acılar ve ölümler bile öğretici değildi artık.duyguların ve sevgilerin çaresizliğe mahkum edildiği bu çağda sevdalar ve insancıl idealler adına ölü çocuklar doğuruyordu zaman...
kimileri vefasızlıkları tebessümle karşılayabilecek kadar olgunlaştıklarını düşünürken,kimileri öfkeli taraflarından irin akıtıyorlardı hayata.
her yenildikleri güce el pençe divan duran insanlar,intikam melekleri besliyorlardı gövdelerinde,kendilerinden daha güçsüz olana hükmetmenin haklılığını yaratabilmek için.
nereden bilebilirlerdi ki çocuklar ,bir bakışın bu kadar kayıtsız,boş ve düşmanca olabileceğini...
oysa onlara saçlarını okşayan bir el,sorgusuz değer yükleyen bir ses ve kendisiyle barışık bir gövde gerekliydi sımsıcak sarılabilmek için hayata...
damla damla düşmeliydi,insan insana,boğmak değil yeşertmek için ve sürmeliydi bütün zamanlarda insanın kendisiyle olan savaşı ve sevginin yeniden denemeye değer tek şey olduğunu öğrenene dek.
kimileri vefasızlıkları tebessümle karşılayabilecek kadar olgunlaştıklarını düşünürken,kimileri öfkeli taraflarından irin akıtıyorlardı hayata.
her yenildikleri güce el pençe divan duran insanlar,intikam melekleri besliyorlardı gövdelerinde,kendilerinden daha güçsüz olana hükmetmenin haklılığını yaratabilmek için.
nereden bilebilirlerdi ki çocuklar ,bir bakışın bu kadar kayıtsız,boş ve düşmanca olabileceğini...
oysa onlara saçlarını okşayan bir el,sorgusuz değer yükleyen bir ses ve kendisiyle barışık bir gövde gerekliydi sımsıcak sarılabilmek için hayata...
damla damla düşmeliydi,insan insana,boğmak değil yeşertmek için ve sürmeliydi bütün zamanlarda insanın kendisiyle olan savaşı ve sevginin yeniden denemeye değer tek şey olduğunu öğrenene dek.