Önemli bir ruhsal hastalık olan depresyon dünyada en sık görülen tıbbi sorunlardan biridir. Kişinin duygusal durumunu, düşüncelerini ve davranışlarını etkilediği gibi bedensel sağlığını da etkiler. Depresyonla kişi öyle bir duruma girer ki her zaman yaptığı sıradan şeyler bile kişiye zahmet veren şeylere dönüşür. Depresyonun iyi tarafı, tedavisinin olmasıdır.
Zaman zaman herkes kendini çökkün, kötü yalnız vb. hisseder. Bu durumun tıbbi anlamda depresyon olabilmesi için kendini bir süreliğine, gelip geçici olarak kötü hissetmekten çok daha öte bir şey olma durumudur. Günlük yaşam işlevselliğini önemli ölçüde bozar.
Depresyonun gelişiminde kalıtsal yatkınlığın yanı sıra beyin ve vücuttaki işlev değişikliklerini içeren etkenlerin karmaşık etkileşmesinin rol oynadığı düşünülmektedir. Depresyon kendi başına çıkabileceği gibi başka bir hastalığın bir sonucu olarak da ortaya çıkabilir. Örneğin gebelikte, doğum sonrasında da çıkabilir.
Depresyonun görülme sıklığı kadınlarda erkeklerden 2 kat daha fazladır. Neden kadınlarda daha sık görülür? Biyolojik neden olarak bakılırsa; kalıtsal etkenleri ve kadın eşeysel hormonlarının salgılanmasına eşlik eden duygusal durum değişikliklerini kapsar. Toplumsal ve kültürel faktörler olarak da; kadınlardan hem iş yaşamının hem de aile yaşamının yükünü taşımaları beklenir. Yoksulluk ve ana-baba sorumluluğunu tek başına taşıma öyküsüne kadınlarda daha sık rastlanır. Kadınlar sorunlarla baş etme konusunda erkeklere göre daha çabuk kontrol edememe durumuna düşerler.
Bu yüzdendir ki gebelik öncesi, sırası ve sonrasında da depresyon görülme sıklığı oldukça fazla olabilmektedir.
Geçmiş yıllarda gebelik ‘‘psikiyatrik bozukluklar için koruyucu bir dönem’’ olarak görülürken, günümüzde bu görüş kabul görmemektedir. Çünkü kadınlar gebeliği neşe, doyum, olgunluk, kendini gerçekleştirme ve mutluluk kaynağı olarak algıladığı gibi; stres, endişe, kaygılı bekleyiş, üzerinde aşırı bir yüklenme gibi olumsuz ruhsal duygulanımların da yaşanabileceği bir dönem olarak da görebilmektedir.
Çoğu kadın gebeliği sırasında sağlıklı ve olumlu bir tutum içinde olur. Belirli birtakım hormonların salgılanmasındaki artış ruhsal iyilik durumu veriyor gibidir. Bununla birlikte kadınların ortalama %10 u gebelik sırasında depresyon yaşar.
Gebelikte depresyon nedenleri ?
Gebelik sırasında depresyon,
â–ºDaha çok, önceden depresyon geçirmiş olan kadınlarda görülür.
â–ºAy başı öncesi gerginliği rahatsızlığının fazla olması,
â–ºToplumsal dayanaklarının az olması,
â–ºGebelik yaşayan kadının yaşının küçük olması,
â–ºTek başına yaşıyor olması,
â–ºEvlilik çatışmalarının olması,
â–ºEşiyle çift ilişkilerinin iyi bir seyirde olmaması,
â–ºGebeliğe ilişkin duygularının karışık olması,
â–ºGebeliğe hazır olmadan hamile kalmış olması gibi nedenler sayılabilir.
Zaman zaman herkes kendini çökkün, kötü yalnız vb. hisseder. Bu durumun tıbbi anlamda depresyon olabilmesi için kendini bir süreliğine, gelip geçici olarak kötü hissetmekten çok daha öte bir şey olma durumudur. Günlük yaşam işlevselliğini önemli ölçüde bozar.
Depresyonun gelişiminde kalıtsal yatkınlığın yanı sıra beyin ve vücuttaki işlev değişikliklerini içeren etkenlerin karmaşık etkileşmesinin rol oynadığı düşünülmektedir. Depresyon kendi başına çıkabileceği gibi başka bir hastalığın bir sonucu olarak da ortaya çıkabilir. Örneğin gebelikte, doğum sonrasında da çıkabilir.
Depresyonun görülme sıklığı kadınlarda erkeklerden 2 kat daha fazladır. Neden kadınlarda daha sık görülür? Biyolojik neden olarak bakılırsa; kalıtsal etkenleri ve kadın eşeysel hormonlarının salgılanmasına eşlik eden duygusal durum değişikliklerini kapsar. Toplumsal ve kültürel faktörler olarak da; kadınlardan hem iş yaşamının hem de aile yaşamının yükünü taşımaları beklenir. Yoksulluk ve ana-baba sorumluluğunu tek başına taşıma öyküsüne kadınlarda daha sık rastlanır. Kadınlar sorunlarla baş etme konusunda erkeklere göre daha çabuk kontrol edememe durumuna düşerler.
Bu yüzdendir ki gebelik öncesi, sırası ve sonrasında da depresyon görülme sıklığı oldukça fazla olabilmektedir.
Geçmiş yıllarda gebelik ‘‘psikiyatrik bozukluklar için koruyucu bir dönem’’ olarak görülürken, günümüzde bu görüş kabul görmemektedir. Çünkü kadınlar gebeliği neşe, doyum, olgunluk, kendini gerçekleştirme ve mutluluk kaynağı olarak algıladığı gibi; stres, endişe, kaygılı bekleyiş, üzerinde aşırı bir yüklenme gibi olumsuz ruhsal duygulanımların da yaşanabileceği bir dönem olarak da görebilmektedir.
Çoğu kadın gebeliği sırasında sağlıklı ve olumlu bir tutum içinde olur. Belirli birtakım hormonların salgılanmasındaki artış ruhsal iyilik durumu veriyor gibidir. Bununla birlikte kadınların ortalama %10 u gebelik sırasında depresyon yaşar.
Gebelikte depresyon nedenleri ?
Gebelik sırasında depresyon,
â–ºDaha çok, önceden depresyon geçirmiş olan kadınlarda görülür.
â–ºAy başı öncesi gerginliği rahatsızlığının fazla olması,
â–ºToplumsal dayanaklarının az olması,
â–ºGebelik yaşayan kadının yaşının küçük olması,
â–ºTek başına yaşıyor olması,
â–ºEvlilik çatışmalarının olması,
â–ºEşiyle çift ilişkilerinin iyi bir seyirde olmaması,
â–ºGebeliğe ilişkin duygularının karışık olması,
â–ºGebeliğe hazır olmadan hamile kalmış olması gibi nedenler sayılabilir.