[INDENT]Ben seni, aşkı[url=http://www.tatliaskim.com/][/url]n kağıtla kalem arasında titrek bir el dokunuşuyla itiraf edildiği zamanlarda sevdim. Çok gençtim çok toydum; aslına bakarsan sen de…
[INDENT][INDENT]
[/INDENT][/INDENT]
Bir yerlerde karşılaşmış olmanın tesadüf mü kader mi olduğunu düşünemeyecek kadar aklımın havada olduğu yıllardı. Gençlik ne güzel şey!
Sonra büyüdük birlikte. Sen de ben de kirlendik; öğrendikçe kötüleştik değiştik ama sen daha çok… Ben çok hızlı yürüdüm demek o kadar geride kaldığına göre!
Her seferinde dönüp arkandan iterek yol aldırmaya çalıştım. O kadar uzun zaman katlandım o kadar ümit ettim ki; bütün bu çabanın boşa olduğunu göremeyecek kadar seninle meşguldüm.
Gün geldi; sen göremeyeceğim kadar aşağıda diğerlerinin arasından seçilemeyecek kadar ufaktın. İşte ben seni aslında o gün bıraktım. Gitmem gerekiyordu yürümeliydim tırmanmalıydım.
Zaman geçtikçe fark ettim; sen hep olduğun yerde kalacaktın. Kendinden korkuyordun yaşamdan korkuyordun. Bütün yaptıkların ruhunun karanlık yanına sımsıkı sarılman alışkanlıklarına tutunarak kendini güvende hissetmek içindi. Sen yeni topraklarda kök salamayacak kadar güçsüz bir tohumdun. Oysa dışarıdan bakan gözlere hiç öyle durmuyordun…
Seninle büyümüş olmanın beni ne kadar kirlettiğini siyahının üstüme ne kadar bulaştığını anladığımda durdum. Artık yürümenin değil temizlenmenin vaktiydi. Uzun süre senden arındım. Senin düşüncelerinden doğru saydıklarından farkında olmadan bana öğrettiklerinden kurtuldum.
En zayıf ve en zor zamanımdı! Benden seni çıkarınca elimde çok az kaldı. Nereye ne yöne gideceğimi bilmeden hayatın ortasında oturdum; etrafı seyrettim uzunca. Çok yol geldiğimi zannederken kendi labirentimde döndüğümü anladım.
O zaman kalktı bütün duvarlar köşeler sokaklar; önümde dümdüz bir yol aydınlandı. Asıl yolculuk o an başlıyordu. Kendimle az kalan yanımla ama yalın ve yalnız vurdum kendimi yollara. Öğrendim yenilendim değiştim.
Seninle bu dünyanın karanlık yanlarını öğrendim. Bu bilgelik de cebimde durdu hatta faydası bile oldu. Tek başıma yürüdüğüm o yolda sana benzeyen çok göz gördüm. Tanıdım hemen çevirdim kafamı bakmadım. Ben ilerledikçe değişti renkler; beyaza pembeye mora döndü.
Ben hala yürüyorum ama içten içe de şunu söylüyorum: Keşke yanımda olsaydın…
[INDENT][INDENT]
[/INDENT][/INDENT]
Bir yerlerde karşılaşmış olmanın tesadüf mü kader mi olduğunu düşünemeyecek kadar aklımın havada olduğu yıllardı. Gençlik ne güzel şey!
Sonra büyüdük birlikte. Sen de ben de kirlendik; öğrendikçe kötüleştik değiştik ama sen daha çok… Ben çok hızlı yürüdüm demek o kadar geride kaldığına göre!
Her seferinde dönüp arkandan iterek yol aldırmaya çalıştım. O kadar uzun zaman katlandım o kadar ümit ettim ki; bütün bu çabanın boşa olduğunu göremeyecek kadar seninle meşguldüm.
Gün geldi; sen göremeyeceğim kadar aşağıda diğerlerinin arasından seçilemeyecek kadar ufaktın. İşte ben seni aslında o gün bıraktım. Gitmem gerekiyordu yürümeliydim tırmanmalıydım.
Zaman geçtikçe fark ettim; sen hep olduğun yerde kalacaktın. Kendinden korkuyordun yaşamdan korkuyordun. Bütün yaptıkların ruhunun karanlık yanına sımsıkı sarılman alışkanlıklarına tutunarak kendini güvende hissetmek içindi. Sen yeni topraklarda kök salamayacak kadar güçsüz bir tohumdun. Oysa dışarıdan bakan gözlere hiç öyle durmuyordun…
Seninle büyümüş olmanın beni ne kadar kirlettiğini siyahının üstüme ne kadar bulaştığını anladığımda durdum. Artık yürümenin değil temizlenmenin vaktiydi. Uzun süre senden arındım. Senin düşüncelerinden doğru saydıklarından farkında olmadan bana öğrettiklerinden kurtuldum.
En zayıf ve en zor zamanımdı! Benden seni çıkarınca elimde çok az kaldı. Nereye ne yöne gideceğimi bilmeden hayatın ortasında oturdum; etrafı seyrettim uzunca. Çok yol geldiğimi zannederken kendi labirentimde döndüğümü anladım.
O zaman kalktı bütün duvarlar köşeler sokaklar; önümde dümdüz bir yol aydınlandı. Asıl yolculuk o an başlıyordu. Kendimle az kalan yanımla ama yalın ve yalnız vurdum kendimi yollara. Öğrendim yenilendim değiştim.
Seninle bu dünyanın karanlık yanlarını öğrendim. Bu bilgelik de cebimde durdu hatta faydası bile oldu. Tek başıma yürüdüğüm o yolda sana benzeyen çok göz gördüm. Tanıdım hemen çevirdim kafamı bakmadım. Ben ilerledikçe değişti renkler; beyaza pembeye mora döndü.
Ben hala yürüyorum ama içten içe de şunu söylüyorum: Keşke yanımda olsaydın…
Candan Ünal
[/INDENT]