Gecenin uğultusuna yaslanmış bedenime ağır gelenleri, kelime kelime döküyorum sancılarımla..
Her şey ama her şey fazlalığa dair bu gece…
Dibe vurmuş yüzüne susuyorum yalnızlığımın..
Geceye düşen ayrılıkları, acıya yüklüyorum usanmadan …
Anlamına tutunduğum sözleri sindire sindire yuttuğum bu fazlalığın hıçkırıklara kapılmasına yüz tutuyorum bile bile..
Hani damlalara karışıp aksın istersin ya gözlerin…
Öyle bir an, sana haykırıyorum parça parça…
Hiçliğe fısıldıyorum, notaları kayıp melodileri…
Yırtıyorum anlamsızlığını her satırının..
Zehrine karışıyorum yüreğinin…
Düğümlüyorum çığlıklarımı, kalemime…
‘İçine attığın her acı, bir gün gelir –sen- olur ‘ demişti,
Yüreği ‘inci’ bir dost…
O yazıyor, ben yazıyorum…
Durmuyor, durmuyorum…
Birgün ‘bana’ susacak sesim…
Şimdi
Yazıyor,
Bağırıyor,
Vuruyor dipsiz yokoluşlara….
Ama birgün…
Ne bir ses ne bir darbe..
Susacak, susturacak…
O gün,
İçime bölüneceğim…
aLıntı..