Yorgunum...
Rüyalarıma saklayıp dudak kıvrımındaki minik gülümsemeni yeni bir güne maziden hatıra gülümsemenle avunarak uyanmaktan,yorgunum... Akşam ayazında sırtımdan süzülürken terlerim rüzgarına çarpıp kendimi kaybetmekten yorgunum... Dağınıklığıysa yüreğin,bu kadarıda olur mu derdim. Sessizce koyu lacivert gecemin koynunda küçük bir çocuğun masum gözyaşlarıyla hemde dönmeyeceğini bile bile tanrıya yalvarmak. Hiç olmadık yerde gözyaşlarını gemleyememek. Avuçlarına her kuş konduğunda sırf sen kuşları seviyordun diye dokunmaya bile cesaret edememek... Seni seviyorum cümlesini bizim köyün dağlarına kimse duymadan haykıramamak yada ilgilenmeyerek köpeklerin ulumalarıyla,göğe her kelimede mavi sesimi duyuramamak... Yorgunum sevgili. Sana sevgili derken -m ekini ekleyememekten .Çünkü her sevgilim denildiğinde akla karşılıklı seven iki kişinin gelmesinden. Ama bizim parçaları yedi cihana dağılmış sevgimizin soyluluğundan taviz vermeyerek "medeni ayrılıklar" tablosuna tüm cahilliğiyle kazıtmasından. Hayalini özlemekten yogunum sevgilim.Kuşlarımı salamamaktan...
Dün gece gülümseyerek çıktım sokağa.Ama tüm şehir uykudaydı.Çocuk parklarında oturup sallandım öyle sessizce.Yıldızlar kaydı hayatımda ilk defa yıldız kayışını izledim. Bir kahve fincanına dudakların değerken söylerdin sen bana bak yıldız kayıyor diye. Bense gecenin parlaklığına aldırmadan saatlerce yüzünü seyrederdim.Şimdilerde kıyısına bile yaklaşamadığım vuslat deniziydi gözlerin. Kızardın bazen bana bazen gülümserdin.Ama gözlerinde o yıldızlardan kaç milyontanesi kayıyordu ah bir bilseydin. Sende ne falları dinlerdin ne dalga çırpınışlarını.Azıcık savrulsa saçların kalbim pır pır atardı.Heyecanlanırdım gözlerime her bakışında sanki ilk günkü gibi.Bahar rüzgarlarının çözmesini isterdim o hep saçını kıstırdığın mavi tokanın. Sen maviyi severdin,ben seni. Ama şalını kanepenin üstünde göremeyince anladım gökyüzünün geceleri kapkara hayallerini...
Tüm umutlarımı gelin ediyorum bugün.Başlıbaşına hataydı demek haksızlık olur.Tüm boş bıraktığın parfüm şişeleriyle hatırlamak seni,bıraktığın ekmek kıyılarıyla öpüşmek.Ve ucuna varamamak boşluğun.Bir kaçak olsanda sen ağlayışınla akmış rimelli kirpiklerini rüzgarada dönsen tüm dilencilere veririm kırık hayallerimi.Anla,ben senden kalan hercai gecelerimi anlının ortasından vuruyorum gidişinle.Yıllarca hapislere yatıyorum.Umarsızca savruluyor sonbahar yaprakları sadece sesini duyuyorum.Bitti derken herşey aslında ben sana yeniden başlıyorum.Anla,gözlerinde bulduğum için dul umutlarımı gözbebeklerine hayatımı koyuyorum....
- AYLİN