Bir gün,gülmeyi unuturda ağlamaya başlarsan,
gerçeklerrin acı hakikatleri karşısında.
Ümitlerini bir bir yitirip,bencileyin hayata küsersen,
o zaman,beni daha iyi anlarsın küçüğüm.
Gün olur da seversen,
ve sevdiğin,seni yapayalnız koyup ta giderse.
Onun hayalini ufukta beliren kızıllık ta,
garlarda,rıhtımlarda ve de mesken tutup meyhanelerde,
doldurup,boşalttığın kadehlerde ararsan.
Yalnızlık içinde,eski demlerle avunmaya başlarsan.
Beni daha iyi anlarsın,küçüğüm.
Bir hazan mevsiminde,evinin penceresinden bakarken,
gözlerin,yapraklarını dökmekte olan bir ağaca takılırsa.
Ve dalında,tek bir yaprak varsa ağacın.
Koparmak için,olanca hızıyla esiyorsa hırçın rüzgârlar.
O yaprak direniyorsa,kopmamak için.
Lâkin,ötekilerden farksız olmayacağını bilmeyerekten hakikatin.
Sonunda,katılıp hırçın rüzgârların önüne giderse.
Gözlerin dolup ta onu izlersen.
O zaman,beni yâd et küçüğüm.
Çünkü sende benim gibi,o küçük yaprak gibi,
bütün uğraşlarının ve çabalarının sonunda,
kader rüzgârlarının önünde sürüklenip gitmeye mahkumsun.
Çünkü,sen seviyor,duyuyor,özlüyorsun.
Çünkü sen insansın,küçüğüm...