[url=http://www.duygusuz.com/forum/cikis.php?url=http://img.blogcu.com/uploads/MonaRosam_papatya4.jpg][/url]
Mona Rosa, Değerli üstadımız Sezai Karakoç’un şiiridir..İstanbulda Üniversitede okurken aynı sınıfta bir kıza aşık olur..Ama bir türlü açılamaz..Kızda içten içe onu seviyor fakat oda bir teklif bekliyor..
Bir yıl sessizlik içinde geçer, ikinci senede aynı..Kız üçüncü sene köyünden bir delikanlıyla evlenir...Tabi bu sırada okula devam eder..Dördüncü sene bir çocuğu olur..Bu arada üstad yanıp tutuşur..Fakat kız evli ne yapsın.. Bir türlü dinmeyen yalnızlığında etkisiyle bu şiiri yazar..
Şiirin her kıtasının ilk harfine dikkat ederseniz Muazzez Akkayam yazar..
Muazzez Akkaya okul yıllarında aşık olduğu ama bir türlü açılamadığı o güzel cennet yüzlü kız..
Son sınıfta mezuniyet töreninde arkadaşları Üstad’a “Sesin güzeldir iyide şiir okursun bir şiir okuda sevinelim” derler .. Kıramaz ve ezberinde olan Mona Rosayı okur, aynı ortamda bulunan Muazzez Akkaya şiirin kendisine yazıldığını anlar, Mazuniyet töreni biter ve eve gittiğinde Muazzez Akkaya kendini 3.kattan aşağıya atarak intihar eder..
İnsanın içini içten içe burkan,bazen alıp uzaklara götüren bu şiirden bende çok etkilendim..Hikayesi şiirin yazılması çok güzel fakat Mona Rosanın intiharı burksada içimizi aşk’ın aslında hayatımızdaki yerini anlıyoruz..
Değerli Üstad’ın Mona Rosa hikayesi bu..bendeki ise en az onunki kadar ama kendi adıma onunkinden daha değerli-kıymetli..
Mona Rosa siyah güller, ak güller
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah senin yüzünden kana batacak
Mona Rosa siyah güller, ak güller
Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Rosa bugün ben de bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar
Açma pencereni perdeleri çek
Mona Rosa seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Rosa ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek
Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
Ben de çıkar güneş aydınlığa
Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
Seni hatırlatır her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mum ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli olur bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin, ellerin ve parmakların
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat on ikidir, söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Akşamları gelir incir kuşları
Konarlar bahçemin incirlerine
Kiminin rengi ak, kiminin sarı
Ah beni vursalar bir kuş yerine
Akşamları gelir incir kuşları
Ki ben Mona Rosa bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O sakin bakışlar bir su kenarında
Ki ben Mona Rosa bulurum seni
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım sığmaz öyle bir saza
En güzel türküyü bir kuşun söyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa
Artık anla beni muhacir kızı
Anla ve kabul et itirafımı
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı etrafımı
Artık anla beni muhacir kızı
Yağmurdan sonra büyürmüş başak
Meyveler sabırla olgunlaşırmış
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurdan sonra büyürmüş başak
Altın bilezikler, o korkulu ten
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
Bir tüy ki can verir gülümsemene
Bir tüy ki kapalı geceye güne
Altın bilezikler, o korkulu ten
Mona Rosa siyah güller, ak güller
Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah senin yüzünden kana batacak
Mona Rosa siyah güller, ak güller
Sezai KARAKOÇ ...
Tekrar Teşekkürler Nur'um ....