:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Şiir Arsiv .... SeçmeLer :)
ZeNiTH
#1
Bakışlarım öyle boş ki, artık hissetmiyorum hiçbir şeyi...

Sanki tüm duygularım, gözlerimdeki tüm ışık yok olmuş ve bir daha hiç
çıkarılamayacak kadar derinlere gömülmüş gibi. Nerede hata yaptım bilmiyorum.
Zaten kurumuş olan hangi dala nasıl da bastım?

Daha önce beni mutlu ettiğini düşündüğüm her şey yok oldu sanki. Neydiler ya da
kimdiler bilmiyorum ama artık yoklar...

Ümitlenme her telefon çalışında
Koşma kapılara her adım sesinde
Senin sandığın Duygu artık yok yerinde
Kabul et kalbim, kabul et kalbim
Ah kalbim biz ayrıldık

"Aşk"... Tarifini bile yapamazken öyle olabildiğimizi ya da olabileceğimizi
iddia ediyoruz, ne garip değil mi? Kocaman bir soru işaretinden ibaret olan
hayatımızı bu ne idüğü belirsiz şeyin ardından koşmakla geçiriyoruz hep.
Yakalayınca ne oluyor peki? Bir anlık bir huzura kavuşuyoruz ve yine bir anda o
huzuru kaybediyoruz...

Kovalamaca; o basit ve bizi hayatın ne kadar kötü yanı olursa olsun yinede
yaşamaya değer olduğunu düşündüren yakalamaca oyunu en baştan ve yine yeniden
başlıyor...

İçimde bir şeyler kopuyor, paramparça oluyorum. Aynı parçalar yeniden kopup bir
daha parçalanıyor, sonu yokmuş gibi, garip bir yap-boz oyunu bu...

Gitti giden dönmeyecek,
Kabul et kalbim
Asla seni sevmeyecek,
Hayat ne zalim...

Bağırmak istiyorum, haykırmak istiyorum ama kelimeler boğazıma düğümleniyor ve
susuyorum... Susup sabrediyorum ve üstelik korkum daha da büyüyor... Aslında
ummadığım bir yerde, ummadığım bir anda patlamaktan korkuyorum... Düşünüyorum
da; sayılarını hatırlamadığım kadar çok olan "keşke"lerime bir yenisini daha
eklemekten ve geri dönüşü olmayan bir yola girmekten korkuyorum aslında...

O yanmadı senin kadar
Feryat etsen neye yarar
Ya sen dur sonsuza kadar ya kabul et...
Kabul et kalbim, kabul et kalbim...
Ah kalbim biz ayrıldık...

Diğer yandan da; hayat kısa, bağır çağır, boşalt içini diyorum kendi kendime.
Sonra da bu kısacık hayatı daha da çekilmez hale getirebileceğimi düşünüyorum.
Çelişkiye düşüp yine susuyorum. Kendi içime haykırmaya devam ediyorum kimsenin
duymadığından emin bir halde.

Gözyaşlarımı içime akıtıyorum ve biliyorum ki kimse görmüyor, göremiyor... Ve
"Sessiz Çığlığıma" ses vereceğin "o" günü bekliyorum...

Her tercih bir vazgeçistir çünkü... Sabah ise
gitmekle, yatakta nefis bir miskinlik fırsatından
vazgeçmis olursunuz. Kalkar kalkmaz hayat bin bir
seçenegi dayar burnunuzun ucuna... 'Ne giysem'
telasindan, ögle yemeginde 'Ne alirdiniz? 'diye
basucunuzda biten garsona, 'hangi kanaldaki filmi
izlesem' kararsizligindan 'bize oy verin'diye bagiran
partilere kadar her sey, herkes, her an sizi israrla
bir tercihe zorlar. Yastigtiniza teslim olmussaniz,
belki disarda isil isil bir günden vazgeçmis
olursunuz. Bahar esintileri tasiyan bir elbise belki o
gün yasaminizi isildatabilecekken, agirbasli bir
adelige karar vermekle muhtemel bir tanisikligi
tepersiniz. Belki yemediginiz musakka, ismarladiginiz
izmir köfteden daha lezzetlidir. Ya da öbür kanaldaki
film, o anki ruh halinize daha uygundur. Ama yasam,
vazgeçtiginiz seye iliskin ipucu vermez. Geri dönüp, o
günü gökkusagi desenli bir elbiseyle yeniden yasama
sansiniz yoktur. Bu seçim oyununda vazgeçtiginiz sey,
seçtiginizden daha degerliyse pismanlik kaçinilmazdir.
Ama neyin degerli oldugunun karari da yine size
aittir. Ve vazgeçtiginiz sey bazen bir saray, bazen
söhret sahnesinin pariltili neonlari da olsa, çogu
zaman gözünüz hiç arkada kalmaz. Çünkü duvarlarina
sevdiginizin kokusu sinmis bir ev ya da sevdiginiz
kadinla paylasamadiginiz bir saray sizin borsada kolay
feda edilebilir degerlerdendir. Hayata bir baska gözle
bakmayi ögrendiyseniz, bu seçimde kazandiklarini
sananlara yalnizca aciyarak gülümsersiniz.

