Telefonun çalmasıyla irkiliyorum.. Arayan 'O'..
Biraz tereddütten sonra hemen açıyorum..Bir anda geçmişi hayal ediyorum.
Canım nasılsın derken sanki yüreğinin içinden kopup gelen hissini uyandıran kişi.. O Yürek sızım..
Sade bir nasılsın diyor içten gelmeyerek.
İyiyim nasıl olsun diyorum.
Ama nasıl iyi olabilirim ki hayat ışığım..
Gözlerinin yıldız gibi parladığını görmeyince.
Sen burda yoksun ve güneş sensiz doğuyor ve batıyor..
Herşey normal işliyor hayatta..
Herkes işine geliyor gidiyor..
Teyzelerde hala aynı Bir laf söylemeden geçemiyor.
Gülümse diyor bu yaşta neyin var bu kadar diyor.
Oda kendince haklı tabi gençliğini özlüyor.
Kıymmet bilmemizi istiyor.
Ama sen yokken buralar bana çok soğuk geliyor ve içimi ürpertiyor. Korkutuyor beni hayat!
Farklı bir şehirde farklı bir hayata uyanıyorken sen.
Ben hala beraber yürüdüğümüz yolardan geçiyor,son görüşmemizi son gülüşünü hatırlıyorum..
Her günü tatlı bir rüya gibi anıyorum beni bugün acıtan sevdanı!
Birden dalıp gittiğimi farkediyorum ve sessizliğinden seninde benim gibi daldığını anlıyorum..
Kapatma istiyorum sessizliğin bile karşısında sen olduğunu bilmek beni mutlu ediyor yüzümde küçük bir tebessüm oluşturuyor..
Evet diyecek okadar çok şey varken ben hiçbirini seçip sana tek kelime edemiyorum dilim bağlanıyo ve sessizlik anlatıyo geçmişi sende duyuyorsun biliyorum bilmesen neden hala bu sessizliği bozmak istemeyesin ki..
Sonunda geçmişin sana birşey vermeyeceğini anlıyorsun bu son olsun diyorsun..
Yüreğimdeki acı feryatları duymuorsun tabi senin içinde kopan fırtınadan değil mi ? Sesim titremeye başlıyo ama belli etmek istemiyorum hıçkırıklarımı gizliyorum senden (yüreğimden)..
Haklıymışsın gibi evet son olmalı bu bizim için daha iyi diyorum. Yürek yangınlarımı bir kenara bırakıp seni son kez uğurluyorum.. Daimi özleyeceğim yüreğe son kez veda ederek kapatıyorum yüreğimin kapısını seni dışarda bırakarak. İçimde bir ürperti ve yüzümdeki anlamsız ifade ile hoşçakal diyorum.. Hoşçakal sevgili! Hoşçakal!
esir.yürekli
04.10.09
04.10.09