Gece uykunun arasında en çok bunlar takılıyor insanın aklına;
Nereye gidiyorum diyorsun; nereye?
Ben nereye, dostlarım nereye?
Yanlış nerede?
Kim eksik, kim fazla?
Zaman hızla tükeniyor oysa. Bir kez daha eksik kalan şeyleri konuşsak… Söylenmemiş şeyleri, yalanları geri alsak, bolca özür dilesek, pişmanlık duysak…
Sonra birbirimize eksiksiz sarılsak, kimse onursuz kalmasa, kimse yalnız; itilmiş ve kırgın kalmasa, herkes hakkını alsa bu hayattan...
Peki neden ses vermiyor çekip giden?
Neden kabalık edip inciten bir kez olsun “gel konuşalım” demiyor?
Nedir bu derin suskunluk?
Nedir içindeki bu yaralayan sessizlik?
Nedir onca vaadin, onca umudun içindeki bu sonsuz unutuluş?
Doğruyu bilen yok. Herkes savruluyor.
Ömründe gerçek bir izi, anlamlı bir sesi olanı tutmaya çalışıyorsun. Olmuyor, tutamıyorsun...
Kime sarılsan dipsiz bir kuyu ve derin bir yalnızlıkla kendine geri dönüyorsun!
Nereye gidiyorum diyorsun; nereye?
Ben nereye, dostlarım nereye?
Yanlış nerede?
Kim eksik, kim fazla?
Zaman hızla tükeniyor oysa. Bir kez daha eksik kalan şeyleri konuşsak… Söylenmemiş şeyleri, yalanları geri alsak, bolca özür dilesek, pişmanlık duysak…
Sonra birbirimize eksiksiz sarılsak, kimse onursuz kalmasa, kimse yalnız; itilmiş ve kırgın kalmasa, herkes hakkını alsa bu hayattan...
Peki neden ses vermiyor çekip giden?
Neden kabalık edip inciten bir kez olsun “gel konuşalım” demiyor?
Nedir bu derin suskunluk?
Nedir içindeki bu yaralayan sessizlik?
Nedir onca vaadin, onca umudun içindeki bu sonsuz unutuluş?
Doğruyu bilen yok. Herkes savruluyor.
Ömründe gerçek bir izi, anlamlı bir sesi olanı tutmaya çalışıyorsun. Olmuyor, tutamıyorsun...
Kime sarılsan dipsiz bir kuyu ve derin bir yalnızlıkla kendine geri dönüyorsun!