Her seyin siradanlastigi bir dünyada bazen kaybetmek
en dogru seçimdir.... Ve o dünyada en yerinde tercih;
vazgeçistir.



Ne keyifle okuduğum şiirler ezberimde,ne de bağıra çağıra söğlediğim şarkıların sözleri
dalgın gözlerle yürüdüğüm caddelerde kayboluyorum.

Sonsuz bir inatla sarıldığım radyodan gelen o harika melodilerin de tadı yok.peki ya o
yağmurda iliklerime kadar ıslanmalarımı kim çaldı benden?Bilmiyorum!

Susuyorum artık....Sustukça susuyorum.sustukça,üzerime gelen insanlardan kurtamak
için ruhumu suskunluğuma sarılıyorum.Ama yine de saplanıyor yüreğime bazı kelimeler.
bazılarıda acıtıyor üstelik

Sessiz geceler benim için sığınılan bir liman sanki.Kendimi bulup bulup kaybettiğim
karanlıkta,şöyle bir uğradığım kelime hazinem de bir anlam ifade etmiyor.
Düşünüyorum da bu güne kadar hep;gibi yazmışım,gibi okumuşum,gibi söylemişim
ve en önemlisi gibi sevmişim

Elbette hiç bir şey,ben ol deyince olmaz.Bunu biliyorum ama zamanda geçiyor hızla.
tükenmez sandığım bütün sözler bitiyor ve bende yavaş yavaş tükeniyorum

Onca yıldan sonra;hayata dair ne kaldı ki elimde?Kocaman bir hiç!öyleyse neden
bu çaba neye bu isyan?

Öyle anlamsızki yaşadığım hayat.Her şey az sonra gerçekleşecekmiş gibi duruyor,
elimi uazatıyorum tutmak için koyboluyor.Benim dışımda kopuyor bütün kıyametler.
ve ben kendime uyan bir kıyamet beğeniyorum..

Kalbime bir kurşun sıkacak gönüllü katilimi arıyorum yada yüreğime su serpecek
elin sahibini...Toprağa ateşi düşürecek,denizi yakamozlarla süsleyecek sesin sahibini...
Artık basit şeyler bekliyorum yaşamdan.Örneğin,kimselerin bilemdiği sırlarım olmalı ölürken
Kimsenin gitmediği sokaklarım olmalı...İçimi kanatan özlemlerle yaşlanıp,sonra da sessizce
gitmeliyim bu dünyadan

İşte yine susuyorum;siyah bir geceye her anım ve okuduğum her şiir kanatıyor yaralarımı..
İçimdeki çocuk ölüyor ...Yalancı gülümseyişlerle beni ciddiyete çağıran insanlarıda önemsemiyorum
Elimden kayıp gidenlerden korkmadığımı bilmiyorlarki hiç.........


Susuyorum artik bitanem bundan emin ol,rahat ol !!!!
Cevapla
ZeNiTH
#2
Kocaman bir sessizlikti yaşamlarımız, çoğu zaman kimse birbirinin sesini duymadı, aslında duyuyor dediklerimiz bile çok uzaktaydı...

Ben, bir tek sana sesleniyorum tüm gücümle ve şimdi duymanı istiyorum ne olur dur dinle...

Kaç mevsim sığar bir ömre yada bir ömür kaç mevsimliktir.?
Sen, yaşadığım en güzel dört mevsim, yüreğime ekip, göz yaşlarımla beslediğim en büyük sevdasın.

Bazen kilometrelerce uzak, bazen aldığım nefes kadar yakınsın...

Uzak diyarlardan gelen sesinin merhabasıyla gelir konar yüreğime yaz mevsimi...

