İçimize şeytan mı kaçtı?
Neler oluyor bize? Kafayı sıyırdık, artık deliliğin sınırlarını zorluyoruz. Kötü, kin, nefret dolu insanlar olduk çıktık.
Sırf kin ve nefretle kalsa yine iyi, resmen seri katiller üremeye başladı içimizden. Manyaklaştık, gözlerimiz döndü, artık önümüzü görememeye başladık, gördüklerimizin arasından iyiyi, kötüyü kavrayıp algılayamaz olduk.
Nasıl konuşulur unuttuk, boğazlarda boğum moğum kalmadı; küfürsüz, kıyametsiz, hakaretsiz geçmez oldu günlerimiz.
Çocuk katilleri, tecavüzcüler, eşlerini dövüp öldüren bir sürü manyak adam, hayvanları katletmekten zevk alan bir sürü ruh hastası, “Tipini beğenmiyordum, ondan bıçakladım” diyecek kadar gözü dönmüş caniler gün geçtikçe içimizde çoğalmaktalar.
Nasıl bu kadar kötü olabildik? Herkesi moklayan, birilerinin mutsuzluğundan sevinen, onun bunun ekmek parasıyla rahatça oynayabilen, düşene bir tekme de ben vurayım diyen, içine şeytan kaçmış zihniyetler olduk çıktık.
İşin moku; bu tip insanlar artık o kadar çok ki ve her türlü kötü olay o kadar çok yaşanır oldu ki kanıksamaya başladık, alışır olduk.
Alın işte dün Bedri'yi delinin teki sokak ortasında bıçaklayıverdi. Neymiş; “gıcık oluyormuş”.
Hadi bu da yetmedi, bu olayın ardından halk bir sürü yorumlar yazdı, çizdi. Demin okudum, aklımı bozuyordum. Bir sürü insan “geberseydi” ya da “reklam yapıyor” gibi yorumlar yazmış. Yuh be kardeşim yuh, adam 4 saat süren bir ameliyat geçirdi; nasıl bir kötülük bu ya, nasıl bir düşünce tarzı? Karınca bile ezemeyen zihniyetlerimiz nereye gitti, o günlerimiz nerelerde kaldı?
Tüm gözü dönmüş, kendini bilmezler, diyorum ki; “İçinizdeki şeytanı salıverin gitsin.”
Not: Sizler ne düşünüyorsunuz bu kadar kötüleşmemiz hakkında, yazsanıza.
Ayşe ARAL
Nasıl konuşulur unuttuk, boğazlarda boğum moğum kalmadı; küfürsüz, kıyametsiz, hakaretsiz geçmez oldu günlerimiz.
Çocuk katilleri, tecavüzcüler, eşlerini dövüp öldüren bir sürü manyak adam, hayvanları katletmekten zevk alan bir sürü ruh hastası, “Tipini beğenmiyordum, ondan bıçakladım” diyecek kadar gözü dönmüş caniler gün geçtikçe içimizde çoğalmaktalar.
Nasıl bu kadar kötü olabildik? Herkesi moklayan, birilerinin mutsuzluğundan sevinen, onun bunun ekmek parasıyla rahatça oynayabilen, düşene bir tekme de ben vurayım diyen, içine şeytan kaçmış zihniyetler olduk çıktık.
İşin moku; bu tip insanlar artık o kadar çok ki ve her türlü kötü olay o kadar çok yaşanır oldu ki kanıksamaya başladık, alışır olduk.
Alın işte dün Bedri'yi delinin teki sokak ortasında bıçaklayıverdi. Neymiş; “gıcık oluyormuş”.
Hadi bu da yetmedi, bu olayın ardından halk bir sürü yorumlar yazdı, çizdi. Demin okudum, aklımı bozuyordum. Bir sürü insan “geberseydi” ya da “reklam yapıyor” gibi yorumlar yazmış. Yuh be kardeşim yuh, adam 4 saat süren bir ameliyat geçirdi; nasıl bir kötülük bu ya, nasıl bir düşünce tarzı? Karınca bile ezemeyen zihniyetlerimiz nereye gitti, o günlerimiz nerelerde kaldı?
Tüm gözü dönmüş, kendini bilmezler, diyorum ki; “İçinizdeki şeytanı salıverin gitsin.”
Not: Sizler ne düşünüyorsunuz bu kadar kötüleşmemiz hakkında, yazsanıza.
Ayşe ARAL