokunmazsan Hissedemezsin...
Yakınsızlıktan Doğan Bir Hissin Ne Kıymeti Var ki Ellerine Erişemedikten Sonra?
Mesafeler Arasında Uzanan Kolların Tadını Nereden Bilebilirsin ki O Gözlerindeki Rengi Göremedikten Sonra?
Uzaktan Bir Ses Duyduğunda Nasıl Heyecanlanabilirsin ki O Ses Tam Yüreğine Çarpmıyorsa?
''Gönderilmemiş aşk mektupları''
Ama Farkında Olmadan Öyle Çok Açılmışım ki...
Dönüşü Yok Artık Bu Yolculuğumun...
Biliyorum ki, Ben Hep Mutsuzluğa Mahkum...
Ben Hep Yalnızlığa Mahkum...
Ben Hep Özlemlere Mahkum...
Ve Müebbet Sensizlikle Yaşayacağım!
Bu Gün Uzak Yolları Yazacaktım...
Uzaklıktaki Gücün Mesafeleri Ayrıştırarak İnsanı Yalnızlığa Mahkum Ettiğini...
Birbirinden Ayrılmak İstemeyen, Birbirinin Kalbine Dokunmaktan Korkmayan insanların Neden Vazgeçtiklerini, Neden Böyle Koşar Adım Birbirlerinden Uzaklaştıklarını Yazacaktım...
Yaklaştıkça Yalnızlığın Çürümeye Terk Edilmiş Köklerini Çıkaracaktım Yaban Topraklardan...
Yaklaştıkça Yakalanacaktım Yaklaştıkça Kovulacaktım Belki de...
Ey Uzak Yolların Bilinmezleri...!
Neresinden Başlıyayaım Dilimi Şaşkına Çeviren Alfabenizin?
Hangi Sessizine Dokunayım?
Uzak Yolları Yazacaktım Ben...
Ayrılık Yazdıysan Ellerimi Boşluğa Uzatılmış Bir Yılgınlıkta Bırakma! Diye Yazacaktım...
Zaten Bunun Adı Ayrılıktı...
Zaten Yılgındı Ellerim Ulaşmaya Çalışmaktan...!
Dokunmazsan Sevemezsin ki...
Dokunmazsan Hissedemezsin ki...
Dokunmazsa Göremezsin Bile...
Sevdiğine Dokunabilmek Ne Büyük Hazdır İnsan İçinde, Yürek Hissinde, Kalp Atışlarında, Kısaca Yüreğinin Atıığı Her Heyecana Dokunabilecek Kadar Yakın Olabilmek, Dokunabilecek Kadar Hissedebilmek..
Öyle Güzel Büyük Bir Şanstır ki Koklayabilmek, Soluyabilmek Onu..
Öyle Özeldir ki Hasretlik Bir Dokunuşun Büyüsü...
Dokunmazsan Sevemezsin...
Dokunmazsan Göremezsin...
Dokunmazsan Hissedemezsin...
Yakınsızlıktan Doğan Bir Hissin Ne Kıymeti Var ki Ellerine Erişemedikten Sonra?
Mesafeler Arasında Uzanan Kolların Tadını Nereden Bilebilirsin ki O Gözlerindeki Rengi Göremedikten Sonra?
Uzaktan Bir Ses Duyduğunda Nasıl Heyecanlanabilirsin ki O Ses Tam Yüreğine Çarpmıyorsa?
''Gönderilmemiş aşk mektupları''