>> > >> >Bir otobüs durağında karşılaşmışlardı ilk kez.... Biri
>>
>> > >> >tıpta okuyordu, öbürü mimarlıkta. O ilk karşılaşmadan
>>sonra, bir kere,
>>
>> > > bir
>>
>> > >> >kere,
>>
>> > >> >bir kere daha karşılaşabilmek için, hep aynı saatte,
>>aynı duraktan, aynı
>>
>> > >> >otobüse
>>
>> > >> >bindiler. Gençtiler, çok genç... Birbirileriyle
>>konuşacak cesareti
>>
>> > >> >bulmaları biraz
>>
>> > >> >zaman aldı ama sonunda başrdılar. İkisi de her sabah
>>otobüse bindikleri
>>
>> > >>
>semtte
>>
>> > >> >oturmuyorlardı aslında. Delikanlı arkadaşında kaldığı
>>için o duraktan
>>
>> > >> >binmişti
>>
>> > >> >otobüse, kız ise ablasında...Sırf birbirilerini
>>görebilmek için, her
>>
>> > > sabah
>>
>> > >> >erkenden
>>
>> > >> >evlerinden çıkıp,şehrin öbür ucundaki o durağa, onların
>>durağına
>>
>> > >> >geldiklerini,
>>
>> > >> >gülerek itiraf ettiler bir süre sonra...
>>
>> > >> >Okullarını bitirince hemen evlendiler. Mutluydular hem
>>de
>>
>> > >> >çok mutlu... Bazen işsiz, bazen parasız kaldılar ama
>>öylesine
sıkı
>>
>> > >> >kenetlenmişti ki
>>
>> > >> >yürekleri ve elleri hiçbir şeyi umursamadılar. Ayın
>>sonunu zor
>>
>> > > getirdikleri
>>
>> > >> >günlerde de
>>
>> > >> >ünlü bir doktor ve ünlü bir mimar olduklarında da hep
>>mutluydular.Zaman
>>
>> > >> >aşımına uğrayan,
>>
>> > >> >alışkanlıklara yenik düşen,banka hesabında para
>>kalmadığı için ya da tam
>>
>> > >> >tersine
>>
>> > >> >o hesabı daha da kabarık hale getirmek uğuruna
>>bitip-tükeniveren
>>
>> > >> >sevgilerden değildi
>>
>> > >> >onlarınki...Günler günleri, yıllar
yılları kovaladıkça
>>sevgileri de
>>
>> > > büyüdü,
>>
>> > >> >büyüdü...
>>
>> > >> >Tek eksikleri çocuklarının olmamasıydı. Zorlu bir tedavi
>>sürecine rağman
>>
>> > >> >çocuk sahibi olmayınca, "bütün mutlulukların bizim
>>olmasını beklemek,
>>
>> > >> >bencillik olur" diyerek devam ettiler hayatlarına. Çocuk
>>yerine,
>>
>> > >> >sevgilerini büyüttüler... "Senin için ölürüm" derdi
>>kadın, sımsıkı
>>
>> > >> >sarılıp adama ve adma "Hayır, ben senin için ölürüm"
>>diye yanıt verirdi
>>
>> > >> >hep...Bazen eve geldiğinde, aynanın üzerinde bir not
>>görürdü kadın,
>>
>> >
>> >"Birtanem,
>>
>> > >> >kütüphanenin ikinci rafına bak...." Kütüphanenin ikinci
>>rafında başka
>>
>> > >> >bir
>>
>> > >> >not olurdu,
>>
>> > >> >"Mutfaktaki masanın üzerine bak ve seni çok sevdiğimi
>>sakın unutma"
>>
>> > >> >Mutfaktaki masadan,
>>
>> > >> >salondaki dolaba sevgi dolu
>>
>> > >> >notları okuya okuya koşturan kadın, sonunda kimi zaman
>>bir demet çiçek,
>>
>> > >> >kimi
>>
>> > >> >zaman en sevdiği çikolatalar, kimi zaman da pahalı
>>armağanlarla
>>
>> > >> >karşılaşırdı...
>>
>> > >> >Aldığı
hediyenin ne olduğu önemli değildi zaten...
