Ve umut sana tutunmalıyım ömrümün solgun mevsiminde..
Umutsuz yaşamak zifiri karanlıkta güneşi bulmak kadar zor..ve gökyüzündeki yıldızlara uzanmak kadar imkansız...yenik düştüğümüz yüreğin yakarışları kadar çaresiz..
Hayatın hangi mevsiminde olursak olalım umut ışığı ararız şafağın penceremize vuran ince ışıltısından..
Ve hüzün..en çok acıya yakışırsın..
Hüzün her ömre sığmaya yetecek kadar derindir Kimi zaman bulduğumuzu sandığımız bir yüreğe sığınırız hesapszıca..sorgulardan kaygılardan uzak..ve kendimizce büyütürüz içimizde.. Yaşamak istediğimiz duyguların görmek istediğimiz özelliklerin portesini çizeriz sığındığımız limana..Tuvaldeki renkler hep kendi istediğimiz doğrultusunda yansır gökkuşağına..hayalimizde hep o çizmeyi istediğimiz resim vardır artık ..O resim bir ömre sığacak kadar hayal yüklü sevgi ırmağıdır..Her gün o ırmak çağlasın ve bir damla sunsun isteriz sevgi adına ..Oysa o damla ya âb-ı hayatı yaşatır duygunun ikliminde ya da hayal kırıklığı sevginin son deminde....
Tükenen sadece sevgi midir..yıpranan duygular ve hayal kırıklıları...Aslında içimizde yaşattığımız dokunmaya bile kıyamadığımız o hayal kum tanesine yazdığımız vefasız rüzgarların savurduğu silinen bir düştür sadece..
Ve biter sevgi..kurur nehirler..
Düşünceler ertelenir başka baharlara..
Silinmeyen bir düşün konuğu olmak isterseniz derin düşüncelere râm olmasınız ki yıpranmasın sevdalar..yıkılmasın umutlar...
Ne kaybedersiniz ki umut ekerken bir yüreğe..
Belki bir yağmur gelir yeşeriverir ansızın hiç beklemediğiniz bir zaman diliminde..Bir bakarsınız açıvermiş ellerinizde çiçek çiçek...
Ve bahar en çok seni özlemişim ruhumun sonbaharında..Yorgunum seninle huzur bulmalıyım.. Kokusunda nergislerin ve ılık melteminde saçlarının ..en çok sevgi dolu yüreğine ihtiyacım var... Sana muhtaçlığım sırf bu yüzden bahar! Sırf bu yüzden..
Hani ne güzel söylemiş Üstad: ’Tarihe karıştı eski sevdalar..’
Bir tarihin sevda dolu yüreğindendi sana seslenişim..
ve umut seni bende hiç yitirmedim..
Alinti
Umutsuz yaşamak zifiri karanlıkta güneşi bulmak kadar zor..ve gökyüzündeki yıldızlara uzanmak kadar imkansız...yenik düştüğümüz yüreğin yakarışları kadar çaresiz..
Hayatın hangi mevsiminde olursak olalım umut ışığı ararız şafağın penceremize vuran ince ışıltısından..
Ve hüzün..en çok acıya yakışırsın..
Hüzün her ömre sığmaya yetecek kadar derindir Kimi zaman bulduğumuzu sandığımız bir yüreğe sığınırız hesapszıca..sorgulardan kaygılardan uzak..ve kendimizce büyütürüz içimizde.. Yaşamak istediğimiz duyguların görmek istediğimiz özelliklerin portesini çizeriz sığındığımız limana..Tuvaldeki renkler hep kendi istediğimiz doğrultusunda yansır gökkuşağına..hayalimizde hep o çizmeyi istediğimiz resim vardır artık ..O resim bir ömre sığacak kadar hayal yüklü sevgi ırmağıdır..Her gün o ırmak çağlasın ve bir damla sunsun isteriz sevgi adına ..Oysa o damla ya âb-ı hayatı yaşatır duygunun ikliminde ya da hayal kırıklığı sevginin son deminde....
Tükenen sadece sevgi midir..yıpranan duygular ve hayal kırıklıları...Aslında içimizde yaşattığımız dokunmaya bile kıyamadığımız o hayal kum tanesine yazdığımız vefasız rüzgarların savurduğu silinen bir düştür sadece..
Ve biter sevgi..kurur nehirler..
Düşünceler ertelenir başka baharlara..
Silinmeyen bir düşün konuğu olmak isterseniz derin düşüncelere râm olmasınız ki yıpranmasın sevdalar..yıkılmasın umutlar...
Ne kaybedersiniz ki umut ekerken bir yüreğe..
Belki bir yağmur gelir yeşeriverir ansızın hiç beklemediğiniz bir zaman diliminde..Bir bakarsınız açıvermiş ellerinizde çiçek çiçek...
Ve bahar en çok seni özlemişim ruhumun sonbaharında..Yorgunum seninle huzur bulmalıyım.. Kokusunda nergislerin ve ılık melteminde saçlarının ..en çok sevgi dolu yüreğine ihtiyacım var... Sana muhtaçlığım sırf bu yüzden bahar! Sırf bu yüzden..
Hani ne güzel söylemiş Üstad: ’Tarihe karıştı eski sevdalar..’
Bir tarihin sevda dolu yüreğindendi sana seslenişim..
ve umut seni bende hiç yitirmedim..
Alinti