Saklanan bir aşkın hazin sonu.....
Liseli bir gençti.Gençti çünkü küçük aşkları vardı,tıpkı diğer geçlerinki gibi.Ama bu genç hepsinden farklıydı.O küçük aşklarını küçük olarak görmez,her zaman büyük aşklar kabul ederdi.Eğer bu aşklar herhangi bir nedenle son bulursa bunu içine sindiremez oldukça üzülürdü.Aslında o kadar fazla da aşkı olmamıştı.Sadece iki kızı sevmişti o güne kadar.Sadece iki küçük yüreğe bağlanmıştı.Onlarla da ayrılık yaşamış ve çok üzülmüştü.Zamanla kendini toparlamayı başardı.Tekrar hayatından memnundu.Küçücük olayları kendice büyütüp,moralinin bozulduğu anlarda bile mutlu oluyordu.Ta ki lise ikinci sınıfa geçinceye kadar…
O ilk okul gününde liseli genç,okulun bahçesinde gördüğü bir kıza aşık olmuştu.Kendine göre,hayatı boyunca hiç görmediği bir güzellikle karşı karşıyaydı.Sonrasında aynı sınıfta okuyacaklarını da öğrenince mutluluğu ikiye katlanmıştı.Zamanla o kızın da kendisine karşı ilgisi olduğunu öğrendi.Yanından ayrılmıyor,o her tenefüsü belirten zil çaldığında hemen liseli gencin yanına gidiyordu.Neredeyse koluna girecekmiş gibi yakın yürüyordu ona.Liseli genç çok mutlu oluyordu hoşlandığı kız ona ilgi gösterdiği zaman.Ona onu sevdiğini söylemek istiyordu ama tersleneceğini düşünerek bunu yapamıyordu.Üstelik terslendiği zaman bir arkadaşını da kaybetmiş olacaktı.Üçüncü sınıfı birlikte okuyacak olmaları da etkiliydi bu kararda.
Vazgeçti…Artık ona karşı bir sevgi beslemek istemiyordu içinde.Onu unutmalıydı.Onunla sadece arkadaş olmalıydı.Böyle düşünüyordu artık.Ama yapamıyordu.Olmuyordu beceremiyordu işte!Unutamıyordu!...Onu her gördüğünde aklına geliyordu ona karşı olan büyük aşkı.Kendine bir tokat atarcasına bastırmaya çalışıyordu bu duyguyu.Beceremiyor yapamıyordu.Yapamazdı da zaten.Çünkü kendi düşüncelerini kontrol edebilme kabiliyetini kaybetmişti bile…
Yine güzel bir okul gününde okuldan çıkmıştı.Evine doğru ilerlemeye başladı.Adımları sakin,yüreği kıpır kıpır yürüyordu.Çünkü hemen arkasında o kız vardı.Bir yol ayrımına geldiklerinde kız ona iyi akşamlar dilemiş ve yoluna devam etmişti.Ama ona son kez iyi akşamlar dilediğinin farkında değildi.Liseli genç derin düşüncelere daldı.O kıza ertesi gün onu sevdiğini söyleyecekti her şeyi göze alarak…
Tam karşıdan karşıya geçerken,sarhoş birkaç genç otomobilleriyle hızla yolun ötesinden geliyorlardı.Liseli genç dalgındı.Ona doğru hızla yaklaşan otomobilleri çok geç fark etmişti…
Ertesi gün cenazesi kaldırılacaktı.Bütün arkadaşlarının ve öğretmenlerinin haberi vardı.Caminin avlusu tıka basa insanlarla doluydu.Kalabalığı yırtarcasına gelen kız,tabutun içindekinin liseli genç olduğuna inanmak istemiyordu.Yüzündeki alaycı bir gülümseme ve gözlerinden akan yaşlarla tabutun kapağını açtı.Liseli genç tabutun içindeydi.Onun buz gibi olan bedenine sarılıp ağladı ve ona seni çok seviyorum dedi.O anda kız bir fısıltı duydu; ‘’Bende seni çok seviyorum’’