>>
>> > >> >Hayat ne kadar hızlı akarsa aksın, işleri ne kadar
>>yoğun
>>
>> > >> >olursa olsun hep birbirlerine ayıracak zaman
>>buluyorlardı bulmasına ama
>>
>> > >> >kırklı
>>
>> > >> >yaşların ortalarına geldiklerinde, daha az çalışmaya
>>karar verdiler.
>>
>> > > Adam,
>>
>> > >> >hastaneden ayrıldı ve muayenehanesinde hasta kabul
>>etmeye başladı.
>>
>> > >> >Kadın da mimarlık bürosunu kapadı ve sadece özel
>>projelerde görev
>>
>> > >> >aldı.Artık daha fazla beraber olabiliyorlardı. Bir gün
>>sahilde
>>
>> > >> >dolaşırken,
harap durumda bir ev gördü kadın, üzerinde
>>"satılık" levhası
>>
>> > >> >asılı olan.
>>
>> > >> >"Ne dersin, bu evi alalım mı?" dedi adama. "Bu viraneyi
>>yıktırır, harika
>>
>> > >> >bir ev yaparız.
>>
>> > >> >Projeyi kafamda çizdim bile. Kocaman terası olan,
>>martıları kahvaltıya
>>
>> > >> >davet edeceğimiz
>>
>> > >> >bir deniz evi yapalım burayı..." "Sen istersin de ben
>>hiç hayır
>>
>> > >> >diyebilirmiyim?"
>>
>> > >> >diye yanıt verdi adam.
>>
>> > >> >"Amerikadaki tıp kongresinden döner dönmez ararım
>>emlakçıyı... Kaç para
>>
>> > >>
>olursa olsun,
>>
>> > >> >burası bizimdir artık...."Sadece bir hafta ayrı
>>kalacaklarını bildikleri
>>
>> > >> >halde,
>>
>> > >> >ayrılmaları zor oldu adam Amerikaya giderken. Her gün,
>>her saat
>>
>> > > konuştular
>>
>> > >> >telefonla.
>>
>> > >> >Gözyaşları içinde kucaklaştılar havaalanında. Fakat
>>birkaç gün
>>
>> > >> >sonra, kocasında bir tuhaflık olduğunu fark etti kadın.
>>Eskisi kadar
>>
>> > > mutlu
>>
>> > >> >görünmüyor,
>>
>> > >> >konuşmaktan kaçınıyordu. Onu neşelendirmek için,
>>sahildeki evi
>>
>> > >>
>hatırlattı
>>
>> > >> >ve çizdiği
>>
>> > >> >projeyi verdi kadın ama hiç beklemediği bir cevap aldı:
>>"Canım, o ev
>>
>> > > bizim
>>
>> > >> >bütçemizi aşıyor.
>>
>> > >> >Sen en iyisi o evi unut..."Mutsuzluk, mutluluğun tadına
>>alışmış
>>
>> > >> >insanlara
>>
>> > >> >daha da acı,
>>
>> > >> >daha da çekilmez gelir. Kadın, hiç sevmedi
>>bubeklenmedik
>>
>> > >> >misafiri.Derdini
>>
>> > >> >söylemesi için
>>
>> > >> >yalvardı adama, "Senin için ölürüm, biliyorsun, ne olur
>>anlat" diye dil
>>
>> >
>> >döktü boş yere...
>>
>> > >> >Yıllardır sevdiği adam, duyarsız ve sevgisiz biriyle yer
>>değiştirmişti
>>
>> > >> >sanki. Ona ulaşmaya
>>
>> > >> >çalıştıkça, beton duvarlara çarpıyordu kadın, her
>>çarpmada daha fazla
>>
>> > >> >kanıyordu
>>
>> > >> >yüreği...Bir gün, çocukluğunun, gençliğinin ve bütün
>>hayatının
>>
>> > >> >birlikte geçtiği arkadaşına dert yanarken, "Artık
>>dayanamıyorum, sana
>>
>> > >> >söylemek
>>
>> > >> >zorundayım" diye sözünü kesti arkadaşı. "O, seni
>>aldatıyor. İş yerimin
>>
>> > > tam
>>
>> > >> >karşısındaki
restoranda genç bir kadınla yemek yiyiyor
>>her öğlen.
