Sevgi sensen eğer ve sonu olmayan bir ölümse sevgin, ben sadece seni yaşamak için varım o sevgiye. Gözü kapalı giderim ölüm denen şeye…
Hayat denen engebeli yolda o kadar düştüm, o kadar yoruldum ki, sığınacak liman bulamadım kendime. Her liman ayrı bir koku, her liman ayrı bir öykü, her liman farklı bir sevda biriktirmiş kendinde. Ve hiçbir kokuyu bu denli takip edip, varmadım senin limana uğramadan önce. Ve hiçbir liman bu kadar kol kanat germedi benim bu yorgun, aşka susamış benliğime.
Atmalıydım kendimi bir limana. Dinlenmek, yeniden canlanmak gerekliydi. Ben dinlenecek bir liman, sense dinlendirebileceğin bir yorgun bekliyordun, sana uğradığımda…
Yadırgamadım senin kokunu takip ederken ve rotam belli belirsiz kaydı birden yörüngene. Gözlerimi açtığımda huzurun kollarındaydım ve bu huzur benim için yaşama sevinciydi. Bu koku deniz kokusu, bu koku cennet kokusuydu benim için. Ve benim cennetim, minik bir kalbe sığacak ama dünyayı saracak kadar bir şeydi.
Ne sen bana yasak meyveydin, ne de ben sana. Cennetten kovulmamıza gerek kalmayacaktı. Cennet en güzel evimiz, tek limanımız, ortak noktamızdı bizim. Ve bu cennet gün ve gün büyüyen bir sevgiyle daha da güzelleşiyordu.
Her sevda da vardır üzüntüler, bizimkinde olduğu kadar olmasa da. Ama her acı biraz daha yaklaştırır birbirine sevenleri, aksini iddia edenlerin tersine.
Sevgi acıdır, sevgi mutluluktur. Sevgi ağlarken gülmek, gülerken hıçkırıklara boğulmaktır. Delice kıskanmak, gözünden sakınmaktır. Acı çekeceğini bildiğin anda acısına ortak olmaktır. Sevgi emektir. Ve sevgi ruhtur.
Sen benim ruhum, sen benim cennetim, sen benim NEFESİM…
*** Her hayal aşka dair, aşk ise ölüm kokuyor ***
Hayat denen engebeli yolda o kadar düştüm, o kadar yoruldum ki, sığınacak liman bulamadım kendime. Her liman ayrı bir koku, her liman ayrı bir öykü, her liman farklı bir sevda biriktirmiş kendinde. Ve hiçbir kokuyu bu denli takip edip, varmadım senin limana uğramadan önce. Ve hiçbir liman bu kadar kol kanat germedi benim bu yorgun, aşka susamış benliğime.
Atmalıydım kendimi bir limana. Dinlenmek, yeniden canlanmak gerekliydi. Ben dinlenecek bir liman, sense dinlendirebileceğin bir yorgun bekliyordun, sana uğradığımda…
Yadırgamadım senin kokunu takip ederken ve rotam belli belirsiz kaydı birden yörüngene. Gözlerimi açtığımda huzurun kollarındaydım ve bu huzur benim için yaşama sevinciydi. Bu koku deniz kokusu, bu koku cennet kokusuydu benim için. Ve benim cennetim, minik bir kalbe sığacak ama dünyayı saracak kadar bir şeydi.
Ne sen bana yasak meyveydin, ne de ben sana. Cennetten kovulmamıza gerek kalmayacaktı. Cennet en güzel evimiz, tek limanımız, ortak noktamızdı bizim. Ve bu cennet gün ve gün büyüyen bir sevgiyle daha da güzelleşiyordu.
Her sevda da vardır üzüntüler, bizimkinde olduğu kadar olmasa da. Ama her acı biraz daha yaklaştırır birbirine sevenleri, aksini iddia edenlerin tersine.
Sevgi acıdır, sevgi mutluluktur. Sevgi ağlarken gülmek, gülerken hıçkırıklara boğulmaktır. Delice kıskanmak, gözünden sakınmaktır. Acı çekeceğini bildiğin anda acısına ortak olmaktır. Sevgi emektir. Ve sevgi ruhtur.
Sen benim ruhum, sen benim cennetim, sen benim NEFESİM…
*** Her hayal aşka dair, aşk ise ölüm kokuyor ***