Liseli bir gençti.Gençti çünkü küçük aşkları vardı,tıpkı diğer geçlerinki gibi.Ama bu genç hepsinden farklıydı.O küçük aşklarını küçük olarak görmez,her zaman büyük aşklar kabul ederdi.Eğer bu aşklar herhangi bir nedenle son bulursa bunu içine sindiremez oldukça üzülürdü.Aslında o kadar fazla da aşkı olmamıştı.Sadece iki kızı sevmişti o güne kadar.Sadece iki küçük yüreğe bağlanmıştı.Onlarla da ayrılık yaşamış ve çok üzülmüştü.Zamanla kendini toparlamayı başardı.Tekrar hayatından memnundu.Küçücük olayları kendice büyütüp,moralinin bozulduğu anlarda bile mutlu oluyordu.Ta ki lise ikinci sınıfa geçinceye kadar…
O ilk okul gününde liseli genç,okulun bahçesinde gördüğü bir kıza aşık olmuştu.Kendine göre,hayatı boyunca hiç görmediği bir güzellikle karşı karşıyaydı.Sonrasında aynı sınıfta okuyacaklarını da öğrenince mutluluğu ikiye katlanmıştı.Zamanla o kızın da kendisine karşı ilgisi olduğunu öğrendi.Yanından ayrılmıyor,o her tenefüsü belirten zil çaldığında hemen liseli gencin yanına gidiyordu.Neredeyse koluna girecekmiş gibi yakın yürüyordu ona.Liseli genç çok mutlu oluyordu hoşlandığı kız ona ilgi gösterdiği zaman.Ona onu sevdiğini söylemek istiyordu ama tersleneceğini düşünerek bunu yapamıyordu.Üstelik terslendiği zaman bir arkadaşını da kaybetmiş olacaktı.Üçüncü sınıfı birlikte okuyacak olmaları da etkiliydi bu kararda.
Vazgeçti…Artık ona karşı bir sevgi beslemek istemiyordu içinde.Onu unutmalıydı.Onunla sadece arkadaş olmalıydı.Böyle düşünüyordu artık.Ama yapamıyordu.Olmuyordu beceremiyordu işte!Unutamıyordu!...Onu her gördüğünde aklına geliyordu ona karşı olan büyük aşkı.Kendine bir tokat atarcasına bastırmaya çalışıyordu bu duyguyu.Beceremiyor yapamıyordu.Yapamazdı da zaten.Çünkü kendi düşüncelerini kontrol edebilme kabiliyetini kaybetmişti bile…
Yine güzel bir okul gününde okuldan çıkmıştı.Evine doğru ilerlemeye başladı.Adımları sakin,yüreği kıpır kıpır yürüyordu.Çünkü hemen arkasında o kız vardı.Bir yol ayrımına geldiklerinde kız ona iyi akşamlar dilemiş ve yoluna devam etmişti.Ama ona son kez iyi akşamlar dilediğinin farkında değildi.Liseli genç derin düşüncelere daldı.O kıza ertesi gün onu sevdiğini söyleyecekti her şeyi göze alarak…
Tam karşıdan karşıya geçerken,sarhoş birkaç genç otomobilleriyle hızla yolun ötesinden geliyorlardı.Liseli genç dalgındı.Ona doğru hızla yaklaşan otomobilleri çok geç fark etmişti…
Ertesi gün cenazesi kaldırılacaktı.Bütün arkadaşlarının ve öğretmenlerinin haberi vardı.Caminin avlusu tıka basa insanlarla doluydu.Kalabalığı yırtarcasına gelen kız,tabutun içindekinin liseli genç olduğuna inanmak istemiyordu.Yüzündeki alaycı bir gülümseme ve gözlerinden akan yaşlarla tabutun kapağını açtı.Liseli genç tabutun içindeydi.Onun buz gibi olan bedenine sarılıp ağladı ve ona seni çok seviyorum dedi.O anda kız bir fısıltı duydu; ‘’Bende seni çok seviyorum’’