>>
>> > >> >Sonra sarmaş dolaş biniyorlar arabaya...." "Sus, sus
>>çabuk, duymak
>>
>> > >> >istemiyorum
>>
>> > >> >bu yalanları" diye bağırdı kadın.Onca yıllık arkadaşını,
>>kendisini
>>
>> > >> >kıskanmakla
>>
>> > >> >suçladı.... Ertesi gün, öğle vakti o restoranın hemen
>>karşısında bir
>>
>> > > köşeye
>>
>> > >> >sindi sessizce ve
>>
>> > >> >peri masallarının sadece masal olduğunu anladı...
>>Kocasının eskiden aynı
>>
>> > >> >hastanede çalıştığı
>>
>> > >> >genç çocuk doktorunu tanıdı hemen.
Bazen evlerinde
>>ağırladıkları kadına
>>
>> > >> >nasıl sarıldığını
>>
>> > >> >gördü adamın... Akşam kocası eve gelir gelmez, bazen
>>bağırıp, bazen
>>
>> > >> >ağlayarak, bazen ona
>>
>> > >> >sımsıkı sarılıp bazen de yumruklayarak haykırdı suratına
>>her şeyi.İnkar
>>
>> > >> >etmedi adam. Zamanla
>>
>> > >> >duyguların değişebildiği, insanların orta yaşa
>>geldiklerinde farklılık
>>
>> > >> >aradığı gibi bir
>>
>> > >> >şeyler geveledi ağzında ve bavulunu alıp gitti evden.
>>Kapıdan çıkarken,
>>
>> > >> >"son bir kez
>>
>> > >> >kucaklamak
isterim seni" diyecek oldu ama kadın, "defol"
>>dedi
>>
>> > >> >nefretle...
>>
>> > >> >İlk celsede
>>
>> > >> >boşandılar... Modern bir aşk hikayesinin böyle son
>>bulmasına kims
>>
>> > >> >inanamadı.
>>
>> > >> >Arkadaşlarının desteğiyle ayakta kalmaya çalıştı
>>kadın.Adamın,
>>
>> > > sevgilisiyle
>>
>> > >> >birlikte
>>
>> > >> >Amerikaya yerleştiğini öğrendi. Bazen yalnız kaldığında,
>>onu hala
>>
>> > > sevdiğini
>>
>> > >> >hissedince,
>>
>> > >> >ağlama nöbetleri geçiriyor, aşkın yerini, en az onun
>>kadar yoğun
bir
>>
>> > > duygu
>>
>> > >> >olan
>>
>> > >> >nefretin alması için dua ediyordu.Aradan bir yıl
>>geçti... Her şeyin
>>
>> > >> >ilacı
>>
>> > >> >olduğu
>>
>> > >> >söylenen zaman bile, kadının derdine çare olamamıştı.
>>Bir sabah, ısrarla
>>
>> > >> >çalan
>>
>> > >> >zilin sesiyle uyandı. Kapıyı açtığında, karşısında o
>>kadını gördü. "Sen,
>>
>> > >> >buraya ne yüzle geliyorsun" diye bağırmak istedi ama
>>sesi çıkmadı.
>>
>> > >> >"Lütfen, içeri girmeme izin ver, mutlaka konuşmamız
>>gerekiyor." dedi
>>
>> > >> >genç
kadın. Kanepeye ilişti ve zor duyulan bir sesle
>>konuşmaya başladı:
>>
>> > >> >"Hiçbir şey göründüğü gibi değil aslında. Çok üzgünüm
>>ama o bir saat
>>
>> > >> >önce
>>
>> > >> >öldü.