Engin denizlerin ortasında, yunuslarla yarışır, deniz kızlarıyla dertleşir bulurum kendimi.
Korkutmaz suların rengi ve derinliği, tıpkı sana duyduğum sevgi gibi..
Nice bir zaman sonra, dans ettiğim beyaz köpüklü dalgalar, bilmediğim bir çölün kızgın kumlarına bırakır beni.. Kervanlarla yolculuk ederken bulurum kendimi.. Sen uçsuz bucaksız çöllerin ateş’ den prensi ben gölgene ve sana muhtaç bir kum tanesi....
Bir an, bir Dua sesi getirir kendime beni... Kurduğum hayal sona erer, gerçeğe dönüşür duygular, sen yoksun , yaşadığım hayal kırıklığıyla, hüzün yine kapımı çalar... Gözlerimde dolu misali birikir yaşlar ve sen bilmezsin,
Yüreğime yağmurlar yağar...

Yağan yağmurlarla gelen sonbaharda , daracık bir patika yolunda yürür bulurum kendimi.. Ağaçlar yapraksız kalmış yine, sensiz ben gibi.. Üzerine basmaya kıyamadığım sarı, kırmızı yaprakların sesleri, alır götürür geçmiş zamanlara beni... Yeşile bürünmüş dallar, Alnina kondurduğum buseler, heyecanla elime tutuşturduğum gül goncaları gelir aklıma... Düşen bir dal parçasıyla boğazımda düğümlenir tarifsiz duygular ve gözlerimde birikir yaşlar , Yüreğime yeniden yağmurlar yağar...

Eteklerine kardelenler serpilmiş beyaz gelinliğiyle, dört başı mağrur gelinlere benzeyen bir dağın zirvesindeyim şimdi..
Bir dağ başı yalnızlığı yaşıyor yüreğim... Dağ başı yalnızlığı ölümden beter…Yumruklarımı sıkıyor, avazım çıktığı kadar bağırıyorum.. “SENİ ÇOK SEVİYORUM”
Sesimin yankısıyla çığlar düşüyor eteklerime… Yollarımda karlar, yollarımda kara yazım var.
Gel desem, gelemezsin…. Gel desen ayaklarımda buzdan prangalar….
Gözlerime hapsettiğim yaşlar,
Ve yüreğime yeniden yağmurlar yağar...

Tüm cömertliğiyle gelen bahar.. çağıldayan dereler, el ele dolaşan sevgililer, bir yanda uçurtma kuyruğuna asılı kalmış çocuk sesleri, Taze bahar çiçekleri, çiğ taneleri, başımda eser kavak yelleri ve dilimde uzak diyarların sevda türküleri…

Mevsimler geliyor ve geçiyor hayatımdan…
Bir yarım hep eksik..Bir yanım hep sensiz kalıyor…
Görmüyorsun..!
Duymuyorsun..!
Yüreğime yağmurlar yağıyor…
Yağmurlar yüreğime ağlıyor,

SEN, BİLMİYORSUN……………
Cevapla
ZeNiTH
#3
Demek şimdi gidiyorsun;
Yazdığımız son şiir, öyle yarım kalacak!.
Demek şimdi gidiyorsun;
Kuşlarımız acıkacak,
Saksılarımız artık sulanmayacak!.
Demek öykümüzü bir ruj lekesi gibi yapıştırıp
Aynanın sahtekar yüzüne,
- Oy benim yaralım -
Demek şimdi gidiyorsun;
Beni böyle toz gibi dağıtıp
Merdivenlerin dibine!.

Her şey tamam, diyorsun, git...
Beni viran bir şehir gibi terket..
Haydi git!
Dışarısı ispiyon.. dışarısı ihanet..
Seni bir gören olmasın,
Dikkat et!..

Dostlukmuş.. ölüme yürümekmiş..
Üstüne titremekmiş.. Vefaymış!..
Aşk dediğin, zavallı bir kapıyı,
Duvara çarpıp çıkıncaya kadarmış...
Bana komaz deyip,
Sancını bir kilo rakıya gömsen de gece yarıları,
- Oy benim yaralım -
Asıl sancı, uyandığında
Bütün odaları boş görünce koyarmış!.

Gitmek istiyorsun, git...
Bir savaşçı asla vedalaşmaz!.
Durma git!
Dışarısı dinamit.. dışarısı enkaz!.
Şunu cebine koy,
Ne olur ne olmaz...

Eylül mağdurlarıydık,
Kimsemiz yoktu...
Yaralarımız aman vermiyordu canımıza..
Kimseye kıymamıştık oysa,
Masumduk...
Rahatsız etmiyordu bizi bu yalancı tarih!
Yırtılan bir pankart gibi,
Şehirlerin ortasına çığ düşürdüyse öfkemiz;
- Oy benim yaralım -
En az bir karıncanın yüreği kadar,
Namuslu ve çalışkandı ellerimiz!.

