Gözlerimdeki hüzün damla damla akarken bu kente, gökyüzüm şimşek şimşek çakmakta ve bir yıldız daha kaymakta her şeyden habersiz.
Gecenin mumu erirken an ve an, ben karanlığa kavuşurken sessiz sedasız, aramaktayım senin ihanet dolu bakışlarını her şeye inat…
Yine…
Yeniden….
Defalarca kanayarak..…
Görüyor musun yar?
Bir sandal açılmakta şimdi tek başına, içine koca umut parçalarımı doldurmuş gitmekte,
Kaybolmakta bilinmezliğe…
Kalbimin kırıkları kan kırmızı rengin içine gömülmekte çığlık çığlığa…
Yollarına sermişim hepsini, gelirsen kanasın diye dört bir tarafın,
Vazgeç diye gelmekten her tarafa dökmüşüm gümüş rengi cam parçalarını…
Anla ve gelme…
Gelme yanmasın canın.…
Yanmasın canım daha fazla…
Sen giderken usulca,
Ellerinin kokusunu son kez çektim ciğerlerime sen farkında olmadan…
İhanetinin acımtırak tadı yaktı boğazımı, tam o anda şeytanın kahkahalarını duydu kulaklarım, karanlığın en korkutucu zamanlarında…
O anda anladım şeytanın egemenliğine girdiğini…
O zaman anladım senin çoktan gittiğini…
Anladığım anda kaçtım…
Sana doğru koşarken kaçtım, senden kaçmaya başladım…
Yollarına serdiğim kırıklara takıldı ayaklarım…
Acım arttı, acım fazlalaştı…
Kanayarak kaçtım…
Gözlerimdeki hüzün damla damla akarken bu kente, kan kırmızıya boyandı tüm deniz…
Bir sandal gitmeye başladı bilinmezliğe…
Gecenin mumu erirken, yıldızlar düşmeye başladı bir bir sandalın üzerine…
Cehennemin ateşi yakmaya başladı yüreğimi…
Ben seni ararken, şeytan son kez baktı gökyüzüne…
Fırtınanın ortasında kalakaldım bir başıma…
Şeytanın nefesi batırdı umut dolu sandalı ve sen…
Sen yine, yeniden dönmeye başladın karanlığıma…
Dört bir yanım kanamaya başladı…
İhanetinin acısı sardı her tarafımı…
Her bir zerrem dolmuşken seninle…
Ben seni bıraktım…
Kendimi yollara attım…
Yıldızlar serildi önüme…
Yine de senden kaçtım…
Kaçarken tekrar tekrar seni aradım…
Gözlerimdeki hüzün damla damla akarken bu kente, gökyüzüm şimşek şimşek çakmakta ve bir yıldız daha kaymakta her şeyden habersiz.
Gecenin mumu erirken an ve an, ben karanlığa kavuşurken sessiz sedasız, aramaktayım senin ihanet dolu bakışlarını her şeye inat…
Yine…
Yeniden….
Defalarca kanayarak..…
Gecenin mumu erirken an ve an, ben karanlığa kavuşurken sessiz sedasız, aramaktayım senin ihanet dolu bakışlarını her şeye inat…
Yine…
Yeniden….
Defalarca kanayarak..…
Görüyor musun yar?
Bir sandal açılmakta şimdi tek başına, içine koca umut parçalarımı doldurmuş gitmekte,
Kaybolmakta bilinmezliğe…
Kalbimin kırıkları kan kırmızı rengin içine gömülmekte çığlık çığlığa…
Yollarına sermişim hepsini, gelirsen kanasın diye dört bir tarafın,
Vazgeç diye gelmekten her tarafa dökmüşüm gümüş rengi cam parçalarını…
Anla ve gelme…
Gelme yanmasın canın.…
Yanmasın canım daha fazla…
Sen giderken usulca,
Ellerinin kokusunu son kez çektim ciğerlerime sen farkında olmadan…
İhanetinin acımtırak tadı yaktı boğazımı, tam o anda şeytanın kahkahalarını duydu kulaklarım, karanlığın en korkutucu zamanlarında…
O anda anladım şeytanın egemenliğine girdiğini…
O zaman anladım senin çoktan gittiğini…
Anladığım anda kaçtım…
Sana doğru koşarken kaçtım, senden kaçmaya başladım…
Yollarına serdiğim kırıklara takıldı ayaklarım…
Acım arttı, acım fazlalaştı…
Kanayarak kaçtım…
Gözlerimdeki hüzün damla damla akarken bu kente, kan kırmızıya boyandı tüm deniz…
Bir sandal gitmeye başladı bilinmezliğe…
Gecenin mumu erirken, yıldızlar düşmeye başladı bir bir sandalın üzerine…
Cehennemin ateşi yakmaya başladı yüreğimi…
Ben seni ararken, şeytan son kez baktı gökyüzüne…
Fırtınanın ortasında kalakaldım bir başıma…
Şeytanın nefesi batırdı umut dolu sandalı ve sen…
Sen yine, yeniden dönmeye başladın karanlığıma…
Dört bir yanım kanamaya başladı…
İhanetinin acısı sardı her tarafımı…
Her bir zerrem dolmuşken seninle…
Ben seni bıraktım…
Kendimi yollara attım…
Yıldızlar serildi önüme…
Yine de senden kaçtım…
Kaçarken tekrar tekrar seni aradım…
Gözlerimdeki hüzün damla damla akarken bu kente, gökyüzüm şimşek şimşek çakmakta ve bir yıldız daha kaymakta her şeyden habersiz.
Gecenin mumu erirken an ve an, ben karanlığa kavuşurken sessiz sedasız, aramaktayım senin ihanet dolu bakışlarını her şeye inat…
Yine…
Yeniden….
Defalarca kanayarak..…