>>
>> > >> >Geçen yıl Amerikadaki kongre sırasında öğrendi
>>hastalığını ve yaklaşık
>>
>> > >> >bir senelik ömrü kaldğını. Buna dayanamayacağını, hep
>>söylediğin gibi
>>
>> > >> >onunla
>>
>> > >> >birlikte ölmek isteyeceğini biliyordu. Seni kendinden
>>uzaklaştırmak
>>
>> > >> >için,benden
>>
>> > >> >sevgilisi rolünü oynamamı istedi. Ailesine de haber
>>
>> > >>
>vermedi. Birlikte Amerikaya yerleştiğimiz yalanını
>>yaydı. Oysa ilk
>>
>> > >> >karşılaştığınız otobüs durağının karşısında bir ev
>>tutmuştu. Tedavi
>>
>> > >> >görüyor ve kurtulacağına inanıyordu ama olmadı. Gece
>>fenalaşmış,
>>
>> > >> >bakıcısı beni aradı, son anda yetiştim. Sana bu kutuyu
>>vermemi istedi...
>>
>> > >> >" Gözlerinden akan yaşları durduramayacağını biliyordu
>>kadın. Hemen
>>
>> > >> >oracıkta
>>
>> > >> >ölmek istiyordu. Eline tutuşturulan kutuyu açmayı neden
>>sonra akıl
>>
>> > >> >edebildi.
>>
>> > >> >İtinayla katlanmış bir sürü kağıt duruyordu kutuda.
İlk
>>kağıtta,
>>
>> > >> >"Lütfen bütün notları sırayla oku bir tanem" diyordu...
>>Sırayla okudu;
>>
>> > >> >"Seni çok sevdim","Seni sevmekten hiç vazgeçmedim",
>>"Senin için ölürüm
>>
>> > >> >derdin
>>
>> > >> >hep, doğru söylediğini bilirdim." "Fakat benim için
>>ölmeni istemedim"
>>
>> > >> >"Şimdi bana söz vermeni istiyorum." "Benim için
>>yaşayacaksın, anlaştık
>>
>> > > mı?"
>>
>> > >> >son kağıdı eline alırken, kutuda bir anahtar olduğunu
>>gördü kadın... Ve
>>
>> > > son
>>
>> > >> >kağıtta şunlar yazılıydı:"Sahildeki evimizi senin
>>çizdiğin projeye
göre
>>
>> > >> >yaptırdım.
>>
>> > >> >Kocaman terasta martılarla kahvaltı ederken, ben hep
>>seni izliyor
>>
>> > >> >olacağım...."
>>
>> > >> >tıpta okuyordu, öbürü mimarlıkta. O ilk karşılaşmadan
>>sonra, bir kere,
>>
>> > > bir
>>
>> > >> >kere,
>>
>> > >> >bir kere daha karşılaşabilmek için, hep aynı saatte,
>>aynı duraktan, aynı
>>
>> > >> >otobüse
>>
>> > >> >bindiler. Gençtiler, çok genç... Birbirileriyle
>>konuşacak cesareti
>>
>> > >> >bulmaları biraz
>>
>> > >> >zaman aldı ama sonunda başrdılar. İkisi de her sabah
>>otobüse bindikleri
>>
>> > >>
>semtte
>>
>> > >> >oturmuyorlardı aslında. Delikanlı arkadaşında kaldığı
>>için o duraktan
>>
>> > >> >binmişti
>>
>> > >> >otobüse, kız ise ablasında...Sırf birbirilerini
>>görebilmek için, her
>>
>> > > sabah
>>
>> > >> >erkenden
>>
>> > >> >evlerinden çıkıp,şehrin öbür ucundaki o durağa, onların
>>durağına
>>
>> > >> >geldiklerini,
>>
>> > >> >gülerek itiraf ettiler bir süre sonra...
>>
>> > >> >Okullarını bitirince hemen evlendiler. Mutluydular hem
>>de
>>
>> > >> >çok mutlu... Bazen işsiz, bazen parasız kaldılar ama
>>öylesine
sıkı
>>
>> > >> >kenetlenmişti ki
>>
>> > >> >yürekleri ve elleri hiçbir şeyi umursamadılar. Ayın
>>sonunu zor
>>
>> > > getirdikleri
>>
>> > >> >günlerde de
>>
>> > >> >ünlü bir doktor ve ünlü bir mimar olduklarında da hep
>>mutluydular.Zaman
>>
>> > >> >aşımına uğrayan,
>>
>> > >> >alışkanlıklara yenik düşen,banka hesabında para
>>kalmadığı için ya da tam
>>
>> > >> >tersine
>>
>> > >> >o hesabı daha da kabarık hale getirmek uğuruna
>>bitip-tükeniveren
>>
>> > >> >sevgilerden değildi
>>
>> > >> >onlarınki...Günler günleri, yıllar
yılları kovaladıkça
>>sevgileri de
>>
>> > > büyüdü,
>>
>> > >> >büyüdü...
