Sustum!
Ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
Kendimle konuşuyorum şimdi yalnız...
Yalnız yüreğimle dokunuyorum sesime
Kimse duymuyor...
Sustum
Sustu dudağımdaki şarkı, gözlerimdeki şiir
Yaraları yalayan rüzgar
Sokaklarında kahrolduğum şehir
Gözlerim konuşuyor yalnız!
Sustum!
Bin ah sürüp dudaklarıma
Ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
Sustu benimle deniz,
Sustu deli dalgalar, sustu martılar...
Umutlarımı sarıp rüzgarlara
Uzaklara savuruyorum her gece
Yıldız yapıp serpiyorum gökyüzüne
Kimse görmüyor...
Saçı ağarmış hayaller
Nemli kirpiklerle
Bulutlandığında gözlerim
Gökte şimşek olup çakıyorum
Kimse görmüyor...
Sustum!
Tuz basıp yaralarıma!
Sustum
İçinde volkanlar taşıyan bir derviş gibi
Yaslanıp yalnızlığın duvarına
Gül döküp kalabalıklara
Kimsesiz geziyorum gönül ülkemi her gece
Kimse bilmiyor...
Sustum!
Sustu benimle gök, sustu dağ, sustu toprak
Acılar konuşuyor şimdi yalnız
Yaralı gönlümün sızıları konuşuyor
Tutup öldürüyorum içimdeki sevdaları bir bir
Atıyorum uçurumlardan
Kimse görmüyor
Sustum!
Saçlarını kokluyorum rüzgarların
Dudaklarından öpüyorum hayatı
İçimde incecik bir sevgi ürperiyor
Sarı hüzünler dökülüyor gönül bahçeme
Gelmiyor beklediğim bahar
Yaralar merhem tutmuyor
Gözyaşı olup dökülüyorum kaldırımlara
Mendil silmiyor
Yağmur dinmiyor
Sevdiğim bilmiyor
Sustum
Sustu benimle sarı sabır, sustu hasret, sustu zaman
Sustum
Yalnız gözlerimle dokunuyorum hayata
Kimse duymuyor
Sustum!
İçimdeki dalgalar kabardıkça volkanlar gibi
Sustum
Sustu dudaklarım, sustu gözyaşlarım
Sustu gözlerimdeki şiir
Gönlümdeki nehir
Bulutlar haykırdı isyanımı
Şimşekler haykırdı
Sadece ben duydum
Sadece ben
Ey beşiğini sallayıp boğduğum hayat
Kucağımda büyütüp öldürdüğüm sevgi
Yaralar merhem tutmuyor
Geceler avutmuyor
Ben sustum
Acılarım konuşuyor yalnız
Ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
Kendimle konuşuyorum şimdi yalnız...
Yalnız yüreğimle dokunuyorum sesime
Kimse duymuyor...
Sustum
Sustu dudağımdaki şarkı, gözlerimdeki şiir
Yaraları yalayan rüzgar
Sokaklarında kahrolduğum şehir
Gözlerim konuşuyor yalnız!
Sustum!
Bin ah sürüp dudaklarıma
Ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
Sustu benimle deniz,
Sustu deli dalgalar, sustu martılar...
Umutlarımı sarıp rüzgarlara
Uzaklara savuruyorum her gece
Yıldız yapıp serpiyorum gökyüzüne
Kimse görmüyor...
Saçı ağarmış hayaller
Nemli kirpiklerle
Bulutlandığında gözlerim
Gökte şimşek olup çakıyorum
Kimse görmüyor...
Sustum!
Tuz basıp yaralarıma!
Sustum
İçinde volkanlar taşıyan bir derviş gibi
Yaslanıp yalnızlığın duvarına
Gül döküp kalabalıklara
Kimsesiz geziyorum gönül ülkemi her gece
Kimse bilmiyor...
Sustum!
Sustu benimle gök, sustu dağ, sustu toprak
Acılar konuşuyor şimdi yalnız
Yaralı gönlümün sızıları konuşuyor
Tutup öldürüyorum içimdeki sevdaları bir bir
Atıyorum uçurumlardan
Kimse görmüyor
Sustum!
Saçlarını kokluyorum rüzgarların
Dudaklarından öpüyorum hayatı
İçimde incecik bir sevgi ürperiyor
Sarı hüzünler dökülüyor gönül bahçeme
Gelmiyor beklediğim bahar
Yaralar merhem tutmuyor
Gözyaşı olup dökülüyorum kaldırımlara
Mendil silmiyor
Yağmur dinmiyor
Sevdiğim bilmiyor
Sustum
Sustu benimle sarı sabır, sustu hasret, sustu zaman
Sustum
Yalnız gözlerimle dokunuyorum hayata
Kimse duymuyor
Sustum!
İçimdeki dalgalar kabardıkça volkanlar gibi
Sustum
Sustu dudaklarım, sustu gözyaşlarım
Sustu gözlerimdeki şiir
Gönlümdeki nehir
Bulutlar haykırdı isyanımı
Şimşekler haykırdı
Sadece ben duydum
Sadece ben
Ey beşiğini sallayıp boğduğum hayat
Kucağımda büyütüp öldürdüğüm sevgi
Yaralar merhem tutmuyor
Geceler avutmuyor
Ben sustum
Acılarım konuşuyor yalnız