ESİR DÜŞTÜ VAZGEÇMELERİM...
ya bu iç sızlaması ne ?
nedendir
durup durup
en olmadık yerinde gecenin...
yüzlerce kedi pençesi,
binlerce akrep zehiri
milyonlarca karıncanın
tenimde
beynimde
aklımda yürümesi...
acısı yüreğimde hasretinin
bitişinin
gidişinin...
beter nöbetlerdeyim,
dayanılmaz sancılardayım,
perişanbir yatak gibi darmadağın,
küflenmiş ve
yosun tutmuş bir duvar gibi,
yıkılmak üzereyim,
harabeyim...
şimdi
bir taş plakta
cızırtılarla dönen
yorgun, paslı bir iğneyim,
çizik çizik belli izlerim,
şarkılar yaralı,
ben tükenmişim...
ya nedendir bu
gidip gidip
uzaklaşmış sanıyorken kendimi
yeni baştan sana dönmelerim...
nedendir
dişlerimi sıkıp,
gemici düğümleri dizip boğazıma
gözyaşına direnmelerim...
bu yalan günlerim
bu, içinde senin olmadığın
gündelik, sıradan
yavan hikayelerim...
için için eriyor buzulları direncimin.
yana yana
mağma gibi akıp akıp geçiyorum içinden
yürek cehennemimin...
özledim,
çok özledim diye haykırıyor
cümle sessizliğim...
dar geliyor
sevgini bölüştürüp
hapsettiğim hücrelerim...
bir tümör gibi ürüyor,
büyüyor çaresizliğim
ve çözülüyor ilmek ilmek
bozuluyor tövbelerim...
bu nasıl caymaktır unutmaktan
nasıl cengtir
nasıl yenilmektir ?
yorgunum,
ölesiye bezginim,
bıraktım aklımın savunmasını,
esir düştü artık vazgeçmelerim...
ya bu iç sızlaması ne ?
nedendir
durup durup
en olmadık yerinde gecenin...
yüzlerce kedi pençesi,
binlerce akrep zehiri
milyonlarca karıncanın
tenimde
beynimde
aklımda yürümesi...
acısı yüreğimde hasretinin
bitişinin
gidişinin...
beter nöbetlerdeyim,
dayanılmaz sancılardayım,
perişanbir yatak gibi darmadağın,
küflenmiş ve
yosun tutmuş bir duvar gibi,
yıkılmak üzereyim,
harabeyim...
şimdi
bir taş plakta
cızırtılarla dönen
yorgun, paslı bir iğneyim,
çizik çizik belli izlerim,
şarkılar yaralı,
ben tükenmişim...
ya nedendir bu
gidip gidip
uzaklaşmış sanıyorken kendimi
yeni baştan sana dönmelerim...
nedendir
dişlerimi sıkıp,
gemici düğümleri dizip boğazıma
gözyaşına direnmelerim...
bu yalan günlerim
bu, içinde senin olmadığın
gündelik, sıradan
yavan hikayelerim...
için için eriyor buzulları direncimin.
yana yana
mağma gibi akıp akıp geçiyorum içinden
yürek cehennemimin...
özledim,
çok özledim diye haykırıyor
cümle sessizliğim...
dar geliyor
sevgini bölüştürüp
hapsettiğim hücrelerim...
bir tümör gibi ürüyor,
büyüyor çaresizliğim
ve çözülüyor ilmek ilmek
bozuluyor tövbelerim...
bu nasıl caymaktır unutmaktan
nasıl cengtir
nasıl yenilmektir ?
yorgunum,
ölesiye bezginim,
bıraktım aklımın savunmasını,
esir düştü artık vazgeçmelerim...