>>
>> > >> >Tek eksikleri çocuklarının olmamasıydı. Zorlu bir tedavi
>>sürecine rağman
>>
>> > >> >çocuk sahibi olmayınca, "bütün mutlulukların bizim
>>olmasını beklemek,
>>
>> > >> >bencillik olur" diyerek devam ettiler hayatlarına. Çocuk
>>yerine,
>>
>> > >> >sevgilerini büyüttüler... "Senin için ölürüm" derdi
>>kadın, sımsıkı
>>
>> > >> >sarılıp adama ve adma "Hayır, ben senin için ölürüm"
>>diye yanıt verirdi
>>
>> > >> >hep...Bazen eve geldiğinde, aynanın üzerinde bir not
>>görürdü kadın,
>>
>> >
>> >"Birtanem,
>>
>> > >> >kütüphanenin ikinci rafına bak...." Kütüphanenin ikinci
>>rafında başka
>>
>> > >> >bir
>>
>> > >> >not olurdu,
>>
>> > >> >"Mutfaktaki masanın üzerine bak ve seni çok sevdiğimi
>>sakın unutma"
>>
>> > >> >Mutfaktaki masadan,
>>
>> > >> >salondaki dolaba sevgi dolu
>>
>> > >> >notları okuya okuya koşturan kadın, sonunda kimi zaman
>>bir demet çiçek,
>>
>> > >> >kimi
>>
>> > >> >zaman en sevdiği çikolatalar, kimi zaman da pahalı
>>armağanlarla
>>
>> > >> >karşılaşırdı...
>>
>> > >> >Aldığı
hediyenin ne olduğu önemli değildi zaten...
>>
>> > >> >Hayat ne kadar hızlı akarsa aksın, işleri ne kadar
>>yoğun
>>
>> > >> >olursa olsun hep birbirlerine ayıracak zaman
>>buluyorlardı bulmasına ama
>>
>> > >> >kırklı
>>
>> > >> >yaşların ortalarına geldiklerinde, daha az çalışmaya
>>karar verdiler.
>>
>> > > Adam,
>>
>> > >> >hastaneden ayrıldı ve muayenehanesinde hasta kabul
>>etmeye başladı.
>>
>> > >> >Kadın da mimarlık bürosunu kapadı ve sadece özel
>>projelerde görev
>>
>> > >> >aldı.Artık daha fazla beraber olabiliyorlardı. Bir gün
>>sahilde
>>
>> > >> >dolaşırken,
harap durumda bir ev gördü kadın, üzerinde
>>"satılık" levhası
>>
>> > >> >asılı olan.
>>
>> > >> >"Ne dersin, bu evi alalım mı?" dedi adama. "Bu viraneyi
>>yıktırır, harika
>>
>> > >> >bir ev yaparız.
>>
>> > >> >Projeyi kafamda çizdim bile. Kocaman terası olan,
>>martıları kahvaltıya
>>
>> > >> >davet edeceğimiz
>>
>> > >> >bir deniz evi yapalım burayı..." "Sen istersin de ben
>>hiç hayır
>>
>> > >> >diyebilirmiyim?"
>>
>> > >> >diye yanıt verdi adam.
>>
>> > >> >"Amerikadaki tıp kongresinden döner dönmez ararım
>>emlakçıyı... Kaç para
>>
>> > >>
>olursa olsun,
>>
>> > >> >burası bizimdir artık...."Sadece bir hafta ayrı
>>kalacaklarını bildikleri
>>
>> > >> >halde,
>>
>> > >> >ayrılmaları zor oldu adam Amerikaya giderken. Her gün,
>>her saat
>>
>> > > konuştular
>>
>> > >> >telefonla.
