29 Mart 2011
Yılmaz ÖZDİL
Sapık yakalandı.
Türkan’a tecavüz etmiş.
Türkan henüz bebe.
Bıçaklaya bıçaklaya öldürmüş.
8 yaşındaki Ahmet’i boğmuş.
6 yaşındaki Dilruba’yı da.
Dilburacık çok çırpınmış.
Öyle anlatıyor.
*
Adı ne bu sapığın?
U.V.G.
*
U’ğursuz
V’icdansız
G’eberesice sanırım.
*
Kodlayarak veriyoruz.
Ki rencide olmasın.
Toplum içindeki saygınlığı zedelenmesin aman diim…
Ele güne mahcup olmasın.
*
“Sayın” çünkü sapık.
*
Dilruba’yı Dilruba diye yazıyoruz.
Türkan’ı T. diye kodlamıyoruz.
Annesini-babasını…
Adıyla soyadıyla yazıyoruz.
Evlerinden canlı yayın yapıyoruz.
Duyduk duymadık demeyin…
Aha işte burda oturuyorlar!
*
Sapığı kolluyoruz bu arada.
Ki insan hakları var sapığın.
*
(Televizyonlardaki sigara sansürü gibi bi şeydir bu… Dizilerde filmlerde tecavüz sahnesi serbest cinayet sahnesi serbest tecavüz ve cinayetten sonra sigara tüttürürken buzlama konuluyor!)
*
Ha denebilir ki sapığın sapık olduğu mahkeme kararından sonra sabit olur… Peki o halde niye şöyle tecavüz etti böyle bıçakladı şu şekilde bavula koydu buraya gömdü diyoruz? Hani mahkeme kararı?
*
Madem açık açık itiraf eden sapık bile mahkeme kararıyla mahkûm ilan edilmeden suçsuzdur… Niye o zaman iddianamesi bile olmayan gazetecilerin evini basarken kamera çağırıyoruz? Şeref madalyalı subayların uluslararası ödüllü profesörlerin suçlu olup olmadıkları belirsizken… Neden “terörist darbeci vatan haini” diye manşetlere asıyoruz?
*
Hukuki haklarından faydalanmak için illa sapık mı olmaları gerekiyor?
*
İnsanları domuz bağıyla öldürüp oturma odasına gömen şeriatçıları sokağa sal.
Bölücüye halay çektir.
Keriz Feneri’ni ört.
Sapığı koru.
Namuslu insanları infaz et.
*
Adalet’in A’sı bu kardeşim…
K’sını zaten biliyorsunuz.
Yılmaz Özdil/Hürriyet
Yılmaz ÖZDİL
Sapık yakalandı.
Türkan’a tecavüz etmiş.
Türkan henüz bebe.
Bıçaklaya bıçaklaya öldürmüş.
8 yaşındaki Ahmet’i boğmuş.
6 yaşındaki Dilruba’yı da.
Dilburacık çok çırpınmış.
Öyle anlatıyor.
*
Adı ne bu sapığın?
U.V.G.
*
U’ğursuz
V’icdansız
G’eberesice sanırım.
*
Kodlayarak veriyoruz.
Ki rencide olmasın.
Toplum içindeki saygınlığı zedelenmesin aman diim…
Ele güne mahcup olmasın.
*
“Sayın” çünkü sapık.
*
Dilruba’yı Dilruba diye yazıyoruz.
Türkan’ı T. diye kodlamıyoruz.
Annesini-babasını…
Adıyla soyadıyla yazıyoruz.
Evlerinden canlı yayın yapıyoruz.
Duyduk duymadık demeyin…
Aha işte burda oturuyorlar!
*
Sapığı kolluyoruz bu arada.
Ki insan hakları var sapığın.
*
(Televizyonlardaki sigara sansürü gibi bi şeydir bu… Dizilerde filmlerde tecavüz sahnesi serbest cinayet sahnesi serbest tecavüz ve cinayetten sonra sigara tüttürürken buzlama konuluyor!)
*
Ha denebilir ki sapığın sapık olduğu mahkeme kararından sonra sabit olur… Peki o halde niye şöyle tecavüz etti böyle bıçakladı şu şekilde bavula koydu buraya gömdü diyoruz? Hani mahkeme kararı?
*
Madem açık açık itiraf eden sapık bile mahkeme kararıyla mahkûm ilan edilmeden suçsuzdur… Niye o zaman iddianamesi bile olmayan gazetecilerin evini basarken kamera çağırıyoruz? Şeref madalyalı subayların uluslararası ödüllü profesörlerin suçlu olup olmadıkları belirsizken… Neden “terörist darbeci vatan haini” diye manşetlere asıyoruz?
*
Hukuki haklarından faydalanmak için illa sapık mı olmaları gerekiyor?
*
İnsanları domuz bağıyla öldürüp oturma odasına gömen şeriatçıları sokağa sal.
Bölücüye halay çektir.
Keriz Feneri’ni ört.
Sapığı koru.
Namuslu insanları infaz et.
*
Adalet’in A’sı bu kardeşim…
K’sını zaten biliyorsunuz.
Yılmaz Özdil/Hürriyet