Artık bitti, diyorsun, git...
Kırılsın kapı-çerçeve, kırılsın bu cam!
Sorma git!
Dışarısı panik, dışarısı izdiham!.
Biliyorum, seni vuracaklar bu akşam...

Ne çok fire verdik üst-üste;
Ne çok arkadaş yitirdik
Bu tozlu yolculukta...
Kimliği tespit edilmemiş,
Ne çok ceset vurdu,
Zeytin güzeli akşamlarımıza!.
Büyük ütopyalar ve büyük dağlar gibi
İçerden çürümüşüz meğerse..
- Oy benim yaralım -
Her gelen ölüm yazmış,
Her giden ayrılık işlemiş,
Bu talihsiz gergefimize...

Kendini arıyorsun, git..
Aptal bir hayat kur,
İçinde beni barındırmayan..
Kalma, git!
Dışarısı barut, dışarısı gardiyan!.
Yine bir tek ben olurum, sana parçalanan...

Demek şimdi gidiyorsun;
Sonunda bizi de çökertiyor
Bu kancık zelzele!.
Demek şimdi gidiyorsun;
Yıkılan bir duvar gibi
Ömrüme devrile-devrile...
Demek mecburi istikametlerin,
Ayrılığı gösteren o adaletsiz kavşağında;
- Oy benim yaralım.. maralım! -
Demek şimdi gidiyorsun,
Ve bana bir tek seçenek kalıyor:
Güle-güle!.. güle-güle!..

Beni öldürüyorsun, git..
Kalmasın sende kahrım, kalmasın derdim..
Bakma, git!
Kafamı yumruklayıp
Ardın sıra ağlarsam, namerdim..!
Cevapla
ZeNiTH
#4
17 yaşım çıldırmıştı..

sessiz bir gecenin
ve sönmek üzere olan bir ateşin,
küllerinin içinden sesleniyorum sana
sonbahar’ın esintisini omuzuma aldım
dudaklarımda eski bir şarkı,
sen bilirsin..

ne hala var olan bir aşktır anımsatan gidişini
ne de yılların verdiği bir suskunluk
bu gece özlemlerim had safhada
bir saat için bile olsa gel,
yeter bana

düşünüyorum da
hala kırgınım,
beni öksüz bir sevdalı gibi ortada bırakışına
söz vermiştin
yüreğim yüreğindir demiştin
gitmemeliydin
hayatımın en deli zamanlarıydı
gülüşlerin bedenimden akardı
17 yaşım çıldırmıştı..

kelimeler kısalırdı gözlerinde,
sen virgüllerle uzatırdın
nasıl bir mucizeydi seni karşıma çıkaran
hangi akla hizmet gitmiştim istanbul’a
ve nerdeyse eziyordun beni,
taksim’in tam ortasında
fırlatılan kızgın bir bakıştı
özürlerin ağzında tıkandı
17 yaşım çıldırmıştı..

o gün anlamalıydım oysa
öldürmek için değil,
diriltmek için çıkmıştın karşıma
çocuktum
kızdım
kadın oldum kollarında
utandım
utandırmamıştın oysa
bir nehir gibi akmıştım yüreğine
yüreğini teslim eder gibi,
bırakmıştın beni şehrime
hiç ayrılamayacağımızı o gün anlamıştık
o gün bilmiyorduk ayrılacağımızı
sarılmıştım
sarılmıştık
bu sarılmalar hani hep kalacaktı
şimdi en çok kollarına ihtiyacım var
bir haber gönder ne olur,
bir ışık yak
mekanın hala yıldızlar mı..?

buruk
ve yarım kalmış bir gülümseyiş oturuyor şimdi dudaklarıma
ikimiz için ne güzel bir andı
gecelerin en güzeliydi hatta
çıka gelmiştin istanbul’dan,
ellerinde en sevdiğim papatyalar
gelmiştin işte
sarılmıştın kocaman
sevinmiştim derinden
kollarımdan tutup götürmüştün,
ben, nereye bile diyemeden
ellerin direksiyondaydı
başım omuzunda
yüreğim sanki çıkacaktı
seninle olmak hayattı
17 yaşım çıldırmıştı..