>>
>> > >> >Gözyaşları içinde kucaklaştılar havaalanında. Fakat
>>birkaç gün
>>
>> > >> >sonra, kocasında bir tuhaflık olduğunu fark etti kadın.
>>Eskisi kadar
>>
>> > > mutlu
>>
>> > >> >görünmüyor,
>>
>> > >> >konuşmaktan kaçınıyordu. Onu neşelendirmek için,
>>sahildeki evi
>>
>> > >>
>hatırlattı
>>
>> > >> >ve çizdiği
>>
>> > >> >projeyi verdi kadın ama hiç beklemediği bir cevap aldı:
>>"Canım, o ev
>>
>> > > bizim
>>
>> > >> >bütçemizi aşıyor.
>>
>> > >> >Sen en iyisi o evi unut..."Mutsuzluk, mutluluğun tadına
>>alışmış
>>
>> > >> >insanlara
>>
>> > >> >daha da acı,
>>
>> > >> >daha da çekilmez gelir. Kadın, hiç sevmedi
>>bubeklenmedik
>>
>> > >> >misafiri.Derdini
>>
>> > >> >söylemesi için
>>
>> > >> >yalvardı adama, "Senin için ölürüm, biliyorsun, ne olur
>>anlat" diye dil
>>
>> >
>> >döktü boş yere...
>>
>> > >> >Yıllardır sevdiği adam, duyarsız ve sevgisiz biriyle yer
>>değiştirmişti
>>
>> > >> >sanki. Ona ulaşmaya
>>
>> > >> >çalıştıkça, beton duvarlara çarpıyordu kadın, her
>>çarpmada daha fazla
>>
>> > >> >kanıyordu
>>
>> > >> >yüreği...Bir gün, çocukluğunun, gençliğinin ve bütün
>>hayatının
>>
>> > >> >birlikte geçtiği arkadaşına dert yanarken, "Artık
>>dayanamıyorum, sana
>>
>> > >> >söylemek
>>
>> > >> >zorundayım" diye sözünü kesti arkadaşı. "O, seni
>>aldatıyor. İş yerimin
>>
>> > > tam
>>
>> > >> >karşısındaki
restoranda genç bir kadınla yemek yiyiyor
>>her öğlen.
>>
>> > >> >Sonra sarmaş dolaş biniyorlar arabaya...." "Sus, sus
>>çabuk, duymak
>>
>> > >> >istemiyorum
>>
>> > >> >bu yalanları" diye bağırdı kadın.Onca yıllık arkadaşını,
>>kendisini
>>
>> > >> >kıskanmakla
>>
>> > >> >suçladı.... Ertesi gün, öğle vakti o restoranın hemen
>>karşısında bir
>>
>> > > köşeye
>>
>> > >> >sindi sessizce ve
>>
>> > >> >peri masallarının sadece masal olduğunu anladı...
>>Kocasının eskiden aynı
>>
>> > >> >hastanede çalıştığı
>>
>> > >> >genç çocuk doktorunu tanıdı hemen.
Bazen evlerinde
>>ağırladıkları kadına
>>
>> > >> >nasıl sarıldığını
>>
>> > >> >gördü adamın... Akşam kocası eve gelir gelmez, bazen
>>bağırıp, bazen
>>
>> > >> >ağlayarak, bazen ona
>>
>> > >> >sımsıkı sarılıp bazen de yumruklayarak haykırdı suratına
>>her şeyi.İnkar
>>
>> > >> >etmedi adam. Zamanla
>>
>> > >> >duyguların değişebildiği, insanların orta yaşa
>>geldiklerinde farklılık
>>
>> > >> >aradığı gibi bir
>>
>> > >> >şeyler geveledi ağzında ve bavulunu alıp gitti evden.
>>Kapıdan çıkarken,
>>
>> > >> >"son bir kez
>>
>> > >> >kucaklamak
isterim seni" diyecek oldu ama kadın, "defol"
>>dedi
>>
>> > >> >nefretle...
>>
>> > >> >İlk celsede
>>
>> > >> >boşandılar... Modern bir aşk hikayesinin böyle son
>>bulmasına kims
>>
>> > >> >inanamadı.
