Bir anlık bir bakışla öyle yara açtın ki;
Mızrak yarası gibi geliverdi anında...
Seni gören gözlere öyle ışık saçtın ki:
Güneşin parıltısı sönük kaldı yanında!
Önüne geçilmiyor ferman gibi sözüne...
Seni sevip kaybeden inan ölümü tatmış.
Sen güzeller güzeli Tanrım senin gözüne;
Yalnız Safir'den değil Zümrüt'ten de renk katmış!
Bir anlık gelip geçen hayal gibi akışın,
Çölde serap gibisin, ne yapsam tutulmuyor.
Ceylan'larda bile yok o gizemli bakışın;
Sana özgü o gözler asla unutulmuyor!
Ey Güzeller-güzeli! Sen buradan giderken,
Dört-bir yanımı hemen hasretin sardı senin.
Gökkuşağı mavisi yeşil tona dönerken:
Aldığı renge benzer gözlerin vardı senin!