seni her şeyinle seviyorum dedin
sahip olduğun her şeyle
kelimeler hep kaleminin ucunda olmalı
şarkılar dans etmeli dudaklarında
çılgınlığın
asiliğin
inadına yürekli
inadına umutlu gülüşlerin sende kalmalı dedin
seni her şeyinle seviyorum dedin
sahip olduğun her şeyle
ne değiştirmek istiyorum
ne eksiltmek
ne de yitirmek
sen hep böyle kal
ama yanımda kal dedin
beni benden alan bir filmi izler gibiydim yüzünde
kelimelerin yüreğimde atıyordu
inanılmaz bir akşamdı
bütün yıldızlar tanıktı
17 yaşım çıldırmıştı..

usulca yerleştirdin parmağıma tek taşı
istanbul artık senin
ben seninim
artık hep benimle kal
kalksın aramızdaki kilometreler,
benimle evlenir misin, dedin
gözlerime yağmur yağdı
yan masadaki kadın duygulandı
ilk imzayı dudaklarına attım,
garson çocuk baka kaldı
sanki bir rüyaydı
saat 12’yi geçmişti ama
kül kedisi balodaydı
17 yaşım çıldırmıştı..

nasıl da kızgınım sana
dönmeyecektin o gece,
lanet olası istanbul’a
işler kimin umrundaydı
işleri kim takardı
.........
......
.....
sabahın en kör saatiydi
bir telefonla geldi varış haberin
geleceğimiz ve sevdamız,
bir kamyonun altında yatıyordu
sen,
bir kamyonun altında yatıyordun
telefon elimden düştü
dizlerim yere çöktü
kaç saat tutarında öyle kaldım da,
bana bir asır gibi geldi
hangi keşke’yi söylersem,
uyanırdım rüyadan
hangi dualar geri getirirdi seni
daha parmağımdaki alyans,
suya değmemişti
hani yok edecektik kilometreleri
kilometreler kaldı,
biz yok olduk
gözyaşlarım ağzımdaydı
her yer karanlıktı
17 yaşım çıldırmıştı..

ne cenazene gidebildim
ne de öğrendim nerede yattığını
çok uzun süre nişanlı kaldık seninle,
alyans parmağımda kaldı
çok kereler gelmek istedim yanına
bir şeyler dürttü sanki
izin vermedin,
hayatta kaldım
şimdi ne vakit bir kamyon görsem,
buğulu camlarında bıraktığım 17 yaşımı arıyorum
şimdi ne vakit bir kamyon görsem,
17 yaşım geri geliyor,
sana susuyorum

değişen ne dersen
hiçbir şey bebeğim
belki biraz ben
yıllar su gibi akıp geçti
ama korkmadım sevdadan
hala çılgınım
hala inatçı
hala yazıyorum
ama mısralarım kanlı
saçlarımı sıkıştırmıyorum bir lastiğin içine
insanları güldürebiliyorum
şarkılar ise hep dudaklarımda
sevdiğimi söylerken utanmıyorum
yürekli kadını oynuyorum yani
seni bazen
bazen çok fazla arıyorum
kimse senin kadar cesur değil sevdasında
artık seni seviyorum diyenlere,
inanmıyorum..!

biraz kırgınım hayata karşı
ama inatla direniyorum
bu gece gözüm yıldızlarda
hangisindesin el salla,
seninle sabahlıyorum
sana söylemek istediğim çok şey vardı,
belki de bu gece bunları kusuyorum
artık söylemek istediklerimi ertelemiyorum..

sessiz bir gecenin
ve sönmek üzere olan bir ateşin,
küllerinin içinden sesleniyorum sana
anılarımın fesleğen kokulu fısıltısını,
içime çektim
dudaklarımda eski bir şarkı,
sen bilirsin..

ama yine de merakımı bağışla
ben değil,
17 yaşım soruyor sana
daha mı rahat geldi,
yıldızlar yeryüzünde...?
Cevapla
ZeNiTH
#5
Sustum!
Ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
Kendimle konuşuyorum şimdi yalnız...
Yalnız yüreğimle dokunuyorum sesime,
Kimse duymuyor...
Sustum!
Sustu dudağımdaki şarkı, gözlerimdeki şiir,
Yaraları yalayan rüzgar,
Sokaklarında kahrolduğum şehir,
Gözlerim konuşuyor yalnız!

Sustum!
Bin ah sürüp dudaklarıma,
Ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
Sustu benimle deniz,
Sustu deli dalgalar, sustu martılar...
Umutlarımı sarıp rüzgarlara,
Uzaklara savuruyorum her gece.
Yıldız yapıp, serpiyorum gökyüzüne.
Kimse görmüyor...

