iki uçurum arasına mahkûmum
ve beni anlatır üstümde açan her çiçek!
göklerin bittiği, denizlerin çekildiği
yağmurun ve fırtınanın dindiği yerde
bütün aşklardan öte bir şey var.
benden öte bir şey var
ekmek kutsallığından öte
otuz üç yaşında adamların
on sekizinde kadınların
ve hiç batmayacak güneşin doğduğu yerde.
yalancı bahârlarla açmaz çiçekler
aşılanmamış bir ağacın meyvesi payıma düşer!
ne kadar uzasa
o kadar siyâha boyanır hayallerim,
yere inmeyi bekleyen yağmurlar
iki dudak arasından çıkan fermânla
çorak toprağıma elvedâ diyorlar, elvedâ!
sen hiç gördün mü zamânsız battığını güneşin
göklerin ve yerin ve denizlerin birleştiği yerde
hangi ölüm zamânsız, hangi ölüm fermânsız
zamân ve fermân tanıyan hangi sevdâ!
hangi deniz boğmaz insânı
Akdeniz mi, Kızıldeniz mi
yoksa Hazar mı!
toprağın yuttuğu kârundan
zerre miktar eser kaldı mı!
hangi ırmak akmaz denize
Kızılırmak mı, Fırat mı, Dicle mi
yoksa cennetten akan Nîl mi?
hiç kimse, hayâtın Aşk’la devam ettiğini görmedi mi?
hangi doğrultudan gidersen git
ister şarka, ister garba git
ister göğe doğru yüksel
istersen merkezine yol al yerin
son yolun sonunda sana derim:
geç kalınmamış sabâhlara yürümeyi dene
sakın,â€nerden düştüm bu girdâba†deme!
vakit; merhabâ demede bütün elvedâlara.
Zafer ŞIK |
ve beni anlatır üstümde açan her çiçek!
göklerin bittiği, denizlerin çekildiği
yağmurun ve fırtınanın dindiği yerde
bütün aşklardan öte bir şey var.
benden öte bir şey var
ekmek kutsallığından öte
otuz üç yaşında adamların
on sekizinde kadınların
ve hiç batmayacak güneşin doğduğu yerde.
yalancı bahârlarla açmaz çiçekler
aşılanmamış bir ağacın meyvesi payıma düşer!
ne kadar uzasa
o kadar siyâha boyanır hayallerim,
yere inmeyi bekleyen yağmurlar
iki dudak arasından çıkan fermânla
çorak toprağıma elvedâ diyorlar, elvedâ!
sen hiç gördün mü zamânsız battığını güneşin
göklerin ve yerin ve denizlerin birleştiği yerde
hangi ölüm zamânsız, hangi ölüm fermânsız
zamân ve fermân tanıyan hangi sevdâ!
hangi deniz boğmaz insânı
Akdeniz mi, Kızıldeniz mi
yoksa Hazar mı!
toprağın yuttuğu kârundan
zerre miktar eser kaldı mı!
hangi ırmak akmaz denize
Kızılırmak mı, Fırat mı, Dicle mi
yoksa cennetten akan Nîl mi?
hiç kimse, hayâtın Aşk’la devam ettiğini görmedi mi?
hangi doğrultudan gidersen git
ister şarka, ister garba git
ister göğe doğru yüksel
istersen merkezine yol al yerin
son yolun sonunda sana derim:
geç kalınmamış sabâhlara yürümeyi dene
sakın,â€nerden düştüm bu girdâba†deme!
vakit; merhabâ demede bütün elvedâlara.
Zafer ŞIK |