“Hiçbir kelime senin adın kadar yer tutmadı dudaklarımda.. Hiçbir kadın senin kadar yakışmadı alın yazgıma..Ama başaramadık bu sevdayı yaşatmayı..Başaramadık işte..”
Biz seninle hiçbir zaman aynı cümlenin içinde bile anılmadık.. Ne ben acılarını sırtlamış cümlenin yüklemi olabildim ne de sen mutluluklarımın gizli öznesi olabildin..Biz sadece hasrete prangalı iki yürek olduk....Biz ayak uçlarındaki karlara aldırmadan güneşli sabahlara doğmayı özenen iki deli gelinciktik..Zamansız açtık baharlara..Zamansız uyandık kış uykularından..Birbirimizin yüzünde gördüğümüz gülüşleri bahar sandık..Oysa biz kökleri toprakta kalacak bir gelinciğin bir kış sabahı güneşe gülümsemesi kadar imkansızdık…Hayat yolculuğunda sırt sırta verdik zannederken sırtlarımızın arasına örülü hasret duvarlarını göremedik..Belki de görmek istemedik..Ne zaman duvarları aşmak istedik işte o an esir düştük imkansızlığa… İşte o zaman yenik düştük zamana.. Senle ben , hiçbir zaman “ biz “ olmayı başaramadık… Başaramadık işte.. Belki de seninle biz ayrı cephelerde savaşan iki kılıç ustasıydık…Kendimizi hep aramıza örülmüş hasrete kılıç sallar bilirken meğer biz kendi yüreklerimize kılıç sallamışız…
Hadi git sevgili.. Rüzgara karşı savaşmayı bırak…Hadi git.. Dağlar devrilmişken omuzlarıma, yalnızlık düşmüşken sokaklarıma git.. Git diyorum sana..Kapıyı biraz arala ve git.. Bana verdiğin ne varsa her şeyi topla ve git.. Bekletme ” seni” bekleyenleri…Bekletme kapımda beni sonsuzluğa gömecek yetim kelebekleri…Hadi git.. Her harfine ölümler beğendiğim adımı dudaklarımdan sökerek git.. Bana çıkan tüm sokakları sil adres defterlerinden.. Yaşayıp da kendi yüreğine bile ispat edemediğin bu sevdayı “ mutluluk bakiyelerden” düş gayri..Gözlerime demir pervazlardan ölüm göz kırpıyorken durma git …
Hadi git sevgili... Adınla başlayıp adınla bitiremediğim cümleler kadar yalnız bırak beni..Durma karanlıklarımda, durma hatıralarıma..Git sadece.. Bırak hayat boyu sensizlik yerine ölümler diz çöksün ayak dibime…Bırak günahların dökülsün soğuk ellerinin gezindiği kücük avuç içlerime..Hadi git sevgili.. Biz seninle rüya olmaktan öteye geçemedik.. Hiçbir zaman acıyı sırtlanıp mutluluğa gülümsemedik..Hadi git…Dudaklarında daha fazla kanamasın pişmanlıkların. Daha fazla ağlamasın hatıraların..Hadi git sevgili..
Hadi git..Çıktığın kapıdan ölüm gelsin ayak uçlarıma..Bırak gözlerin mapusluğum, yüreğin sonsuzluğum olsun..Hadi git…Durma sabahı olmayan karanlıklarımda.. Daha fazla üşütme ellerini karı, boranı eksik olmayan kışlarımda... Daha fazla bekleme yamalı cümlelerimde. Git diyorum sana.. Git..Beni “ bana “ bırakma…Hadi kapıyı arala ve git..Kapat tüm ışıkları.. Ve git hadi..Çıktığın kapının ardından ölüm gelsin gayri..
Şimdi git…
Unut ismimi…
Unut yeminlerini….
Seni hiç sevmediğimi farz et…
Bu sevdayı hiç yaşanmamış kabul et..
Demir kapımı “ ölüme “ arala ve sessice git…
Git diyorum…
Sadece git…
Ardından ölüm gelsin ayak uçlarıma..
Sana kavuşmayı bilmese de ,
Seni severken “ ölmenin gururunu “ yaşasın bu yürek…
Çünkü; sen benim,
Ölüm ile hayat arasına çizebildiğim tek mutluluğumdun….