>>
>> > >> >Arkadaşlarının desteğiyle ayakta kalmaya çalıştı
>>kadın.Adamın,
>>
>> > > sevgilisiyle
>>
>> > >> >birlikte
>>
>> > >> >Amerikaya yerleştiğini öğrendi. Bazen yalnız kaldığında,
>>onu hala
>>
>> > > sevdiğini
>>
>> > >> >hissedince,
>>
>> > >> >ağlama nöbetleri geçiriyor, aşkın yerini, en az onun
>>kadar yoğun
bir
>>
>> > > duygu
>>
>> > >> >olan
>>
>> > >> >nefretin alması için dua ediyordu.Aradan bir yıl
>>geçti... Her şeyin
>>
>> > >> >ilacı
>>
>> > >> >olduğu
>>
>> > >> >söylenen zaman bile, kadının derdine çare olamamıştı.
>>Bir sabah, ısrarla
>>
>> > >> >çalan
>>
>> > >> >zilin sesiyle uyandı. Kapıyı açtığında, karşısında o
>>kadını gördü. "Sen,
>>
>> > >> >buraya ne yüzle geliyorsun" diye bağırmak istedi ama
>>sesi çıkmadı.
>>
>> > >> >"Lütfen, içeri girmeme izin ver, mutlaka konuşmamız
>>gerekiyor." dedi
>>
>> > >> >genç
kadın. Kanepeye ilişti ve zor duyulan bir sesle
>>konuşmaya başladı:
>>
>> > >> >"Hiçbir şey göründüğü gibi değil aslında. Çok üzgünüm
>>ama o bir saat
>>
>> > >> >önce
>>
>> > >> >öldü.
>>
>> > >> >Geçen yıl Amerikadaki kongre sırasında öğrendi
>>hastalığını ve yaklaşık
>>
>> > >> >bir senelik ömrü kaldğını. Buna dayanamayacağını, hep
>>söylediğin gibi
>>
>> > >> >onunla
>>
>> > >> >birlikte ölmek isteyeceğini biliyordu. Seni kendinden
>>uzaklaştırmak
>>
>> > >> >için,benden
>>
>> > >> >sevgilisi rolünü oynamamı istedi. Ailesine de haber
>>
>> > >>
>vermedi. Birlikte Amerikaya yerleştiğimiz yalanını
>>yaydı. Oysa ilk
>>
>> > >> >karşılaştığınız otobüs durağının karşısında bir ev
>>tutmuştu. Tedavi
>>
>> > >> >görüyor ve kurtulacağına inanıyordu ama olmadı. Gece
>>fenalaşmış,
>>
>> > >> >bakıcısı beni aradı, son anda yetiştim. Sana bu kutuyu
>>vermemi istedi...
>>
>> > >> >" Gözlerinden akan yaşları durduramayacağını biliyordu
>>kadın. Hemen
>>
>> > >> >oracıkta
>>
>> > >> >ölmek istiyordu. Eline tutuşturulan kutuyu açmayı neden
>>sonra akıl
>>
>> > >> >edebildi.
>>
>> > >> >İtinayla katlanmış bir sürü kağıt duruyordu kutuda.
İlk
>>kağıtta,
>>
>> > >> >"Lütfen bütün notları sırayla oku bir tanem" diyordu...
>>Sırayla okudu;
>>
>> > >> >"Seni çok sevdim","Seni sevmekten hiç vazgeçmedim",
>>"Senin için ölürüm
>>
>> > >> >derdin
>>
>> > >> >hep, doğru söylediğini bilirdim." "Fakat benim için
>>ölmeni istemedim"
>>
>> > >> >"Şimdi bana söz vermeni istiyorum." "Benim için
>>yaşayacaksın, anlaştık
>>
>> > > mı?"
>>
>> > >> >son kağıdı eline alırken, kutuda bir anahtar olduğunu
>>gördü kadın... Ve
>>
>> > > son
>>
>> > >> >kağıtta şunlar yazılıydı:"Sahildeki evimizi senin
>>çizdiğin projeye
göre
>>
>> > >> >yaptırdım.
>>
>> > >> >Kocaman terasta martılarla kahvaltı ederken, ben hep
>>seni izliyor
>>
>> > >> >olacağım...."