Duvarlardan yağanlarımla girdim kuytularına
Karanlığın görünen fosforu içimde…
Dört köşe gök/yüzünün Esra’rına batmış hüznünü emdi kalemim
Şimdi içim duvarına yaslı
Surlarım son demlerinde
Katilinin çığırtkan soluğu tükenmelerde…
Ben gözlerini yol eyledim artık
Kaybolmam
Hendek yalnızlığı bir son uçurumu kilitledi ellerim
Salome’nin yalnızlığına hüzün koydu
Seni en çok sevenler mi ağlattı?
Eylül geçti
Saçların atkı olacak boynuma bu kış
Kah rüzgarlı
Kah/küllü
Gecenin dansı başlasın şimdi
Bakışınla gebert yine beni
Her son kendini bulur nasılsa
Bir yıldız daha kayar göbeğine
Fosforlu şiirler getirdim gecene
Duvarlarına ekle yine
Dudağımda kabadayı naralarıyla seviyorum
Kendimi adıyorum
Ömrümün kalan’ına… sana…
Karanlığın görünen fosforu içimde…
Dört köşe gök/yüzünün Esra’rına batmış hüznünü emdi kalemim
Şimdi içim duvarına yaslı
Surlarım son demlerinde
Katilinin çığırtkan soluğu tükenmelerde…
Ben gözlerini yol eyledim artık
Kaybolmam
Hendek yalnızlığı bir son uçurumu kilitledi ellerim
Salome’nin yalnızlığına hüzün koydu
Seni en çok sevenler mi ağlattı?
Eylül geçti
Saçların atkı olacak boynuma bu kış
Kah rüzgarlı
Kah/küllü
Gecenin dansı başlasın şimdi
Bakışınla gebert yine beni
Her son kendini bulur nasılsa
Bir yıldız daha kayar göbeğine
Fosforlu şiirler getirdim gecene
Duvarlarına ekle yine
Dudağımda kabadayı naralarıyla seviyorum
Kendimi adıyorum
Ömrümün kalan’ına… sana…
Alıntı