Saçı ağarmış hayaller,
Nemli kirpiklerle,
Bulutlandığında gözlerim,
Gökte şimşek olup, çakıyorum.
Kimse görmüyor...

Sustum!
Tuz basıp yaralarıma!
Sustum!
İçinde volkanlar taşıyan bir derviş gibi,
Yaslanıp yalnızlığın duvarına,
Gül döküp kalabalıklara,
Kimsesiz geziyorum gönül ülkemi her gece.
Kimse bilmiyor...

Sustum!
Sustu benimle gök, sustu dağ, sustu toprak!
Acılar konuşuyor şimdi yalnız..
Yaralı gönlümün sızıları konuşuyor.
Tutup öldürüyorum içimdeki sevdaları bir bir...
Atıyorum uçurumlardan!
Kimse görmüyor!..

Sustum!
Saçlarını kokluyorum rüzgarların,
Dudaklarından öpüyorum hayatı,
İçimde incecik bir sevgi ürperiyor.
Sarı hüzünler dökülüyor gönül bahçeme...
Gelmiyor beklediğim bahar,
Yaralar merhem tutmuyor!
Gözyaşı olup, dökülüyorum kaldırımlara.
Mendil silmiyor,
Yağmur dinmiyor,
Sevdiğim bilmiyor!..

Sustum!
Sustu benimle sarı sabır, sustu hasret, sustu zaman!
Sustum!
Yalnız gözlerimle dokunuyorum hayata,
Kimse duymuyor!..

Sustum!
İçimdeki dalgalar kabardıkça volkanlar gibi,
Sustum!
Sustu dudaklarım, sustu gözyaşlarım...
Sustu gözlerimdeki şiir,
Gönlümdeki nehir,
Bulutlar haykırdı isyanımı,
Şimşekler haykırdı,
Sadece ben duydum.
Sadece ben!..

Ey beşiğini sallayıp, boğduğum hayat!
Kucağımda büyütüp, öldürdüğüm sevgi!
Yaralar merhem tutmuyor!
Geceler avutmuyor,
Ben sustum!
Acılarım konuşuyor yalnız...

Ben sustum!
Susmuyor yüreğimi kavuran kasırga,
Pencereme vuran yağmur damlaları,
Susmuyor her gece dışarda inleyen rüzgar,
Gelmiyor bahar,
Kuşlar sevinmiyor,
Yıldızlar küs,
Ay üzgün,
Güneş doğmuyor,
Acılar dinmiyor!
İçimde binlerce şiir kanıyor her gece!
Kimse bilmiyor!..

Sustum!
Sustu benimle sarı sabır, sustu hasret,
Sustu hayat, sustu zaman...
Acılar konuşuyor yalnız!
Acılarım konuşuyor!
Kimse duymuyor!..
Duymuyor...
Duymu...
Duy...
...
Cevapla
ZeNiTH
#6
Azrail Beş Dakika Bekler misin ?
Hiç beklemediğim bir anda geldin
Ben beklemiyordum
Rica etsem beş dakika sen bekler misin
Sevdiğimi özledim
Onu görüp geleceğim
Müsaade eder misin
Acele işin yoksa otur şöyle bir soluklan
Uzak yoldan geldin yorulmuşsundur
Acıktın mı aş vereyim
Efendim aç değil misin.
Su vereyim bir soluklan
Anlamıyorum neden istemiyorsun
Neyse sen beş dakika izin ver
İnan hemen döneceğim
Hem buraya hem geldiğim yere.

Bir şey sorabilir miyim
Bu kadar işi kısacık zamanda nasıl yapıyorsun
Hiç itiraz eden olmuyor mu
Elbette oluyor ama dedin
Aması ne
Peki hiç kaçmaya çalışan yok mu
Var hem de çok öyle mi
Ama
Aması ne
Neden anlatmıyorsun

Neyse bir beş dakika istemiştim
Olmaz mı
Ama neden
Bari
Bari bir telefon açsaydım
Bir sesini duysaydım gitmeden
Haber verseydim
Söylemezsem kızar
Sonra beni bekler
Ama gelemem
Boşuna beklemesin
Bari bunu söyleyeyim
Kötü haber tez duyulur ancak
Ancak öyle kötü bir haber değil ki bu
Off ne yapayım şimdi ben
Aklım durdu
Beş dakika sonrada kalbim duracak.

