Sessizliği katleden bir fırtınadan öncesiydi kaçma eylemlerine hazırlanışım...
Yürek bavuluna apar topar sıkıştırdığım üç beş hatırlanası anıyı alıp ,zamanda bir yolculuğa çıkmaya hazırlanmışken ,ardımdan kapatacağım kapının sertliğine "hoşçakal"ın sevimsiz yüzünü iliştirmeyi düşünürken...Tüm bu olup bitenlere sadece gece şahitken,rüzgar uğultusuyla irkilen yalnızlığım şaşkın bakışlarla geceyi yokladı son kez...
Son kez karanlığa saklanmış anılara ,hızla göz gezdirirken rüzgarın esintisine terkedilmeyi haketmeyen bir anı olup olmadığından emin olarak rüzgara açtım kapıları ...
Efil efil esen bir rüzgardı beklediğim...Usulca esip ardına
katarak götüreceği anıların incinmesini dahi istemeyecek kadar yavaş essin istemiştim ...
Kırıldığım ,incindiğim onlarca anın ,incinmesini istemeyecek kadar seviyordum belki de hala...beni ben yapan acılarımı...
Duyduğum rüzgar uğultusu ,ardından gelecek olan fırtınanın homurtusuymuş meğer...Kocamış ,geçkin ,öfkeli bir fırtına sert yüzüyle kapıları yerinden söken bakışıyla geceme dalarken ,ne anılarım kaldı geceye emanet edilen ,ne de bir gecem kaldı , özlenilesi anlara mesken olan...
İncitmekten korktuğum ne varsa ,acıyı duyumsamaya dahi fırsat vermeyen fırtınanın şiddetiyle paramparça olup ,silindi zamandan...Çıkmayı düşlediğim zaman yolculuğunda ,yürek bavuluna sıkıştırıdğım üç beş anı dışında ,yaşanmışlığını ispat edebileceğim hiç bir anıyı canlı tutamadan gecede...ve hatta geceyi...zamansız bir fırtınaya kurban ettim tüm geçmişimi...
Şimdi göğüs kafesine ılık ılık düşen bir sıcaklıkla ,yeni bir zamanı ve belki de yeni bir geceyi bulma umuduyla yol alıyorum boşlukta...
Bir gün sevgili , bir gün göğsünün sıcaklağına düşerse yolum ,yaşanası bir anı daha çalarız belki adı konulmuş bir zamanla! Yeni fırtınalara kurban edilesi yeni anılar biriktirecek kadar kalabilirim belkide yanında...
Kim bilir!
Yol bu ,boşluk bu ...Nereye düşeceğin belli olmaz!
Yürek bavuluna apar topar sıkıştırdığım üç beş hatırlanası anıyı alıp ,zamanda bir yolculuğa çıkmaya hazırlanmışken ,ardımdan kapatacağım kapının sertliğine "hoşçakal"ın sevimsiz yüzünü iliştirmeyi düşünürken...Tüm bu olup bitenlere sadece gece şahitken,rüzgar uğultusuyla irkilen yalnızlığım şaşkın bakışlarla geceyi yokladı son kez...
Son kez karanlığa saklanmış anılara ,hızla göz gezdirirken rüzgarın esintisine terkedilmeyi haketmeyen bir anı olup olmadığından emin olarak rüzgara açtım kapıları ...
Efil efil esen bir rüzgardı beklediğim...Usulca esip ardına
katarak götüreceği anıların incinmesini dahi istemeyecek kadar yavaş essin istemiştim ...
Kırıldığım ,incindiğim onlarca anın ,incinmesini istemeyecek kadar seviyordum belki de hala...beni ben yapan acılarımı...
Duyduğum rüzgar uğultusu ,ardından gelecek olan fırtınanın homurtusuymuş meğer...Kocamış ,geçkin ,öfkeli bir fırtına sert yüzüyle kapıları yerinden söken bakışıyla geceme dalarken ,ne anılarım kaldı geceye emanet edilen ,ne de bir gecem kaldı , özlenilesi anlara mesken olan...
İncitmekten korktuğum ne varsa ,acıyı duyumsamaya dahi fırsat vermeyen fırtınanın şiddetiyle paramparça olup ,silindi zamandan...Çıkmayı düşlediğim zaman yolculuğunda ,yürek bavuluna sıkıştırıdğım üç beş anı dışında ,yaşanmışlığını ispat edebileceğim hiç bir anıyı canlı tutamadan gecede...ve hatta geceyi...zamansız bir fırtınaya kurban ettim tüm geçmişimi...
Şimdi göğüs kafesine ılık ılık düşen bir sıcaklıkla ,yeni bir zamanı ve belki de yeni bir geceyi bulma umuduyla yol alıyorum boşlukta...
Bir gün sevgili , bir gün göğsünün sıcaklağına düşerse yolum ,yaşanası bir anı daha çalarız belki adı konulmuş bir zamanla! Yeni fırtınalara kurban edilesi yeni anılar biriktirecek kadar kalabilirim belkide yanında...
Kim bilir!
Yol bu ,boşluk bu ...Nereye düşeceğin belli olmaz!