[COLOR="Purple"][SIZE="3"]Bir cenazenin kabre konulmasından sonra, kurtlar bedene ilişinceye kadar hısım akraba da taziyelerini hemen hemen tamamlamış olurlar.
daha sonra mirasçılar mal bölme görüşmelerine,kurtlarda beden parçalamaya başlarlar. bu her iki faaliyette bir bakıma birlikte sürdürülür ve bitirilir "Beden tüketilir, servet dağıtılır"
bu hali hayretle seyreden ruh,bir çok yaptıklarını hatırlayarak, elini dizine vurmak ister Ama ortada ne el kalmıştır ne de diz.....!
.................................................................................
Geceleri şehrin ortasında bir mahallede, elinde baston, dakikalarca bekledikten sonra, ancak bir adım atabilen insanlar gördün mü hiç..,Günler, aylar, yıllarca kötürüm kalıp, odasının penceresinden hep aynı sokağa bakmaya mahkum insanlar gördün mü?
Bak! konuşuyor, gülüyor, görebiliyor, işitebiliyor, yürüyebiliyorsun...neden hala mutsuzsun...?
Şükretsene!....
..............................................................................
Bir elinde fener, omuzunda da ağır bir testi taşıyan kör bi adam karalık bir sokakta yürüyordu ..onu gören birisi;
- ey akılsız adam, diye çıkıştı.senin için gece ile gündün ne farkı var ki, elinde fener taşıyorsun?
adam yürüyüşünü hiç bozmadan;
- bu fener kendim için değil, senin gibi kör kalpliler içindir, dedi. bana çarpıp da testimi kırmanızı istemem..
..............................................................................
Ebu hanife (r.a)' ın yanına gelen bir adam:
- ya imam, namazda aklıma hep sahip olduğum servet geliyor develerimi hayal ediyorum. siz daha çoğuna sahip olduğunuz halde, ibadet zevkini, nasıl bulabiliyorsunuz, diye sorar.
o örnek insan, şu harika cevabı verir.
- ben develerimi ahıra bağlıyorum, kalbime değil....
[/SIZE][/COLOR]
daha sonra mirasçılar mal bölme görüşmelerine,kurtlarda beden parçalamaya başlarlar. bu her iki faaliyette bir bakıma birlikte sürdürülür ve bitirilir "Beden tüketilir, servet dağıtılır"
bu hali hayretle seyreden ruh,bir çok yaptıklarını hatırlayarak, elini dizine vurmak ister Ama ortada ne el kalmıştır ne de diz.....!
.................................................................................
Geceleri şehrin ortasında bir mahallede, elinde baston, dakikalarca bekledikten sonra, ancak bir adım atabilen insanlar gördün mü hiç..,Günler, aylar, yıllarca kötürüm kalıp, odasının penceresinden hep aynı sokağa bakmaya mahkum insanlar gördün mü?
Bak! konuşuyor, gülüyor, görebiliyor, işitebiliyor, yürüyebiliyorsun...neden hala mutsuzsun...?
Şükretsene!....
..............................................................................
Bir elinde fener, omuzunda da ağır bir testi taşıyan kör bi adam karalık bir sokakta yürüyordu ..onu gören birisi;
- ey akılsız adam, diye çıkıştı.senin için gece ile gündün ne farkı var ki, elinde fener taşıyorsun?
adam yürüyüşünü hiç bozmadan;
- bu fener kendim için değil, senin gibi kör kalpliler içindir, dedi. bana çarpıp da testimi kırmanızı istemem..
..............................................................................
Ebu hanife (r.a)' ın yanına gelen bir adam:
- ya imam, namazda aklıma hep sahip olduğum servet geliyor develerimi hayal ediyorum. siz daha çoğuna sahip olduğunuz halde, ibadet zevkini, nasıl bulabiliyorsunuz, diye sorar.
o örnek insan, şu harika cevabı verir.
- ben develerimi ahıra bağlıyorum, kalbime değil....
[/SIZE][/COLOR]