İyi ama bensiz ne yapar
Düşünemiyorum
Yemekten kesilir
Uykuları uğramaz
Ayakta kabuslar görür
Her baktığı yerde beni görür
Beni görür her baktığı yerde

Korkuyorum
Gitmekten değil
Ardımdan gelmesinden korkuyorum
Gelmesin o kalsın
Daha ne günler bekliyor onu
Ben gidiyorum
Dur bari not yazayım ardımdan gelmesin

Bir elveda diyemedim
Gidiyorum diyemedim
Oysa bunu çok isterdi
Gideceksen eğer bir gün
Önce bana söyle derdi
Söyleyemedim
Duyamadım sesini
Son defa seni seviyorum diyemedim
Beş dakika tanımadın
Açtırmadın telefon
Bir not bile yazdırmadın
Bari
Bari bırak da onun kollarında öleyim!!
Cevapla
ZeNiTH
#7
Ben seni tanımadan sevdim; bilmeden. yüreğinin sıcaklığına güvenerek. çok zor oldu önce kendi kendime itiraf etmem. çünkü inkar ediyordum seni sevdiğimi. ama zaman geçtikçe, içimde bir özlem, bir hasret oldun. yerini kimse alamadı, dolduramadı.
geç kalmaktan korktum hep.
ben vicdanımla savaşırken, sen başka yüreklere akarsan diye.
sen teklif etmedin ama ben teklif ediyorum; bu çıkacağın sevgi yolculuğunda bana da yer var mı?
fakat fark ettim ki; o sandal da çoktan bir kişi yerini ayırtmış ve ben sahilde kalmışım.
şimdi çıktığın bu yolculukta sana mutluluklar dilerim bir ömür boyu.
umarım sandalın hep dingin sularda seyreder...
yalnız şunu bil ki; eğer gün gelirde fırtınaya yakalanırda, sığınacak bir liman ararsan. bil ki ben bu rıhtımda gözlerim ufuk çizgisinde, senin dönmeni bekliyor olacağım.
her batan günde hüzünle; her yeni doğan günde umutla.
Cevapla
ZeNiTH
#8
Yine sen...
Unuttum demiştim!
Bitti sanmıştım!
Sensizlik bana acı vermiyor demiştim!
Yanıldığımı sen gittikten sonra anladım
Meğer unutmamışım
Meğer yine sen varmışsın kalbimde
Meğer aşk deyince sen geliyormuş aklıma
Yine sen...yine sen.

Kalbimdeki volkan tekrar patladı
Tüm vucudumu kaplayan ateş tekrar yandı
Söndüğünü sandığım,
Beni kasıp kovuran ateş
Tekrar yanmaya başladı.
Ateş alevlerinin üzerinde,
Adın yazıyor!
Adeta “Nerdesin?”diyor,
Adeta sitem ediyor bana,dünyaya.

Ne olur geri dön
Seni düşünüyorum ıssız, uykusuz gecemde
Gözlerine baktığımı hayal ediyorum
Ve gözlerin kayıyor, kendini aldatıyorsun
Gerçeği göremiyorsun,
Ve hala çok uzaktasın, uzaklaşıyorsun benden
Uzak bir yıldız gibi, bense seni bir daha göremeyecek olmanın korkusunda…
Bir dilek tutuyorum: Ne olur geri dön!

Sende doğdum ben
Bir sevgidir nedensiz, var olmak gibi,
Bir aşktır yalansız adım gibi

Bir sendir engel tanımaz, dağları deler,
Sevgim büyük, sığmaz dağa taşa, kalbimde
Tutturmuşum bir sen diye, bana karşılık
Aşk yok demiştim, oysa senmişsin
Yok artık sensiz dünya. Benim olsa…
Bir daha doğmuşum gözlerinde şimdi
Hapsolmuşum sende, bir ışık yok zindanımda,
Kalsam bir türlü, kaçsam bir türlü,
Al kurtar beni, bırakma, devam edemem
Bir kez sevdim geri dönemem!!!

Sevgi neden?
Seni niye sevmiştim ki?
Bu büyük sevgi nedendi?
Sonsuzluğu görmüştüm gözlerinde
Benim sonsuzluğum, sonsuz yeşil bir deniz

Nedensizdi sevgim, karşılıksızdı,
Gerçekten uzak.
Gerçeğe uzak bir rüya gibi.

Ama rüzgâr esiyordu sürekli bu rüyada
Soğuk çok soğuk!
Uyandırmaya çalışıyordu
Bense uyanmıyordum, istemiyordum
Ama bir gün uyandım
Bir rüyaymış
Sen ve ben yokmuşuz

Görmüştük ama ikimizde; gittiği yere kadar demiştik
Bitmesin istemiştim ben
Geç anladım bir gün uyanacaktım
Uyandığımda tekrar aynı rüyaya dönemeyecektim
Ama bittiği yerde bitti işte…
Cevapla
ZeNiTH
#9
Bu a$kı TerketMeyeceksiN



Bitmeyecek

Ve sen gitmeyeceksin

Sevdan göğsümde kilitli

Bu aşkı terk etmeyeceksin

Tüm beyaz güvercinler

Yüreğimde kanat çırparken

Tüm yıldızlar

Gökyüzünü terk edip

Gözlerime inmişken

Tutkunu olduğum

Okyanuslar bile rüyalarım olmuşken

Gitmeyeceksin



Omuzlarımda ki dağlar

Ağırlığını yitirmişken

Tüm korkularımın önünde

Sen inancıyla durabiliyorken

Sevmenin anlamını

Sadece seninle yaşayabiliyorken

Bitmiş bir yaşama

Sadece sen ile tekrar başlayabiliyorken

Gitmeyeceksin



Nefesim sevdan

Ellerim tenin

Özgürlüğüm aşkın

Ve yaşamak sadece sen olmuşken

Bitmeyecek

Ve sen gitmeyeceksin

Sevdan göğsümde kilitli

Bu aşkı terk etmeyeceksin
Cevapla
ZeNiTH
#10
caN Katmak Nedir



Bir yürekte Can olabilir misiniz?
O yüreğe Can katabilir misiniz?
Bir CAN'IMMMMkelimesine
O yürekte bin anlam katabilir misiniz?
Gözlerde ışıltılar, pırıltılar görebilir misiniz?
Çalınmış zamanları renk renk yaşabilir misiniz?
Ellerin, gözlerdeki ışıltıların o yüreğin sıcaklığını
Birebir yansıttığını algılayabilir/algılaltabilir misiniz?
Ya, yüzlerce, binlerce renklerin dışında renkler bilir misiniz?
Can sesini duyduğunuzda; yüreğinizde ürperti ve
Titreşimlerin getirdiği telaşın midenize vuruşunu bilir misiniz?
İmge'lerin tadını bilir misiniz?
Ya kelimelerin, mimiklerin, ifadelerin
Yetersiz kaldığını bilir misiniz?
Dizlerinizin, omuzunuzun, göğsünüzün
Can ateşini arayışını bilir misiniz?
Avuçlarınızın, Can çiçeğinin ellerini,
Saçlarını, yüzünü özümleyişini bilir misiniz?
Saçlarına, gözlerine, burnuna, dudaklarına ve
Tenine dokunuşun hazzını bilebilir misiniz?
Kalabalıklarda sessizlik şarkıları söylemeyi bilir misiniz?
Ya ellerin dansını bilebilir misiniz?
Sıkıca sarmanın, yüreğe katmanın tadının haz'a dönüşümünü,
Onun dizlerinde, omuzlarında, sonsuza kadar kalmayı
Hatta; yok olmayı isteyebilir misiniz?
Yani; dostluğu+yüreği+ruhu+mantığı ve bedeni tek tek sırayla yaşamayı,
Yudum yudum yüreğe katmayı bilebilir misiniz?

Kim bilebilir ! Kim bilebilir ki?
Kim yaşamış ve yaşatmıştır, kim algılatmış ve algılamıştır ki,
Kimin gözleri acımıştır, kimin yüreği kanamıştır,
Kim deli yürek olmuştur, kimin yüreğine yağmurlar yağmış/yağdırılmıştır
Ve kim bu "misiniz" lere ve "kim" leri birebir yaşamsalına katmıştır ki?

İşte bütün bunları sadece ama sadece
CANA CAN KATANLAR bilir, yani biz BİLİRİZ.
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  ..-..Şiir Gözlüm..-..HASAN-PELİN..-.. ciciKIS 5 627 04-13-2022, Saat: 10:52 AM
Son Yorum: wildfang
  Sir Soluklu Şiir.... *TATLI BELA* 3 542 04-13-2022, Saat: 10:09 AM
Son Yorum: wildfang
  Yilmaz Guneyden Bi şiir pusat41 2 371 04-12-2022, Saat: 08:53 AM
Son Yorum: wildfang
  gizil okuyun çok güzel bi şiir lugano 2 621 04-12-2022, Saat: 04:56 AM
Son Yorum: wildfang
  Bir Şiir Yazıyorum Şimdi Aşkı Bilenlere Stinq 3 386 04-11-2022, Saat: 06:27 PM
Son Yorum: wildfang

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi
  Tarih: 11-24-2024, 09:10 PM